Sorgu; çoğunluk tarafından kabul görmüş doğruların akıl ve bilim temelinde irdelenmesidir.
Sorgu, sorgulama, sorgulamak…
İnsanın var oluşu ile başlar…
Bilim adamları, felsefeciler en çok sorgulayanlardır.
Bugünlere de onların sorgulamaları sayesinde gelinmiştir.
Her dönemin kendine göre doğruları vardır.
Bugünün doğruları yarının doğruları olmayabilir.
“Dünya, tepsi gibi dümdüzdür” doğrusu uzun yıllar kabul gördü.
Coğrafi keşifler öncesi, dünyanın bilenen büyüklüğüne inanıldı.
Kölecilik, Feodalite, kapitalizm en iyi yönetim şekilleri sanıldı.
Buluşların, keşiflerin her dönem için son olduğu iddia edildi.
Her doğal afette de dünyanın sonu geldiği söylendi.
Büyük afetlere kıyamet günü dendi…
Irkların, sınıfların üstünlüğü savunuldu.
Değişmeyen tek şey değişimdir…
Doğrular sürekli değişiyor.
Bir değişim döngüsü her daim vardır ve de var olacaktır.
İnsanlar bu değişimi sorgulayarak öğrenir.
Sorgulanmadan öğrenme gerçekleşmez; öğrenilen bilgiler, sadece zihinde yer kaplar. Bilginin öğrenilmiş olması için; davranışa dönüşmesi gerekir.
Bir hikâye anlatılır: Bir kışlada yeni yapılan bir anıtı korumak için askerler tarafından tutulan nöbet zaman içinde sürekli hale gelir ve yıllarca o anıtın başında askerler nöbet tutar. Bir zaman sonra tutulan nöbetin yapım aşamasında anıtın zarar görmemesi için olduğu anlaşılır ve askerlerin nöbet tutma süreci sona erer.
Sorgulamak; neden aramaktır. Doğru bilgiye ulaşmaktır.
Sorgulamak kolay bir iş de değildir
Sürüden kopmak, aykırı sayılmak…
Cezalandırılmak…
Tek başına kalmak…
Tek olmak…
Cezası ne kadar ağır olursa olsun…
Meyvesi paha biçilmez değerdedir.
Sorgulamak…
Kutsal bir görevdir.
İlgili Haberler
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]
Karagümrük stadı hakkında bu kaçıncı yazımı artık söylemiyorum. Fatih Belediye Başkanı Ergün TURAN , 15 Mart’ta sosyal medya hesabından Karagümrük taraftarına stat müjdesini verdi. Bu kaçıncı müjdeden artık bunu da söylemiyorum. Bildiğim tek şey taraftarın artık boş vaatlere karnının olduğu şey. Neyse ki krizi bırakıp iyi bir yerde görmek istiyorum. Stadın kapasitesi 7.680 kişilik olacak. Şehrin göbeğinde butik […]
Zaman sonsuzdur. Evren, uzay, yani içinde bulunduğumuz mekân da sonsuzdur. İnsan, birey olarak da “insanlık” olarak da zamanın ve mekânın sonsuzluğunun kesiştiği herhangi bir noktada, bir hiç, bir sıfırdır. Bir insan ömrünü yüz yıl kabul etsek bile, zamanın sonsuzluğunda yüz yıl nedir ki? Bırakın yüz yılı, bin yılı, milyar yıl nedir ki, sonsuzluk karşısında? Biliyorsunuz, […]