Özel Haber: Adem Giden
Betonun kasveti dört bir yanı sardı, bir avuç yeşile hasret kalan Kadıköylüler Moda Bostanı için ayrı düştü. “Burada Kadıköy Belediyesi’nin projesini istemiyoruz” diyen Moda Bostanı İnsiyatifi imza kampanyası başlatırken diğer bir kesim ise projenin yeşile uygunluğunu öne sürerek semte yakışacağını düşünüyor. Aynı mahallede yılların komşuları arasında fikirler ayrı ama, seviye Moda ve Kadıköylülük ruhuna yakışır derecede… Kadıköy Gazetesi olarak özel haberimizde her iki görüşe de gerekçelerini sorduk.
“Bu noktadan sonra Kadıköy Belediyesi projeyi hayata geçirebilir mi” sorusunun yanıtını önümüzdeki süreç gösterecek ancak, desteğin yoğun olduğu imza kampanyası Kadıköy Belediyesi’ni bir hayli zor duruma sokacağı kesin! Diğer yandan bu süreç, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu için tam bir sınav niteliği taşıyor. Ayrıca Kadıköy Belediyesi’nin ilgili departmanları bugün gazetemize ulaşarak, Başkan Nuhoğlu özel röportajımız için verdiği tarihte gerçekleştireceğimiz buluşmada da Kadıköy’ün gündemine oturan Moda Bostanı’na yönelik sorularımızın yanıtlarını kamuoyu ile paylaşacağız.
Peki, şimdi ne olacak? Sizlerin de fikirlerinize fikir katacak; Projeye “hayır” diyenler ile “evet” görüşünü benimseyenlerin gerekçelerinin yer aldığı ayrıntılar ise şöyle;
“DOĞAL YEŞİL VE OT, ÇAMUR İSTİYORUZ…”
Tek başına oturma eylemi başlatmak isterken Moda Bostanı İnsiyatifi’nin kurulmasına neden olan 50 yıllık Moda sakini emekli öğretmen Servet Azatoğlu, Kadıköy Gazetesi’ne özel açıklamalarında hem tepkisini gösterdi, hem de ebegümeci yiyerek gerekçelerini şu cümlelerle anlattı;
“Yeşil , doğal ot istiyoruz. Doğal ot kalmadı! Çamur istiyoruz! Ebegümeci, ballıbaba gibi endemik bitkilerle mutluyuz. Eskiden yurtdışına giden, ülkemizin çamurunu özlerdi, artık çamur da kalmadı.
Bize sunulan projede yapay çim ve teras balkon var. Biz alıştık yapay çimlere, teras balkonlara! Doğayı unuttuk; Toprağı, kuşu, çamuru, otu, hayvanı unuttuk! Kuş sesini özler hale geldik, biz niçin insanız? Bütün bunların içinde sanat yaşar, bütün bu duygularla insan sanatçı olur, beslenir. Bu duygularla insan daha nitelikli düşünmeye yönelir, biz düşünmeyi kapatıyoruz aslında. Düşünceyi, sanatı, insan olmayı, sevgiyi kapatıyoruz. Duyguların dışa vurumunu kapatıyoruz. Biz bunlara “dur” diyoruz ve gençlerin de bizi özellikle desteklemesini istiyoruz. Çünkü gelecek gençlerindir. Ben bu amaçla hareket ettim. Bir öğretmen olarak gençlere bu bilinci ola ki götürebilirsem, birkaç kişiye bile ulaşabilirsem ne mutlu bana. Yoksa rantla uğraşmak öyle kolay iş değildir. Hedefimiz esasında “şu kadar imza” değil, bilinci geliştirmek…
Şikayet eden değil, üreten, bu bilinçle hareket eden Erk’lere bu bilinçle öneri sunan insanları tanımak istiyoruz. Kadıköy Belediyesi ile haftaya bir toplantımız olacak. Yapılaşmak istemiyoruz, çok insanca basit isteğimiz bu.
