TÜGÜDER Başkanı Jale Yanılmaz: “Hükümet yetkililerinin, kendi vatandaşını, sırtında bir yükmüş gibi silkeleyip atan bu yaklaşımlardan uzaklaşmasını istiyoruz. Toplum, zor günlerinde yarasına tuz döken değil, yarasını saran bir yönetim istiyor çünkü bu onun hem evrensel hem insani hem de Anayasal hakkıdır. Bilmelidirler ki; topluma arkasını dönenlerin arkaları boş kalır.”
23 Ekim’de Resmî Gazetede yayımlanan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile ilgili Cumhurbaşkanı Kararına göre, Ölçüler ve Ayar Kanunu kapsamındaki periyodik muayene hizmetleri özelleştirme kapsam ve programına alındı. Buna göre, halen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan tüm ölçü aletlerinin periyodik muayeneleri, özelleştirme ihalesini kazanan şirketlere verilecek.
Bu uygulamanın, başta elektrik, su ve doğalgaz sayaçları üzerinden vatandaşa yeni bir yük getireceğini söyleyen Tüketiciyi Güçlendirme Derneği (TÜGÜDER) Başkanı Jale Yanılmaz, özelleştirme uygulamalarında kamu yararının gözetilmesinin öncelikli olması gerektiğini fakat bugüne kadar yapılan özelleştirmelerde durumun hiç de öyle gelişmediğini vatandaşın beli bükülürken, şirketlerin çıkarlarının ön planda tutulduğunu ifade etti.
Bu uygulamaların Anayasamızın 2. Maddesinde yer alan sosyal devlet anlayışını yok sayan uygulamalar olduğunu söyleyen Yanılmaz, “Devlete hükümet edenler, Anayasamızın işlevselliğini muhafaza etmek konusunda herkesten daha yüksek sorumluluk ve şuura sahip olmalıdırlar. Toplum olarak bizlerin beklentisi budur” dedi.
Sadece elektrik, doğalgaz, su değil
TÜGÜDER Başkanı Yanılmaz, “Bugüne kadar Sanayi Bakanlığının bünyesindeki birimler tarafından yapılan bu periyodik bakım hizmetlerinin özel sektöre devredilmesi ile vatandaşın sadece elektrik, doğalgaz, su ile ilgili yükleri artmayacak, bu kapsamda yer alan akaryakıt sayaçları, taksimetreler ve naklimetreler, uzunluk, alan, hacim ölçerler, yoğunluğu ve bir gaz ya da sıvı ağırlığı ölçen aerometreler, hububat muayene aletleri, akım ve gerilim ölçü transformatörleri, demiryolu yük ve sarnıçlı vagonların muayene giderleri de farklı sektörler aracılığı ile vatandaşın cebine yansıyacak. Her sektör kendi maliyetinin ve üzerine koyacağı karın faturasını vatandaşa yansıtacak, vatandaş tüm bu maliyetleri tek başına üstlenecek; bu en hafif tabir ile haksızlıktır” diye konuştu.
Vatandaşın cebi deniz değil
Yanılmaz, “Halen kaçak elektrik kullananların faturasını ödeyen tüketicilerimiz yani vatandaşlarımızın tepkileri devam ederken, işsizlikten, hemen her ürün ve hizmetteki pahalılıktan tükenme noktasına gelinmişken, en temel insani ihtiyaçların karşılanması bile bu denli zorlaşmışken, özellikle de salgınla birlikte bu zorluklar katlanarak artmışken böyle kararlar alınabiliyor olmasını anlamlı bulmak mümkün değil. Vatandaşın cebi deniz değildir. İnsanlar “yandım” dedikçe üstüne bir odun daha atmak insaftan uzaktır” diye ifade etti.
Topluma arkasını dönenlerin arkaları boş kalır
Yetkililere seslenen Yanılmaz, ‘eve ekmek götüremiyoruz’ diyen vatandaşların sözlerinin abartı değil gerçeğin tam da kendisi olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşamını idame etme kabiliyetini gün be gün kaybediyor toplum. Geleceğe yönelik beklentileri, umutları sönüyor. İntiharlar, şiddet davranışları, cinayetler, boşanmalar ve hatta ülkeyi terk edip başka ülkelere yerleşmeler artıyor. Hükümet yetkililerinin, kendi vatandaşını, sırtında bir yükmüş gibi silkeleyip atan bu yaklaşımlardan uzaklaşmasını istiyoruz. Toplum, zor günlerinde yarasına tuz döken değil, yarasını saran bir yönetim istiyor çünkü bu onun hem evrensel hem insani hem de Anayasal hakkıdır. Bilmelidirler ki; topluma arkasını dönenlerin arkaları boş kalır.”
İlgili Haberler
Köşe yazımın başlığını koymakta zorlandım. “Nasıl bir başlık olmalı?” diye düşündüm. “Yaprak Dökümü”, Sanatçının Toplumdaki Yeri”, “Sanatçının Değeri”… “Sanatçının Ölümü” sanırsam en uygun olanı… Sanatçılar bu günlerde bir bir sonsuzluğa göçüp gidiyorlar. Her birinin ölümü ciğerimizi yakıyor. Yarım kalıyor yaşam… Doğadan bahsederim sıkılıkla… Doğayı anlatmaya çalışırım… Bu günler göç günleri… Ülkemizin yetiştirdiği sanatçılar bir bir […]
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosu’nun “Çığır” adlı konseri, 4 Mayıs 2025 günü, Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde sanatseverlerle buluştu. Çocukların yaşlarına değil, üretimlerine ve sanata odaklanan bir anlayışla hazırlanan konser, izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşattı. Çocuk Koro Şefi Berrak Taş Güzeloğlu yönetimindeki koro, sahnede sergilediği performansla hem teknik hem de duygusal anlamda büyük […]
Kadıköy Hasanpaşa’da bulunan İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde, yükümlü ve hükümlülere yönelik düzenlenen musıki ile terapi programları ilgiyle sürdürülüyor. Sanatçı Udi Mehmet Akçil ile icracılar Yunus Emirhan Kılıç ve Abdurrahman Yağcı’nın hazırlayıp sunduğu programa olan yoğun ilgi, yetkilileri ve katılımcıları memnun ediyor. Yenilikçi bir eğitim ve iyileştirme yaklaşımıyla gerçekleştirilen programda, Türk Tasavvuf Musikisi’ne ait eserler […]
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]