ทดลองเล่นสล็อต

สล็อต 2024

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

VATANI SEVMEK

Yayınlanma:
ABONE OL
VATANI SEVMEK

Vatan sevgisi; sanırım en çok önemsenen, gündeme gelen, üstünde durulan, konuşulan konulardan birisidir.

“Vatan sevgisi” tabii ki de çok önemlidir; daha doğrusu en önemlidir.

Var olma, yok olma meselesidir.

“İnsan memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da ondan.”

Meşhur Vizontele filminin, dokunaklı bir yerinde geçen, enteresan bir sözdür ve akıllarda yer etmiştir. İnsana “Yaaa, yaaa…” dedirtir.

Meseleye neresinden bakarsanız bakın sonuç değişmez.

Nedeni ne olursa olsun…

Vatan, vatandır…

Çünkü; Vatan’ın içinde hayatınız, sevdikleriniz, milletiniz, atalarınız, tarihiniz, geçmişiniz, geleceğiniz, namusunuz, onurunuz, refahınız, mutluluğunuz, huzurunuz, hayalleriniz kısacası yaşama, insana ve ulusa dair ne varsa hepsi vardır.

Neticede mevzubahis olan vatandır…

Vatan olmadan olmaz…

Vatansız olmaz…

Her bir yurttaş kendince vatanını sever…

Vatanını sevmeyen yoktur…

Yoktur ama nedense ülkemizde, kişilerin “Vatan Sevgisi” hep sorgulanır, hep de sorgulanmıştır…

Kişiler birbirlerine kolaylıkla, “Vatan Haini” diyebilmektedir.

Ve kişiler kendilerini “Vatansever!” ilan eder…

Sanki tek kendisi vatansevermiş gibi…

En çok da yazarlar, çizerler, sanatçılar, bilim insanları, aydınlar, demokratlar, vatan hainliği ile suçlanır.

Nazım Hikmet, yıllarca bu suçlamaya maruz kalmış bir şairdir.

Bu suçlama ona çok ağır gelmiş olacak ki; “VATAN HAİNİ” şiirini yazar ve “Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.” diyerek devam eder…

Vatanı için on üç yıl yatmış, ömrü sürgünde geçmiş bir şaire yapılabilecek en ağır suçlama vatan hainliğidir.

Sanatçılar, yazarlar, aydınlar…

Hayatlarını vatanları için feda etmiş insanlardır…

Vatanı en çok onlar sever…

Neyse ki, tarih gerçek bir mahkemedir…

Kimin vatansever, kimin vatan haini olduğunu ortaya çıkartır…

Hakkı hakkına teslim eder…

Bizde işler biraz semboller üzerinden yürür…

Değer yargıları, semboller üzerine kurulur…

Şeklen yapılan işler, karşılık bulur…

Gösteriş önemlidir…

Gerçek sevgi nedir?

İyi insan, kimdir?

Çok dert edilmez…

Sevgililer gününde alınan bir çiçek, en büyük sevgi gösterisi oluverir…

Ya da klasik bir örnektir; ceket iliklemek en büyük saygı göstergesidir.

Çocukların okudukları şiir, derste öğretmenin söylemleri, toplulukta söylenen cümleler…

Vatan, millet, Sakarya edebiyatları…

Hep bir söylem cümleleri…

İyi de hiç mi karşılığı olmaz, yaşamda bunların…

Toplum karşısında atılan nutuklarda, arkadaş ortamlarında, televizyon ekranlarında, sosyal medya mecralarında aradık sevgiyi…

Vatan sevgisini, öyle bir noktaya indirgedik ki, sevginin içini boşalttık, sembollere indirgedik.

Sevmenin, davranışlarda olduğunu unuttuk…

Yerden bir çöpü almayan, amme için yapılan bir işi enayilik olarak algılayan, “devletin malı deniz yemeyen…” diyen bir noktadayız.

Sevmek başka bir şeydir.

Seven insan zarar vermez…

Zarar vermeyi bırakın, korur, kollar…

 Sahiplenir, güzelleştirir…

Maalesef, vatan sevgisi konusunda ciddi bir sıkıntı var…

Kimsenin toplumsal kaygıları yok…

Ben duygusu almış başını gitmiş…

“Her koyun kendi bacağından asılır.” atasözü ruhumuza işlemiş, yaşam felsefemiz olmuş.

