Taraftarın İstifa Açmazı
Sorumluluk Sahada mı, Yönetimde mi?
Futbol, bu topraklarda sadece bir spor değildir. Bir mahallenin sabah kahvesinde konuşulan ilk cümledir. Bir çocuğun okul çantasına iliştirilmiş forma hayalidir. Bir babanın oğluna miras bıraktığı aidiyettir. Tribünlerde yükselen sesler, sadece skor tabelasına değil; hayata, hayale ve hayal kırıklığına yöneliktir.
Ancak bu sesler, çoğu zaman yanlış adreslere yönelir. Sahada mücadele etmeyen futbolcular varken, istifa çağrıları kulüp başkanlarına yöneltilir. Bu, hem adaletsiz hem de futbolun doğasına aykırı bir tepkidir. Çünkü başkanlar sahada değil, kulübün geleceğinde koşar.
Başkanlar: Temsilin ve Yatırımın Sessiz Kahramanları
Bir kulüp başkanı, sadece bir yönetici değildir. O, bir camianın dışa dönük yüzüdür. Ulusal ve uluslararası kamuoyunda kulübü temsil eden, altyapı yatırımlarını yapan, tesisleri geliştiren, teknik ekibin önerdiği transferleri gerçekleştiren, finansmanı sağlayan kişidir. Başkan, sahada değil; kulübün mutfağındadır. O, görünmeyen emeğin, sabrın ve stratejinin sahibidir.
Başkanlar, futbolcuların performansını doğrudan belirlemez. Onlar, sahaya çıkmaz; topa vurmaz. Ama kulübün ayakta kalmasını sağlar. Taraftarın gururla taşıdığı renklerin sürdürülebilirliğini inşa eder.
Sahadaki Gerçekler: Tepkinin Doğru Adresi
Eğer bir takım sahada ruhsuz oynuyorsa,
Eğer futbolcular milyon dolarlık kontratlara rağmen mücadele etmiyorsa,
Eğer teknik direktör doğru taktikleri doğru zamanda veremiyorsa,
Eğer antrenörler disiplini sağlayamıyorsa,
Eğer hakemler maçın kaderini hatalı kararlarla değiştiriyorsa…
O zaman istifa naraları doğru adreslere yönelmelidir.Kulüp Başkanlarına İstifa istifa naraları değil Sahada topun peşinden koşmayan futbolcuya, takımı hazırlayamayan teknik ekibe, adaleti sağlayamayan hakeme…istifa ,istifa çağrısında bulunulmalıdır. Taraftarın tepkisi, adil ve bilinçli olmalıdır.
Taraftarlık: Sadece Tezahürat Değil, Vicdan
Gerçek taraftarlık, sadece tezahürat yapmak değildir. O, kulübün vicdanıdır. Tepkisi, yönlendirici değil; öğretici olmalıdır. Kulüp kültürünü korumak, doğruya destek vermek, yanlışa karşı durmak… Bunlar, gerçek taraftarlığın temelidir.
Taraftar, kulübün hafızasıdır. Bir başkan gider, bir teknik direktör değişir, bir futbolcu transfer olur… Ama taraftar kalır. O yüzden taraftarın tepkisi, geçici öfkeye değil; kalıcı adalete dayanmalıdır.
Son Söz: Adaletin Adresi Değişmemeli
İstifa çağrısı, bir hesaplaşmadır. Ama bu hesaplaşma, doğru adresle yapılmalıdır.Başkanlara istifa çağrısının yanlış adres olduğunu bilmeliğiz. Başkanlar, kulübün geleceğini inşa ederken; futbolcular sahada mücadele etmelidir. Teknik ekip, takımı hazırlamalı; hakemler adaleti sağlamalıdır. Taraftar ise, bu zincirin vicdanı olmalıdır.
Yanlış adrese yönelen her “istifa” narası, aslında kulübün kendi vicdanına attığı bir çelmedir. O yüzden sesimizi yükseltmeden önce, yönünü doğru belirlemeliyiz. Çünkü futbol, sadece bir oyun değil; bir kültürdür. Ve kültür, adaletle yaşar.
Neşat Yalçın nesatyalcin@gmail.com Nasifoğulları yöresel Doğal ve Organik ürünleri