Uzman Psikolog Gökhan Çınar: “İGDAŞ’a koşa koşa geldim”
İGDAŞ yönetiminin çalışanlarına psikolojik destek kararları sonrası
Genel Müdür ve yönetim kadrosunun da aralarında bulunduğu 300’ün
üzerinde İGDAŞ çalışanı, “Katarsis” programıyla tanınan ünlü Uzman
Psikolog Gökhan Çınar’ın özel olarak İGDAŞ için verdiği semineri izledi.
10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü’ne atıfla düzenlenen seminerde,
başta arama kurtarma ekibi olmak üzere İGDAŞ’ın tüm çalışanlarının, 11 ilde
yaşanan depremden sonra bölgeyle etkileşimlerinin psikolojik yansımaları
değerlendirildi.
“Ruh Sağlığı Bakanlığı’nın kurulması hayali için mücadele edeceğini”
açıklayan Gökhan Çınar, Kahramanmaraş depremi sonrası konuşulan
‘normalleşme süreci’ ve olası İstanbul Depremi kaygılarına dönük sık
yapılan ‘yanlışlar’ı vurgulayarak, öznel yaklaşımlarını açıkladı.
Haber Metni:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İstanbul Gaz Dağıtım A.Ş.
(İGDAŞ), 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü’ne atıfla, dün Nazım Hikmet Kültür ve
Sanat Evi’nde, kamuoyunun yakından tanıdığı ünlü Uzman Psikolog Gökhan Çınar’ın
dinlendiği bir seminer organize etti. 300’ün üzerinde İGDAŞ çalışanının izlediği seminere,
İGDAŞ Genel Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen ve beraberinde diğer İGDAŞ yöneticileri
de katıldı. Dr. Mithat Bülent Özmen, “Yeni aldığımız kararlarla, İGDAŞ çalışanları
isterlerse ücretsiz bireysel psikolojik terapi desteği alabilecek” dedi.
İGDAŞ Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, 11 ilde arka arkaya
gerçekleşen büyük depremlerin ardından, İGDAŞ çalışanlarının bir bölümünün bölgeye giden
“İGDAŞ Arama-Kurtarma Ekibi”nde doğrudan görev aldığı; bir bölümünün de yakınlarını
enkaz altında kaybettiği kaydedildi. Bu çerçevede İGDAŞ çalışanları için, özellikle deprem
sonrası gelişen kaygılar ve “normalleşme”ye destek olunabilmesinin yanı sıra üstlenilen
rollerin psikolojik baskılarıyla başa çıkılabilmesine dönük olarak bir dizi çalışma planlandığı
ifade edildi.
Bu kapsamda, İGDAŞ’ın kurumsal olarak psikoloji biliminden de yararlanma gayreti
ve mesleğe saygısının bir ifadesi olarak, 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü’yle de örtüşen bir
etkinlik düzenlendiği ifade edildi. Buna göre dün 300’e yakın İGDAŞ çalışanı, kamuoyunda
“Katarsis” programlarıyla tanınan Uzman Klinik Psikolog Gökhan Çınar’ı dinlemek üzere,
Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nin tiyatro salonunu doldurdu.
“İGDAŞ Arama Kurtarma Ekibi depremde 12 vatandaşımızı
enkazdan canlı çıkarmayı başardı”
Semineri izlemek üzere üst kademe yöneticileriyle birlikte gelen İGDAŞ Genel
Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen, İGDAŞ çalışanlarına hitaben yaptığı konuşmada özet
olarak şunları söyledi:
“Değerli arkadaşlarım, bu organizasyonunun tek çıkış noktası var. Sizler bizim
için çok değerlisiniz. İşinizi sürdürürken aynı zamanda her türlü bilimsel bilgiden
yararlanabilen bireyler olarak donanabilmenizin yolunu açmak, bu kuruluşun
sorumlulukları çerçevesinde adeta ödevidir. Hiçbir işi tesadüfi olarak yapmıyoruz.
Hepsinin arkasında bir yönetim vizyonu olduğundan emin olunuz. Örneğin sokak
hayvanları için gösterdiğimiz duyarlılık, korunmaya muhtaç yük hayvanları için bir
ameliyathane ve yeni barınaklar yaptırmaya kadar gelişti. Bu duyarlılığımız deprem
bölgesinde yaralı hayvanların tedavisinde çözüm arayan bir kuruluş için ışık olmuş; bizim
kapımızı çaldılar. 400’e yakın yaralı ve bakıma muhtaç hayvanı, İstanbul’a getirip
sağlıklarına kavuşturduk.