Az çalışmak, yorulmamak, sorunları görmezden gelmek, yapar gibi görünmek, başkalarını da işinden alıkoyup kendisine yandaş etmek bir marifet sayılmış…

“Gemisini kurtaran kaptan!”

Öyle mi?

Ülke yoksa gemi de yoktur…

Irak, Suriye, Libya, Tunus…

Bu ülkelerin halkı nerede?

Denizi de gemiyi de kaybettiler…

Sevmek, şeklen değil ruhen olduğu zaman anlam kazanır…

Ürettiğin, emek verdiğin, paylaştığın zaman, ülke ayakta kalır…

Ülke olarak gerçek sevgiyi öğrenmemiz gerek…

Sembollerle örülmüş bir sevgi, içi boş bir sevgidir…

Bize, Japonların vatan sevgisinden lazım…

Yoksa yok!

author avatar
Yıldırım Gündoğdu

İlgili Haberler

GÜNDEMİN GÜNDEMİ
Eğitim
13 Temmuz 2024
GÜNDEMİN GÜNDEMİ

Birkaç hafta gündeme dair bir şeyler yazıp çizmedim; işin doğrusu, biraz tembellik hakkımı kullandım. Gündeme dair yazıp çizmediğim birkaç haftada, ülkede o kadar çok şey olup bitti ki insan, “Bu ülkeye bu kadar gündem çok fazla!” diyesi geliyor. Süleyman Demirel, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir.” demişti. Ne kadar doğru bir sözmüş, maalesef yaşayarak […]

15- 21 Temmuz 2024 Astroloji haftalık yorum: 19 Temmuz Yoğun, 21 Temmuz Satürn Dikkat!
Yazarlar
13 Temmuz 2024
15- 21 Temmuz 2024 Astroloji haftalık yorum: 19 Temmuz Yoğun, 21 Temmuz Satürn Dikkat!

Haftanın en yoğun günü 19 Temmuzdur. 19 Temmuzda Ay Oğlak burcunda, Merkür ve Venüs Aslanda, Mars ve Uranüs Boğada, Jüpiter İkizlerde, Saturn ve Neptün Balıkda düşük katsayıda olacaktır. 17 Temmuz ise Deprem Kesişim Noktası olup Dünyanın zayıf fay hatlarında 6.0 ve üzeri şiddetli Depremlere yol açabilir. 19 Temmuza ise olumsuz hava koşulları ve kazaları artabilir. […]

Mehmet Büyükekşi neyin peşinde?
Yazarlar
13 Temmuz 2024
Mehmet Büyükekşi neyin peşinde?

Gündem pek yoğun değil, kaç gündür ne yazayım derken, yaklaşan TFF seçimleri aklıma geldi. Tekrar aday olan Mehmet Büyükekşi hakkında bir şeyler yazayım dedim. Karagümrük Spor Kulübü’nün taraftar sayfası olan Karagümrüklüler fan sayfasını yakından takip ederim. Orada yapılan bir paylaşım Mehmet Büyükekşi’nin durumunu özetler nitelikteydi. Paylaşımda şu yazıyordu: “Gittiğin her statda ıslıklandın, kupa törenlerinde yuhalandın, adına ağıza alınmayacak sözlerle beste […]

Dünyadan
09 Temmuz 2024
08 – 14 Temmuz 2024 Astroloji haftalık yorum: 10 Temmuz Yoğun! 14 Temmuz Ay ve Venüse Dikkat!

08 Temmuz haftası yoğun bir hafta olup 10 Temmuz haftanın En Yoğun günüdür. 14 Temmuzda ise Ay ve Venüs Transitleri -2 seviyesine inecektir. Ay düşük katsayıda güvenlik problemlerini ve verimsizliği sembolize ederken Venüs Transiti düşük katsayıda açgözlülüğü, mal-mülk ve toprak paylaşımlarını, sosyal ve siyasi olayları ve çatışmalarını sembolize etmektedir. 09 ve 14 Temmuz zayıf fay […]