Ayın 11 Şubat’ta ben tek başıma eylem yapacağımı sandalyede oturacağımı ilan etmiştim hareket oradan çığlandı. İmza kampanyasına bir hayal ile başladık, mahalle sorumluluğu ile… Şikayet eden değil; Üreten, Erk’lere yardım eden, gerçek demokratlığın bundan geçtiği inancı ile hareket ettik ve bu noktaya geldik. Şikayet eden değil, üreteniz. Toplumu, ülkemizi seveniz. Sözle değil, barışçıl ve sevgi dolu eylemlerimizle şikayetleri toparlamaya, Erk’lere sunmaya devam edeceğiz.
İmza kampanyamız 29 şubat 2018 günü 18:30’da bitecek. Her gün 16:00 – 18:30 arası imza kampanyamız var. Burada ısrarla belirtmek istiyorum, yapıcı önerilerle belediyeye gitmeyi amaçlıyoruz. Biz muhalif değiliz, protes değiliz, yapıcı insanlar da yeşil alan kalmasını istiyor. Yeşil alan projelendirilir, mimarlar tarafından başkanımıza sunulur. Biz bu hizmeti ısrarla yapmaya çalışacağız ve devam edeceğiz. Dileriz başarırız. Burası bir vakıf arazidir, eski Modalılar bili, vakıf arazisinde “herhangi bir yapılaşma hükmü yok” olmaması miraslı bir vakıf arazisi burası. O nedenle hep prefabrik kurulmuştur burada, sabit pazar gibi… Şimdi yine öngörülen yuva da prefabrik olarak ifade ediliyor, gerek yok! Ben mesleğim gereği bilirim, yuva alanı olabilecek nitelikte değil çünkü, bunun bir metrekare hesabı vardır . Bu yuva olmaz, boş yuvalar var, böyle bir şeyin kandırmaca olduğunu düşünüyorum.”
“HAYIR” İÇİN DOSYALARI APARTMANLARA TAŞIYORLAR…
Kampanyaya imzalı destek veren ve bu desteğin büyümesi için komşularının ayağına belgeleri götüren 38 yıllık Moda sakinlerinden Öğretim Görevlisi Başak Gürsoy da şunları ifade etti;
Daha çok imza toplamalıyız ve Moda’ya yeşil alan kazandırmalıyız. Tabi çocuklara da kreşler olmalı ama, hayvanların da korunması gerekiyor. Burası böyle bir bölge, Modalılar hayvanları daseviyorlar ve çok da güzel hayvan bakılıyor burada. Hatta Kadıköy Belediyesi’nin de buna desteği var, şeyler de (yuvalar) koymuşlar. Ama yazık, çok acıklı bir şey! Buraya çok güzel bir park, yeşil alan olabilir. Yapılaşma olmadan olsun, yapılaşma fazlalaştıkça nem oranı artıyor, sağlığımıza zararlı. Artık yeşil alanlara dönmemiz lazım.
KADIKÖY BELEDİYESİ’NİN PROJESİNE YEŞİL IŞIK YAKANLAR NE DİYOR?
ZEYNEP AYMAN (Caferağa Mahallesi Muhtarı):
Söz konusu alan mahallemizin deprem toplanma alanıdır ve 1/1000’lik – 1/5000’lik planlarda pazaryeri olarak geçer. Bir başka deyişle alanda imar yoktur.
Son 4 yılda alanda bize yapılaştırmayı getirecek pek çok proje geldi. Ve biz Muhtarlık / Moda Muhtar Meclisi olarak bu yapılaşmaya her zaman ve kararlılıkla karşı geldik. Kamusal alan olarak kalmaya devam etmeliydi.
