Malüm Beşiktaş kötü günlerden geçiyor.
Son kazanılan Fenerbahçe derbisi her ne kadar Beşiktaş’a ilaç gibi geldi gözükse de durum hiç de öyle değil.
Siyah-Beyazlılar yakın zamanda seçime gidecek.
Şu ana kadar Hüseyin Yücel ve Serdal Adalı başkanlık için adaylığını açıkladı.
Bu süreçte daha çok şeyler olacağa benziyor.
Siz bu yazıyı okurken bile Beşiktaş’ta daha fazla gelişmeler olabilir.
Bu arada Beşiktaş taraftarı haklı olarak takımın son durumundan memnun değil.
Üzerine bir de seçim olunca ister istemez ortaya küçük de olsa bir kaos çıkıyor.
Ve bu kaostan en çok etkilenen de taraftar oluyor.
Taraftar da bunu bildiği için bir an önce seçim olsun ve yolumuza bakalım derdindeler.
Şu an için iki aday var demiştim.
Taraftar bu iki adayın birbiriyle yarışmasını değil de Beşiktaş için birleşmesini istiyor.
Daha önce Hasan Arat Bey için de bir şeyler yazmıştım.
Hasan Arat’ın rakibi o gün de yine Serdal Adalı’ydı, kazanan Hasan Arat olmuştu.
Bugün Serdal Bey yine aday ve Beşiktaş’ı iyi bilen bir yönetici ve aynı zamanda tecrübeli.
Hüseyin Yücel bey henüz 1982 doğumlu genç bir yönetici aynı zamanda Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı.
Genç olmasına rağmen Beşiktaş’ta Yönetim Kurulu Üyeliği ve As başkanlık görevlerinde de bulundu.
Uzun uzun yazmaya gerek yok aslında, iki başkan adayına da naçizane tavsiyem Beşiktaş için birleşmeleri.
Bahsetmiştim, taraftarın da gönlünde olan bu ve taraftar gerçekten çok yoruldu.
Artık başarılara, şampiyonluklara ihtiyaçları var…
Twitter (X) basintribunu_
İlgili Haberler
Avrupa’dan Türkiye’ye döndüğümden beri orada izlediğim veya tiyatro festivalinde ülkemizi ziyaret eden yabancı oyunlar haricinde özgün bir dil seyretme sıkıntısı yaşıyordum. Şahika Tekand’ın On Adımda Unutmak isimli oyununu çember dışında bırakırsam oyunların multidipipliner ve multivizyoner bir yaklaşımla sahneye konulduğuna da da şahit olamıyordum. Ta ki Khora’yı izleyene dek… İLGİLİ HABER ‘Kare Kare İstanbul’ sergisi Maltepe’de […]
Hatırlar mısınız bilmem ama cehalete övgüler düzen bir profesör vardı. Televizyon ekranlarından “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor.” demişti. Yine bir öğretim görevlisi, “Cahil kesime güveniyorum.” diyerek, cahilliğe övgüler yağdırmıştı. Okuyarak ya da siyaseten bir yerlere gelmiş insanların ağızından, cahilliği öven daha bir sürü söz ya da konuşma örnekleri verilebilir. Cahilliği övecek değilim. Cahillik övülmez, […]
Hangi sanatçı istemez ki yaşarken değer bulmayı, onurlandırılmayı, el üstünde tutulmayı. Tabii ki her sanatçı ister… Bizim gibi ülkelerde sanatçılar, maalesef yaşarken değil öldükten sonra değer bulur. Yaşarken yokmuş gibi davranılmak, öldükten sonra kıymete binmek… İlginç değil mi? Öldükten sonra değil yaşarken değer verilmeli sanatçılara… Doğru olanı budur. Ferdi Tayfur’un ölüm haberi alınınca sosyal medya […]
Ah bu yıllar! Biri biter biri başlar… Bir de bakmışsın ki ömür biter. Çocukken yılların bir an önce geçmesini, beli bir yaşa gelince de yılların hiç geçmemesini isteriz. Tek derdimiz, tüm yaşanmışlıklara inat hep yaşamda kalmaktır. Yaşamak, yaşamak, hep yaşamak… Kim ne düşünürse düşünsün hayat acımasızdır. Bir bakmışsın yaşlanmışsındır. Zaman hızla gelir ve geçer… Ne […]