Tarihte ‘Tasarrufzade Ekrem Bey’ olarak anılan Ekrem Tasarruf, kaynaklarımızda adına nadiren rastlanan bir şahsiyettir. “Tasarrufhanem” adlı eseri olmasaydı, belki de kendisinden haberimiz olmayacaktı. Tasarrufhanem’den elimize geçen sayfalar, Tasarrufzade Ekrem Bey ve tasarrufları hakkında bizi aydınlatmaktadır. Burada size, bu muhteremden ve tasarruflarından kısaca söz etmek istiyorum.
Tasarrufzade Ekrem Bey, bir akşam yemeğinde altın dişini önündeki tabağın içine düşürür. Hemen, çatalıyla tabaktaki patates ve et parçaları arasında dişini arar; ancak bulamaz. Çünkü porsiyonlar haddinden fazla büyüktür. Tasarrufzade Ekrem Bey, “Baklava tepsisi gibi porsiyon olmaz! Porsiyonlarını acilen küçült Ekrem!” şeklinde kendine talimat verir. Ertesi gün de gereğini yerine getirir. Yemeklerini, kavanoz kapaklarında yemeğe başlar. Kısa sürede bunun faydasını görür. Adeta, Minik Serçe Sezen Aksu’ya döner. İyice küçülür yani. Bünye bu duruma alışınca eskiden kiloyla aldıklarını taneyle alır. Markete gider, beş adet zeytin ile elli gram beyaz peyniri bir cebine; bir adet domatesle bir adet hıyarı diğer cebine koyup çıkar mesela. Böylece poşetten tasarruf eder. Cebinde yumurta taşıyamadığı için, protein ihtiyacını evinin balkonunda beslediği tavuğun yumurtasından karşılar. Tabii, Meloş adını verdiği tavuğu gezdirme işi ona kalır. Meloş’u günde üç kez, yakında bulunan deprem toplanma alanına götürür. Bu arada kendisi de spor yapmış olur, ayrıca spor salonuna para vermez.
Üstten girmeyince alttan çıkar mı? Çıkmaz! Tasarrufzade Ekrem Bey, doğal olarak tuvalet kağıdında da tasarruf etmiş olur. Bu tasarruf tekniğiyle kaç bin ağacın kesilmesine engel olduğunu kendisi de bilmez.
Şimdi siz, kaybolan altın dişi merak ettiniz değil mi? Evet o diş, ertesi gün tuvalette ortaya çıkar. Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş. Eli sıkışık olan Tasarrufzade Ekrem Bey, dosdoğru kuyumcunun yolunu tutar.
“Tuvalet” deyince şu hususa değinmek gerekir. Tasarrufzade Ekrem Bey dışarıdayken, yani gezip tozarken asla su içmez. Nasıl içsin? O zamanın parasıyla su 100 kuruşsa, WC ücreti 200 kuruştur. Bu, bütçede 300 kuruşluk bir delik demektir. Peki, Tasarrufzade Ekrem Bey çok sıkıştığında ne yapmıştır? Tabii, çalı çırpı aramıştır. Tasarrufzade Ekrem Bey’in çalı çırpı altına işediğini zannettiyseniz yanıldınız. Tasarrufzade Ekrem Bey, bu sıkıntısını yanında taşıdığı boş bir pet şişeyle halletmiştir.