İGDAŞ Arama ve Kurtarma Ekibimizin depremden hemen sonra Hatay’da
aralarında çocukların da olduğu 12 vatandaşımızı enkaz altından canlı çıkarmayı
başardığını biliyorsunuz. Arkadaşlarımız ardından Gaziantep’in Nizip ilçesinde 26
mahallede, 690 km çelik ve polietilen hattı üzerinde gaz kaçağı taradılar ve deprem sonrası
Nizip’e yeniden doğal gaz verilmesine yardımcı oldular. İGDAŞ’ta depremde yakınlarını
kaybeden 52 çalışanımız olduğunu tespit ettik. Aldığımız kararlarla biliyorsunuz İGDAŞ
çalışanlarının ücretsiz bireysel psikolojik terapi desteği alabilmesini sağladık. Kurum
olarak bu yükü, çalışanlarımız adına üstleniyoruz. Ancak hala toplumumuzda ‘terapi’,
Avrupa toplumları gibi alışkanlıklarımıza yansımış sayılmaz. Yararlanmaktan
çekinmemeniz için, önce psikoloji biliminin toplum için ne derece elzem olduğunu
görebilmelisiniz. İşte bu seminerde bunu görebilmenizi amaçladık. Önümüzdeki süreçte
göreceksiniz gerek toplu, gerekse bireysel psikolojik destek eğitimlerine daha fazla ağırlık
vereceğiz.”
Gökhan Çınar “İGDAŞ’a koşa koşa geldim”
Dr. Özmen’den sonra söz alan Uzman Klinik Psikolog Gökhan Çınar da
konuşmasında “Dertleşme” adını verdikleri buluşmaların çok uzun zamandır devam ettiğini
belirterek, şunları ifade etti:
“İGDAŞ’ın çalışmalarını duyup dinlediğimde, İGDAŞ ailesinden her bireyin ayrı
ayrı psikolojik sağlıklarıyla, destek sistemleriyle önemsendiğini duymak beni çok mutlu etti.
Maalesef genelde kurumsal olarak bu türden yaklaşımlarla karşılaşmıyorum. Bu yüzden
bugün buraya koşa koşa geldim diyebilirim.”
Programın adına “Gel Yeniden Başlayalım” başlığını koyduklarını ancak bunun
“geçmişi silmek”le ilgisinin olmadığını ifade eden Çınar, “Bence olumsuz duygu yok. Bütün
duyguların bizi büyüten bir tarafı var. Biz zaten bütün yaşadıklarımızın üstüne büyürüz.
Dolayısıyla bunu daha çok ‘hikayemizi nasıl dönüştürürüz’ olarak anlamalıyız” dedi.
“Destek ihtiyacı, görünmez hale gelirse, o zaman toplumun
travmalarından kurtulamayız”
İGDAŞ çalışanlarının sorularıyla, etkileşimli olarak sürdürülen seminerde, deprem
öncesi kaygılar ve doğrudan depremzedelerde oluşan psiko-travmatik etkilere dönük ruhsal
destek süreçleri de konuşuldu. Kahramanmaraş depremi üzerinden kendi deneyimlerini
anlatan Çınar, şunları söyledi:
“Depremden sonra oralara ben de gittim. Sahada hala acil travma tedavi yöntemleri
kullanan meslektaşlarım var. O bölgede yaşanan travmaların etkilerinin 20 günle ya da
birkaç ayla çözümlenebilmesi mümkün değil. Ama kamuoyunda daha hızla unutuluyor.
Destek ihtiyacı, görünmez hale gelirse, o zaman toplumun travmalarından kurtulamayız.
Bir de depremden sonra göç hareketleri var. Aileler göç ediyor ama erkekleri hala evlerini
korumak için orada. Aileler geri geldiğinde yeni bir eğitim süreci başlayacak. Türk
Psikologlar Derneği aracılığıyla, sadece deprem bölgesinde değil, en çok göç almış
şehirlerde de destek tedavileri sürecine başlandı. Bu uzun süreçli bir çalışma ki şimdi artık
konteyner kentlerde ve alandaki hastanelerde de meslektaşlarımız kendi odalarını
kuruyor.”
