Adnan Oktar grubuna yapılan operasyonlar ve ortaya dökülen gerçekler sebebiyle ülkemizde sanki 15 Temmuz süreci hiç yaşanmamış da tarikat, cemaat veya din ile insanları etkilemeye, aldatmaya, taraftar toplamaya çalışan yapılar yeni farkına varılmış gibi tartışılır oldu.
Bu konuda uzun yıllardır yazan, söz söylemeye, haddimizi aşmadan insanları uyarmaya çalışan biri olarak öncelikle belirtmem gerekir ki her tarikat, cemaat suçlu ve yanlış yolda değildir. Dini cemaatler, tarikatlar, gruplar Müslümanların dindarlığını, insanlığını, ahlakını, manevi hayatını güzelleştirme amacıyla kurulmuş ve sadece bu konuda hassasiyetleri olması gereken teşkilatlardır.
Bu teşkilatlar ekonomik çıkar ilişkisine, siyaset projesine, ülke yönetiminde söz sahibi olabilmek için siyasal ve sosyal örgütlenme modeline dönüşmüşse, ticarete, siyasete, ülke yönetimine el atmış, para, makam, mevki, güç peşine düşmüş, dünyevileşmişlerse bunlar yozlaşmış içinde yaşadıkları toplum, ülke, hatta bütün dünya için tehlikeli olan örgütler haline gelmişlerdir.
Dini cemaatlerin, tarikatların, grupların ticaret, siyaset ve devlet idaresi gibi dünyevî işlerle bir ilişkisi, beklentisi, hedefi olamaz, olmamalıdır. Çünkü bu örgütler ülkelerine, toplumlarına, dünyaya ancak ve ancak kendilerine ait sosyal, sınıfsal, ideolojik, tarihsel, kültürel, dinsel müktesebatlarıyla bakarlar, kendi çıkarlarına yönelik tarafgirlikleri sebebiyle her türlü adaletsizliğe yol açarlar.
Bu örgütlerin mensupları ticaret yapabilirler, siyaset yapabilirler, devlet yönetiminde yer alabilirler ama yetkilerini, görevlerini dini cemaat, tarikatları ile irtibatlandırıp, imkânlarını bağlı olduğu grupların adına kullanırlarsa ortaya devlet imkânlarını kullanarak haksız güç elde etme, liyakatsizlik, adaletsizlik, adam kayırma, haksızlık, ticarileşme, siyasileşme ve Allah’tan uzaklaşıp dünyevileşme ortaya çıkar.
Bu durumun daha ilerisi helal, haram ayrımının kalkması, adaletsizlik, ahlaki değerlerin terki, inandırıcılığın kaybı, holdingleşme, dünyevi çıkarlar için siyasal partilere payanda olma, dünyevi beklentiler sebebiyle her türlü kötülüğe yol açma, destek verme ve itibarsızlaşarak yok olmaktır. Bunların yok olması önemli değildir, önemli olan bunların kötülükleri sebebiyle insanların din algısında oluşan problemlerdir.
Özetle; cemaati ve tarikatı ticarette, siyasette, makamda, mevkide, basında, okulda, kışlada, üniversitede makam, mevki, güç, para peşinde görüyorsanız biliniz ki bu kişiler Allah’ı kullanarak insanları aldatan, din ile dünyalık elde etmeye çalışan kişilerdir.
Fakat dünyevileşen, maddi güç elde etmeye çalışan bu kişilere, cemaatlere, tarikatlara bakarak Allah rızası için çaba gösteren, insanların, vatanın, milletin manevi değerlerine hayırlı hizmetler yapmaya çalışan, ülke yönetiminde, makamda, mevkide, parada, güç elde etmede gözü olmayan kişileri, cemaatleri ve tarikatları değerlendirmemek gerekir.
İlgili Haberler
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]
Karagümrük stadı hakkında bu kaçıncı yazımı artık söylemiyorum. Fatih Belediye Başkanı Ergün TURAN , 15 Mart’ta sosyal medya hesabından Karagümrük taraftarına stat müjdesini verdi. İLGİLİ HABER İDOB Çocuk Korosu, “Çığır” Konseri İle Sahnedeydi… Bu kaçıncı müjdeden artık bunu da söylemiyorum. Bildiğim tek şey taraftarın artık boş vaatlere karnının olduğu şey. Neyse ki krizi bırakıp iyi bir yerde görmek […]
Zaman sonsuzdur. Evren, uzay, yani içinde bulunduğumuz mekân da sonsuzdur. İnsan, birey olarak da “insanlık” olarak da zamanın ve mekânın sonsuzluğunun kesiştiği herhangi bir noktada, bir hiç, bir sıfırdır. Bir insan ömrünü yüz yıl kabul etsek bile, zamanın sonsuzluğunda yüz yıl nedir ki? Bırakın yüz yılı, bin yılı, milyar yıl nedir ki, sonsuzluk karşısında? Biliyorsunuz, […]