Bu süreçte alanda pek çok criminal ve ahlak değerlerini zorlayan olaylar baş gösterdi. Bu olaylar hala devam etmektedir. Sahipsiz bir alan ,suça açık bir bölge oldu. Süreç içerisinde, bizlerin de gayreti ile Kadıköy Belediye’sinin alanı kiralama prosedürleri tamamlandı. Sıra Alana fonksiyon kazandırma konusuna geldi. Bizler için tek şart alanda imar değişikliği olmadan güvenli ortamı sağlayacak ve kamusal alan olma özelliğini koruyacak projelerin konuşulmasıydı.
Sonuçta gelinen noktada ambulans yetişemediği için yılda 3 ya da 4 ölüm olayının yaşandığı bir mahalleye süreklilik özelliği taşıyan, mahalle içinde olan bir 112 noktası ve paremedik ekip geldi. Kotaları dolduğu için yeni hasta Kabul edemeyen ve yeterli metrekareleri olmadığı için doctor sayısını yükseltemeyen sağlık ocağımıza ek bir ünite geldi. Bu da yeni doktorlar anlamına geldi.
Permakültür Bahçesi ise şu anda sadece kışın yeşeren, yazları sapsarı otların bürüdüğü alana tasarlanan bir hizmet. Mahallelinin küçük bostanlarda, eğitmenlerin önderliğinde toprakla buluşacakları bir hizmet…
Moda Bostanı, bostan olma özelliğini de böylece devam ettiriyordu. 13 tane okulun olduğu bir mahallede öğrencilerin, okulların fadalanabileceği bir permakültür bahçesi, çocukların “ne nerede yetişiri” görmelerine fırsat tanıyacak.
Çocuk Yuvası ise projeye sonradan eklenlendi. Mahallede çocuklu ve genç ailelerin çoğalması ve onlara “ Yuva ihtiyacı “sorulduğu zaman olumlu yanıt vermelerinden doğdu. Çocuk Yuvası, imar değişikliği gerektirmeyen bir çelik binadır.
Çocuk yuvasının şu anda görünmez faydası ise herhangi bir afet anında kapalı ve lojistik destekyapabileceğimiz bir alan ile hazırolmasıdır. Alanın güvenli bir alan olması ile buraya kazandırılan afet ekipmanı mahallelinin lehine bir ihtiyaçtır.
Bazı mahalle sakinlerimizin endişesi, Çocuk yuvasının olduğu bir araziye imar verilme tehlikesini görmelerinden kaynaklanmaktadır. Ancak alanda imard eğişikliğinin önüne geçmemizin tek şartı mahallenin ve ilçenin tüm tarafları olarak imara karşı çıkmamızdan kaynaklanmaktadır. Ve böyle olmaya devam edecektir.
Düzensiz ve dağınık bir alan İken hem Deprem Toplanma Alanı fonksiyonunu sürdürmesi, hem de mahalleli tarafından çeşitli şekillerde hizmet alacağı bir alan haline dönüşmesi bizleriçin değerlidir. Tüm bunlar sonucunda alanda 24 saat güvenliğin olması da çevre sakinlerine huzur getireceği inancındayız.
HALUK DURAK (Mahalle Sakini)
Cem Sokağın Alana bakan sakinlerinden biri olarak, alanın mevcut halinden şikayetçiyim. Alanın çeşitli gruplar tarafından başka şekillerde kullanıldığı gerçeği var. Mesela bir insan grubunun yaktığı ateşin evlere düşen yansıması bile ürkütücü.
Uzun yıllardır Moda’da yaşayan biri olarak 112 noktasının Alana gelmesini çok önemli bir hizmet olarak görüyorumç Trafiği yoğun olan bir bölgede yaşlı nüfusun da çok olduğu bir semtte önemli bir hizmet. Güvenlik görevlisi olması da çevre sakinleri olarak bize huzur getirecektir. Alanın şu an ki pejmurde halinin yerine yeni baştan dizayn edilmesinden ben ve eşim mutluluk duyduk.