Depremin dünyanın her yerinde, literatürde temelde bir travma olarak kabul edildiğini
belirten Çınar, sözlerine şöyle devam etti:
“Deprem doğal bir afettir ve etkilerinin yaralarının sarılması çok başka süreçleri
getirir. Olası bir İstanbul depreminde de bu süreçlerin gereğini şimdiden görebiliyor
olmalıyız. Deprem öncesi kaygılara dönük destek tedavileri de ayrı bir konu. Bizim
toplumumuz daha çok bir kaygı toplumu. Bundan 20 yıl öncesinde kültürel olarak
birbirimizle daha çok iç içe geçtiğimiz için daha sağlıklı ve daha doğru iletişimler içinde,
psikolojik destek mekanizmaları toplum içinde kendiliğinden daha kolay harekete
geçebilirdi. Zaman geçtikçe kutuplaşma-ayrışma çok arttığı için bu iç içelik, daha çok
‘elalem ne derler’ ile başlayan, kendimizi diğerlerinin gözünden çok izlememize yol açan,
ya bireysel hayatlarımızda çok sahip çıkmadığımız çoğunlukla ya da duvarları dele dele
sahip çıkmaya çalıştığımız ölçüde yaygın anksiyetelere dönüştü. Yaygın anksiyetelerin
olduğu toplumlarda psikolojik sağlığın yüzdesinin yüksekliğinden söz edemeyiz. Ama bu
tarz kaygı yaygınlığına rağmen, destek tedavi yöntemleriyle iyileştirilebilen insanlar
olduğunu da biliyoruz. Yani denizyıldızı hikâyesi gibi kaç hayat kurtarırsak kar.”
“Normalleşme” toplumda yanlış anlatılıyor
Deprem sonrası ‘normalleşme’ kavramına da değinen Çınar, normalleşmenin hiçbir
zaman ‘var olan acıyı yok saymak’ olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben depremin daha birinci haftasında insanların çıkıp artık normalleşmemiz lazım
demesine tepkiliydim. Normalleşme geçiş için sağlıklı bir şey ama günün sonunda gerçek
normalleşme, hani bir parçanız bir eşyanız gibi acıyı alıp yürüyerek hayatınıza devam
edebilmektir aslında. Ya da kafamızı işimize, çocuklarımıza çevirirken; aynı ritimle o
bölgeye de çevirebilmeye devam ettiğimiz bir şeydir. Normalleşme toplumsal olarak da
bireysel olarak da yanlış kullanılıyor toplumda. Acıyı yok saydığında hasta olursun.”
“Duyarsızlaşan her toplum sağlıksızlaşır”
Duyarsızlaşan her toplumun sağlıksızlaştığına da değinen Çınar, “Olan bitenlere karşı
hissizleşmiş her insan her toplum hissizleştikçe kendisini, ailesini koruduğunu zanneder
ama üstü kapatılan her şey döner dolaşır ‘engellenmiş travma’ olarak, o kişiye o topluma
geri döner. Bu parçanın bütünün bir kısmı olmasından kaynaklanır. Fizikte de böyledir
psikolojide de böyledir, birçok disiplinde böyledir. Duyarsızlaştığımız bu dönemlerde
maalesef psikolojik olarak sağlıklı değiliz. Üstünü kapattığımız her şeyi bir süre sonra uzun
yıllar atlatamadığımız travmalara dönüştürmüş olabiliriz” şeklinde konuştu.
“Ruh Sağlığı Bakanlığı’nın kurulması için mücadele edeceğim”
Uzman Psikolog Gökhan Çınar seminerde ayrıca “Hayatımdaki mücadelelerimden
biri de Ruh Sağlığı Bakanlığı’nın kurulması olacak. Ütopik görülüyor belki ama buna
örnek olan ülkeler var, niye bizde de olmasın. O zaman terapiye gitmek bu kadar aykırı
görünmeyecek çünkü hizmetin bir parçası olacak. Herkesin o hizmeti alabildiği günler
gelecek diye umuyorum” dedi.
İlgili Haberler
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
İngiliz Sömürüsü ve Zulmüne Karşı Efsanevi Bir Kahramanlık Destanı “İslam’ın Kılıcı” Türkiye’de Vizyona Giriyor: “İslam’ın Kılıcı”, 1 Kasım’da Türkiye sinemalarında izleyiciyle buluşuyor. Aksiyon ve macera dolu bu destansı film, cesur bir savaşçının İslam’ın kutsal değerlerini korumak ve İngiliz sömürüsüne son vermek için çıktığı nefes kesen mücadeleyi anlatıyor. Osmanlı’nın İngiliz sömürüsüne karşı desteğini de detaylı […]
Şair-yazar Ali Asker Barut’un Uzak Patikalar Şarkısı adıyla yeni kitabı yayımlandı. Pikaresk Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı şair, “Sondan bir önceki şiirler” olarak değerlendiriyor. Yeni kitabında kederin, gamın sesini daha da yoğunlaştıran Tunceli doğumlu şair Ali Asker Barut, şiirini, çağıyla yüzleşen, çağıyla hesaplaşan bir çizgiye getirmiş durumda. Geçen yıllarda aynı yayınevinden Gam Divanında Keder Şiirleri ve […]