Sözde “derbi” özde “derbicik” olan Beşiktaş maçını, Galatasaray kaybetti.
Maç sonu Beşiktaşlılar çok mutluydu, bu mutluluğun sebebi nedir diye araştırırken meğerse üçüncülüğü kutluyorlarmış.
Galatasaray şampiyonluk, Beşiktaş ise üçüncülük peşindeymiş.
Tabii, herkesin kulvarı, sıkleti farklı.
Uzun uzun “derbicik”i yazmaya da gerek yok.
Ben işin Galatasaray tarafına bakıyorum. Bir önceki yazımda da bahsetmiştim, “şampiyonluk yolu kolay değil” diye.
Bir yandan da Fenerbahçeliler şampiyon olacağız diye Twitter’da hashtag açmış.
Onları da anlamak güç, zamanında şampiyon olduklarını sanıp, sahaya girip “timsah yürüyüşü” yapan bunlar değil miydi?
Türkiye’nin en başarılı takımı, Avrupa’da Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmiş Galatasaray’dan bahsediyoruz. Şampiyonluk bu kadar yakınken, tecrübesiyle Cimbom bu işi bitirir, şampiyon olur.
Şampiyon olur olmasına da asıl mesele takımdaki düşüş, düşüş demişken bazı futbolcuların yaptığı, artık alışkanlık haline gelen hatalar.
Evet, Muslera’dan bahsediyorum. Son haftalarda yapmış olduğu hatalar akıl alır gibi değil. Geçen sezon baskı altındaki merkez oyuncularına pas atarak Taylan Antalyalı ve Berkan Kutlu’yu da taraftarın önüne atan da Muslera’ydı.
Beşiktaş maçında da aynısını bu kez Sergio Oliviera’ya yaptı ve takım golü yedi.
Tamam Muslera’nın kredisi vardır, takıma çok şey kazandırmıştır evet fakat son haftalarda yapılan, tekrar eden hatalar da Muslera’ya yakışmıyor.
Okan hocaya da bir tavsiye ki mutlaka bu duruma müdahale edecektir. Kalan maçlarda Muslera’ya pas verilmesini ve Muslera’nın baskı altındaki ön kesiciye top iletmesini engellesin.
Hatta bu durumu Galatasaray Spor Kulübü Divan Kurulu Üyesi Reşit Ömer Kükner ağabey de Twitter üzerinden güzel bir şekilde yazmış. Kendisine katılmamak elde değil.
İlgili Haberler
Her ramazan ayında dini konular üzerine bolca TV programları yapılır, bu programlarda ramazan ayı ile ilgili bir sürü soru sorulur, sorulan sorulara cevaplar aranır. Nedense bir türlü soruların cevabı bulunamaz. Bizde ramazan ayı ile ilgili değil her konu ile ilgili anlama, anlamlandırma sorunu vardır. Abartılı cevaplar, asılsız iddialar… En çok da okumuşlar şaşırtır insanı. Okumayanlara, […]
Yayınladığı ilk günden itibaren konusu ile dikkat çeken dizi daha yayınlanmadan fragmanı ile gündem olmuş gelen tepkiler üzerine “ahi” sözcüğü “fani” olarak değiştirilmişti. Tarikatın adı kurmaca olsa da bir şekilde o gerçekliğe dokunuluyor… Faniler cemaatindeki kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmelerine, kadının toplumdaki konumuna, erkek egemen bir yapıda kadınların ve okumak isteyen kız çocuklarının mücadelesine tanık […]
İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern bir dizayna sahipken, Galatasaray basın tribününde […]
Boşuna değilmiş sermaye sahiplerinin yatırım yapmak için güvenli bölgeler, ülkeler, kıtalar araması. Son zamanlarda ülkemize ne yabancı yatırımcı geliyor ne de yatırım yapmak için teklif… Ekonomide en önemli şey güven… Güven olmayınca yatırım olmuyor. İster ekonomik ister sosyal ister siyasal süreçlerin hayat bulması için güven ortamın var olması şart. Arsa, ev, araba alacağımızda bile dünyanın […]