Ne konuşursan konuş ne tartışırsan tartış fark etmez; her konuşulan, her tartışılan, gerçeklikten, nesnellikten ve de bilimsellikten çok uzak; akademik değeri olmayan, kişisel düşüncelerden ibaret, öylesine…
Toplumda kanıksanmış artık bu tarz konuşmalar, tartışmalar…
Kimsenin ayıpladığı, yanlış bulduğu; mezuniyetin, akademik unvanın, bilgin, birikimin ne dediği yok…
Kara cahil de olsan, ağız dolusu konuşmaya hakkın da yetkin de var…
Fikrin varsa, mesele yok…
Veri, grafik, analiz, istatistik, bilgi…
O da ne?
Okuyacak çocuk gelsin okula…
Okumayacak çocuk boşu boşuna gelmesin okula…
Çırak, kalfa, usta, işçi, garson neyse işte…
Atılsın hemen iş hayatına…
Bağıra, çağıra tüm çocukların okutulmaması gerektiğini anlatıyor.
Herkes, doktor, mühendis, öğretmen olacak da tarlayı kim sürecek, hayvana kim bakacak; marangoz kim olacak, arabayı kim tamir edecek; lokanta da pastane de müşteriye kim hizmet edecek; saç, sakal tıraşını kim yapacak…
Zekâ bir Allah vergisidir, her çocukta olmayabilir; zorla güzellik olmaz” diyor.
Dinliyoruz, ciddiyetle…
İyi de bu ülkede her çocuğuna, eğitim; mecburu ve parasız…
Zorunlu…
Adı üzerinde ilköğretim…
Tamirci, marangoz, elektrikçi, tezi, kuaför, mobilyacı; çiftçi, çoban, işçi, garson, aşçı…
Hiç fark etmez, hangi mesleği yapmak istiyorsa onun eğitimini alacak; hayata bir yerlerden başlayacak ama çocuk önce temel eğitimi yani ilköğretimi okuyacak…
Dünyanın her yerinde sistem böyle işler…
Neden okutulmasın çocuk ilkokulda, ortaokulda…
Bu acele niye…
İlköğretim; meslek öğrenmek için değil, yaşamı öğrenmek, dünyayı tanımak, ayakları üzerinde durabilmek, tek başına yürüyebilmek içindir.
Yeteneklerine göre eğitim sonraki meseledir.
Devletin görevi; her çocuğa ilköğretim hatta ortaöğretim düzeyinde eğitim vermektir.
Okulun ve eğitimcilerin görevi ise; sorunlu olan çocuğu okuldan uzaklaştırmak değil, sorunlu olan çocuğun sorunlarını çözmek, okula devamını sağlamak, okutmaktır.
Öğrencide sorun varsa, sorunun çözümü de vardır.
Çocukların yeri sanayi, işyeri, sokak değil okuldur.
Çocuklar okumalıdır…
Çocuklar okutulmalıdır…
İlgili Haberler
Ay Tutulmasından tam 1 gün sonrası yani 26 Mart haftanın en yoğun günü olup bugünde olumsuz hava şartları ve kazaları çoğalabilir. 31 Martta da zayıf fay hatlarında şiddetli depremler artabilir. 31 Martta depremlerin haricinde şiddet ve terör olayları da artabilir. 25 Marttaki Ay Tutulması Terazi burcunda -1 katsayısında olup en çok Natal Güneşi İkizler ve […]
İstanbul’u bekleyen deprem riski için atılan adımları ve kentsel dönüşüm tartışmalarını işin uzmanı değerlendirdi. Türkiye, deprem kuşağında olduğu gerçeğiyle yüz yüze kalmaya devam ederken deprem uzmanlarında sık aralıklarla uyarılar gelmeye devam ediyor. Özellikle de İstanbul’da beklenen olası deprem riski milyonlarca kişi açısından korkuya neden oluyor. 31 Mart 2024 yerel seçimlerine günler kala belediye başkan adaylarının da gündemi deprem. Mevcut İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminden şikâyetçi olan İstanbullunun […]
Alev Alatlı: “İmar ruhsatı olan bir müteahhit şehrin ırzına tecavüz ederken yasal olarak suçsuzdur ama yaptığı iş helal değildir. Keza raf ömrünü uzatmak için ekmeğin içine kanserojen madde koyan fırıncının yaptığı ambalajın üzerine koyduğu sürece yasal dolayısıyla suçsuzdur, ama helal değildir. Bir kalem darbesiyle atar ergenleri sokağa döken yazar, alevler afakı sardığında suç mahallinde değilse, olayları […]
22 Mart Ay Tutulmasından 3 gün öncesi haftanın en yoğun günü olup bu günde Ay, Merkür, Mars, Uranüs ve Plüto düşük katsayıda olacaktır. Bilhassa Mars Transiti İkizler ve Yay burcunu olumsuz etkileyebilir. İkizler burcu her türlü iletişim ve ulaşımı sembolize ettiğinden 22 Martta iletişim kazaları ve olumsuz hava şartları oluşabilir. Uranüs Transiti de yer altını […]