“Sel gider taş kalır, el gider kardaş kalır.” sözü ile hiçbir ilgisi yok bu haftaki ele alacağım “Sel” konusunun.
Hatırlar mısınız, geçen hafta “Sular Çekildi” diye bir köşe yazısı yazmıştım.
Konumuz gerçekten de sel…
Dünyada ciddi bir kuraklık var.
Bu kuraklık hele ülkemizde çok ciddi bir boyutta…
Bunun en büyük göstergesi, suların çekilmesi, tarlaların susuz kalması bir de dengesiz yağışlar…
Kuraklık, hiç yağış yağmaması demek değildir.
Tabi ki yeryüzünde bir su döngüsü vardır.
Atmosfer, su döngüsü demektir.
O yüzden dünya denen gezegende canlılar yaşıyor…
Neyse işte…
Kuraklık, aşırı buharlaşma ve şiddetli yağışlar…
Doğal afetler…
Dere yatakları alarm veriyor…
Her yağışta ciddi can kaybı yaşanıyor…
Hiç beklenmeyen zamanlarda saatlerce yağan yağmur ve ardından oluşan sel; evi, arabayı önüne ne gelirse götürüp gidiyor.
Hatırlar mısınız?
Karadeniz illerinde, dere yataklarına yapılan Toki evleri nasıl sele kapılıp gitmişti ve bir sürü insan ölmüştü.
Yurdun farklı bölgelerinde bir sürü sel felaketi…
Ve her bir sel felaketinde bir sürü can ve mal kaybı…
Millet bahçesi, parklar, bahçeler…
Toki evleri, yerleşim yerleri, organize sanayi bölgeleri, okullar, hastaneler, sosyal tesisler…
Dere yataklarında…
Felakete davetiye…
Ne zaman ders alacağız ve ne zaman doğru işler yapacağız…
Ufukta bir umut ışığı yok, olacağa da benzemiyor…
Kısacası biz bu doğa felaketlerini hep yaşayacağız…
Açacağız televizyonu, sel felaketini canlı canlı izleyecek, yaşanan can kayıpları için yas tutacak, kayıpların bulunması için dua edecek; maddi kayıplar için devletten yardım bekleyeceğiz.
Allah’ın dediği olur!
Allah’tan gelene ne denir?
Kaderimiz…
21. Yüzyılda yaşıyoruz.
Doğanın genleri çözüldü.
Neyin ne olacağı artık en ince noktasına kadar bilinebiliyor. Bir yağışın şiddeti, zamanı, miktarı günler, haftalar hatta aylar öncesinden tespit edilebiliyor.
Bu dünyada bilinmeyen bir şey kalmadı.
Yapay zekâ, ışınlanma, organ nakilleri ve ölümcül hastalıkların tedavisi…
Nihayetinde ölümsüzlük…
Yanlış duymadınız ölümsüzlük…
Çok uzak değil!
Dünyanın bir yerlerinde 21. Yüzyıl yaşanırken bir yerlerinde hala 16. ya da 17. Yüzyıl yaşanması inanın çok garip…
Bu anlaşılır bir durum değil.
Ülkemizde neden 21. Yüzyıl yaşanmaz, bilimsel verilere göre iş yapılmaz?
Anlamakta zorlanıyorum.
Dere yataklarına bina, park, bahçe yapma, sosyal tesis yapma!
Doğanın kanunlarına uy…
Bu kadar basit…
Sel can alıyor, almaya da devam ediyor…
İlgili Haberler
Her ramazan ayında dini konular üzerine bolca TV programları yapılır, bu programlarda ramazan ayı ile ilgili bir sürü soru sorulur, sorulan sorulara cevaplar aranır. Nedense bir türlü soruların cevabı bulunamaz. Bizde ramazan ayı ile ilgili değil her konu ile ilgili anlama, anlamlandırma sorunu vardır. Abartılı cevaplar, asılsız iddialar… En çok da okumuşlar şaşırtır insanı. Okumayanlara, […]
Yayınladığı ilk günden itibaren konusu ile dikkat çeken dizi daha yayınlanmadan fragmanı ile gündem olmuş gelen tepkiler üzerine “ahi” sözcüğü “fani” olarak değiştirilmişti. Tarikatın adı kurmaca olsa da bir şekilde o gerçekliğe dokunuluyor… Faniler cemaatindeki kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmelerine, kadının toplumdaki konumuna, erkek egemen bir yapıda kadınların ve okumak isteyen kız çocuklarının mücadelesine tanık […]
İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern bir dizayna sahipken, Galatasaray basın tribününde […]
Boşuna değilmiş sermaye sahiplerinin yatırım yapmak için güvenli bölgeler, ülkeler, kıtalar araması. Son zamanlarda ülkemize ne yabancı yatırımcı geliyor ne de yatırım yapmak için teklif… Ekonomide en önemli şey güven… Güven olmayınca yatırım olmuyor. İster ekonomik ister sosyal ister siyasal süreçlerin hayat bulması için güven ortamın var olması şart. Arsa, ev, araba alacağımızda bile dünyanın […]