Organik üretim, sadece tarımda değil; insan sağlığında da bir devrimdir. Pestisitlerden arınmış, genetiğiyle oynanmamış, katkı maddesi içermeyen gıdalar, bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
Kronik hastalıkların, alerjilerin ve hormonal bozulmaların temelinde yatan yapaylık, organik yaşamla yerini dengeye bırakır. Önümüzdeki yüzyılda sağlık, hastane koridorlarında değil; köy pazarlarında, yerel üreticilerin tezgâhlarında aranacak.
Organik ürünler, sadece bedeni değil; zihni ve ruhu da besler. Çünkü doğadan gelen her şey, insanın özüne dokunur. Bu dokunuş, modern yaşamın gürültüsünde kaybolmuş olan içsel dengeyi yeniden kurar. Organik yaşam, bir geri dönüş değil; ileriye doğru daha bilinçli bir yürüyüştür.
İklim değişikliği, su krizi, toprak erozyonu…
Bunlar sadece çevresel değil; aynı zamanda insani krizlerdir. Organik üretim, bu krizlere karşı bir direniş biçimidir. Yerel tohumların korunması, küçük üreticilerin desteklenmesi, doğayla uyumlu tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması
bunlar geleceğin sürdürülebilir yaşam haritasını çizecek.
Neşat Yalçın Nasifoğulları yöresel Doğal ve Organik köy ürünleri Kadıköy Istanbul