Tasarrufzade Ekrem Bey, İstanbul’un kara kışlarında tezekle ısınanlara yönelik ikazlarıyla dikkat çeker. Tasarrufhanem” adlı eserindeki sözleri, “Fakir tezek yaksa, ya moka zam yaparlar ya da ineğin şeyine sayaç takarlar” şeklinde günümüz Türkçesine çevrilmiştir. Bu ikazdan sonra kombi yakmaya yeltenenler, kabaran doğalgaz faturaları yüzünden bunda başarılı olamazlar. Tasarrufzade Ekrem Bey yine boş durmaz ve ‘Hohlama Tekniği’ ile ısınmayı bulur. “Birbirinizin hassas yerlerine hohlamayın” demediği için, hohlama tekniği yarardan çok zarar verir. Tasarrufzade Ekrem Bey’de çare tükenir mi? Bir yatağa birden fazla kişinin yatmasını önerir. Peki, yalnız yaşayanlar n’apacak? Komşusunu mu çağıracak? Tasarrufhanem’de, bu soruların cevabı yoktur. Sudan tasarruf etmek için altı ayda bir yıkanan Tasarrufzade Ekrem Bey’i, hiç kimse yatağına almaz. Tasarrufzade Ekrem Bey ısının eksiye düştüğü gecelerde, ayrılmaya karar verdiği eşine gider ve “Şu kış geçsin, ayrılmayı yaza düşünürüz sevgilim” demek zorunda kalır.
Tasarrufzade Ekrem Bey, tasarruf konusunda asla taviz vermez. Öyle ki, bir arkadaşının “İçkide tasarruf olmaz” görüşüne şiddetle karşı çıkar. İçkide tasarruf olabileceğini kanıtlamak amacıyla, evinin mahzeninde içki üretir. Ürettiği içkinin kalite kontrolünü de kendisi yapar. Ancak sonrası hakkında, bir bilgimiz yoktur. Muhtemelen, Tasarrufzade Ekrem Bey kalite kontrolü yaptıktan sonra hakkın rahmetine kavuşmuştur.
“Tasarrufhanem”den elde ettiğim bilgiler bu kadar. Umarım, tarihin tozlu sayfalarında unutulmuş gerçekleri ortaya çıkartarak günümüze ışık tutmuşumdur.
İlgili Haberler
Son zamanlarda, teknoloji ürünlerinin fiyatlarının artmasıyla birlikte tüketiciler, ellerindeki cihazları onararak veya güncelleyerek kullanmaya yöneliyorlar. Ancak, bu durum teknik servis aramalarını da arttırıyor ve dolandırıcıların yeni bir hedefi haline geliyor. Eskiden dolandırıcılar, telefon veya basılı ilanlar aracılığıyla tüketicileri kandırırlardı. Ancak, internetin gelişmesiyle birlikte bu taktikler daha da sofistike bir hal aldı ve vatandaşlar artık doğrudan […]
İzmir Devlet Opera ve Balesi, klasik bale repertuvarının en ikonik eserlerinden biri olan Kuğu Gölü balesini bu akşam Bornova Necdet Aydın Sahnesinde İzmirli izleyicilerle ilk kez buluşturmanın heyecanını yaşadı. Pyotr Ilyich Tchaikovsky’nin ilk bale çalışması olarak bilinen Kuğu Gölü, 1877 yılında Bolshoi Tiyatrosu’nda sahnelendiğinde karmaşık müziği ve hatırlanamaz koreografisiyle eleştirilse de zaman içinde bale denince […]
Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Lykofos ortak yapımı William Shakespeare’in ölümsüz eseri Romeo ve Juliet, 26 Nisan Perşembe günü, Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonunda, saat 20.00’de seyirci ile buluştu. Temsil öncesi Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, oyunun yönetmeni Lefteris Giovanidis ile oyunun yapımcılarından Lykofos Genel Sanat Yönetmeni Yiorgos Lykiardopoulas Yunanistan […]
AKUT VAKFI, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocukların yanındaydı. Nesin Vakfı’nın Çatalca’daki 23 Nisan Şenliği’ne destek veren AKUT VAKFI, çocuklarla doğanın bir parçası olabilecekleri eğlenceli etkinlikler gerçekleştirdi. Vakfın Hatay’da eğitime kazandırdığı okullarda ve kuaförlerde de 23 Nisan sevinci vardı. Ülkemizde deprem bilincinin yaygınlaştırılması için yaptığı çalışmalar yanında insani yardım projeleri ve eğitime verdiği […]