MEHMET BOZKURT (Mimarlar Odası İmar ve Çevre Komisyonu Üyesi – Moda Muhtar Meclis Üyesi)
Uzun yıllardır arsanın boş olması, burada çeşitli işler yapmak isteyenlerin iştahlarını kabartıyor. 4 yıldır heyet olarak alanda yapılmak istenen projelere karşı geldik. Ancak bu projeler, imar değişikliği getiren ve yapılaşmayı açan çok katlı binalardı. Alan, kamusal bir alandı ve kamusal olarak kalmalıydı.
Alanda yaşanan sorunlar, çeşitli criminal olaylar bizi çözüm üretmek zorunda bıraktı. Geçmiş zamanlarda sorunların çözümünü bulabilmeyi amaçlayan toplantılar yaptık ancak malesef yeterli ilgi gösterilmedi.
Zaman içinde Mahalleli / STK’lar / Muhtarlık / Belediye ve Vakıflar ki bu saydıklarım çözümün taraflarıdır, çıkış yoluaradık. Alternatifler ürettik. Tek şartımız imarın olmadığı çözümlerdi. Bu tür arayışlarda %100 memnuniyeti sağlamak çok zordur ancak optimum memnuniyet ile çözüm sağlamak ve çoğunluğun memnuniyeti üzerinden gitmek doğru yoldur.
Ortaya çıkan nihai projede alan kamusal alan olarak kullanılmaktadır. Çocuk Yuvası talepten ortaya çıkan bir birimdir. Alanda imar değişikliği olmadan yapılacak bir binadır. Öngörülen projenin gerçekçi ve sorunları bertaraf eden bir proje olduğu görüşündeyiz.
NESLİHAN BALIBAŞ (Mahalle Sakini):
Muhtarlık alanı düzenleme projesini ilk duyduğumda çok mutlu oldum. O alana dair ilk hatırladığım, annemle birlikte gittiğimiz sabit pazardan komşularımız, yaşıtlarımızla, esnafla samimi bir ortamda yaptığımız alışverişlerimiz sohbetler ve paylaşımlarımızdır. Ben büyüdüm, sabit pazar yıkıldı, Muhtarlık binası ve sağlık ocağı kuruldu. Kalan alan asırlık ağaçların yeşilliğin içinde kedilerimiz, köpeklerimizle paylaştığımız sabah sporlarımızı yaptığımız bir bölge oldu. Ancak yıllar geçtikçe İstanbul göç aldıkça, Moda’ya ulaşım hızlı ve kolay hale dönüştürme, bu bölge insanların çöplerin, atıklarını, bıraktıkları, tuvalet ihtiyaçlarını giderdiği bir alan halini aldı. Kuşların köpeklerin, kedilerin koyun koyuna yattığı bu bölge insanların ilgisizliği nedeniyle sinek içinde, özellikle yazın sıcağında ağır kokuların yayıldığı ve hava karardığında karanlıkta sarhoş ve tinercilerin yarattığı tedirginliğin bölgesi halini aldı.
Düzenleme projesi denilince benim ilk aklıma gelen” güvenlik ve temizlik” oldu. Gözümün önüne düzenlenmiş çiçek tarlaları ağaçların gölgesinde oynayan çocuklar, ekili dikili bostan, temizlenmesi mis gibi toprak kokusu, tüm alana çevrilmiş sulama sistemi altında serinlemek köpekler geldi.
Birlikte büyüdüğüm arkadaşlarım, komşularım ve Modalıların çoğu “”Yapılaşma dolayısıyla ağaçların kesileceği ve toprak alanın betonlaşacağı düşüncesiyle itiraz ediyorlar. Bunu ben de istemiyorum. Benim düşüncem, bu projenin biz Modalılara çok daha ayrıntılı bir şekilde alanda uygulamalı videolar çekilerek, toplantılar yapılıp, fikir alınarak arz-talep oluşturularak açıklanmasıdır.
Yenilenmeye kimse karşı çıkmaz, ancak Türkiye de birçok örneği görüldü önce yeşil alan olan bir yerin yıllar sonra AVM yapılmasına kadar yol açabilir endişesini taşıyoruz sanırım. Bir yer yenilenirken doğal ortamda bozulmamalı!
MEHMET SUNGUR ÇELEBİ (Mahalle Sakini):
Moda Bostanı Projesi’ni neden destekliyoruz?
Kadıköy Belediyesi’nin sabit pazar olarak bir süre kullandığı daha sonra da deprem toplanma alanı olarak kullanılacağı söylenen ve bugüne kadar da perişan görüntüsünden kurtarılamayan Moda bostanı, şimdi Kadıköy Belediyesi’nin ortaya koyduğu proje ile nihayet işlev kazanacak.
Projeye karşı çıkanların en önce öne sürdükleri argüman ise “Bu alanın imara açıldığı” yönünde. Kimse bu alana yapılacak çevreci bir çocuk yuvası, yerel ambulans hizmeti, daha büyük sağlık ocağı gibi kamu yararı gözeten projeyi konuşmuyor.
Moda gibi yaşlı nüfusu fazla, fakat acil durumlarda ulaşım sorunları olan bir semtin yerel ambulans hizmetine, doğal olarak 7/24 paramedik imkanına kavuşması, deprem sonrasında acil tedavilerin yapılabileceği, aş evi gibi kullanılabilecek, bir çadıra göre daha korunaklı, çelik konstrüksiyon bir çocuk yuvası yapısının olması, biz Modalılar için bir kazançtır. Mevcut proje kanaatimce imara açılması olarak değil, bölgenin ihtiyaçları düşünülerek planlanmış bir projedir.
İlgili Haberler
Mizah ve müziğin kusursuz birleşimi niteliğindeki eser, ilk gösterimi ile büyük beğeni topladı… İstanbul Devlet Opera ve Balesi, “Deli Dolu” operetinin prömiyerini, geçtiğimiz akşam Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde sanatseverlerin yoğun ilgisi ile gerçekleştirdi. Biletleri satışa çıktıktan kısa bir süre sonra tükenen “Deli Dolu” opereti; enerjik yapısı, iç içe geçmiş entrika dolu eğlenceli hikayesi , dönem […]
İnsan hakları, insan olmanın temelidir. Hakları gasp edilen, adaletsizlikle karşı karşıya bırakılan bireyler, insan onuruna yakışır bir yaşamdan mahrum kalır. Bu nedenle “İnsan Hakları ile İnsandır” diyoruz. Herkesin eşit, onurlu ve güvenli bir yaşam sürdürmesi ancak haklarının korunmasıyla mümkündür. Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, bireylerin doğuştan gelen haklarını güvence altına alır. […]
Kadıköy Belediyesi ortak çalışma alanlarına bir yenisini daha ekledi. İDEA Kadıköy’den sonra İDEA Acıbadem, Kadıköylülerin hizmetine açıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, “Bu alanda, sadece bireysel değil, aynı zamanda kolektif bir çalışma ruhunu da teşvik edeceğiz.” dedi. Kadıköy Belediyesi, serbest çalışan veya ofisi olmayanların ve öğrencilerin mekan arayışına çözüm bularak ortak çalışma alanı olarak hayata […]
Kadıköy Belediyesi Kentsel Arama Kurtarma Takımı “BAK-Kadıköy”, “ağır seviye arama kurtarma” akreditasyonunu alarak, olası bir afete AFAD ile birlikte müdahale etme yetkisi alan ilk ve tek kamu kurumu oldu Kadıköy Belediyesi Kentsel Arama Kurtarma Takımı (BAK Kadıköy), Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Başkanlığı’nın (AFAD) belirlediği “Afetlere İlişkin Akreditasyon Standartları […]