Eğer kas yapınız zayıfsa, kilonuz olması gerekenden fazlaysa, masa başı bir işiniz varsa, günlük yaşantınızda sürekli ayakta duruyor veya beden gücü kullanıyorsanız, sigara içiyorsanız, düzenli spor yapmıyorsanız omurga hastalıklarına %75 oranında adaysınız demektir. Omurga ile ilgili hastalıklar sırt ve beldeki kasların zayıflığı ile başlıyor; boyun ve belde düzleşme, bel ve boyun fıtıkları, omurga kaymaları, eğrilikler, ileri yaşlarda kireçlenme ve omurga kanalında darlıklar olarak kendini gösteriyor.
Memorial Antalya Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, fıtığa neden olan omurga hastalıklarından korunma yolları ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
6 aydan uzun süren ağrılarınız varsa…
Omurga hastalıklarında ilk belirti ağrıdır. Ağrının oluşumunda kişinin genetik yapısı, kilosu, mesleği, yaşam tarzı, alışkanlıkları bazen de geçirmiş olduğu kazalar etkili olmaktadır. Ağrı; problem nerede ise o bölgeden belli belirsiz aralıklarla gelmekte veya bedenin zorlanması ve uzun yürüyüşlerin ardından ortaya çıkmaktadır. Bir süre sonra sıklığı artan ve şiddetlenen ağrı, kollara yayılan veya ayaklara doğru inen bir elektrik çarpması hissi oluşturur. Hastalığın ilerlediği durumlarda ağrıya; karıncalanma, yanma, batma ve kuvvet kaybı eklenmektedir. Altı aydan uzun süren, belli aralıklarla bacaklarda veya kollarda hissedilen ve geçmeyen ağrılar, omurgada kireçlenme ve fıtığın habercisi kabul edilir.
İç organlar da etkilenebilir
Omurgadaki şikayetlerin bir kısmını; böbrekler, safra kesesi, mide hatta kalp gibi organlara yansıyan ağrılar oluşturur. Ani ve ters bir hareketin ardından, kas ve eklemlerin zorlanması veya incinmesi sonrasında oluşan ağrılar da vardır. Geçmeyen ağrılarda muayene ve radyolojik incelemelerle %99 oranında tanı konulabilir.
Gerekli durumda ameliyat uygulanır
Omurgada; kireçlenme, omurilik ve sinir sıkışıklığı teşhisi konulan hastaların tedavisinde, öncelikle risk faktörlerini ortadan kaldırmak gerekir. Tedavinin başlangıcında; ilaç, istirahat ve fizik tedavi egzersizleri önerilir. Alınan önlemlere rağmen hastanın şikayetleri artıyorsa, başarı oranı %95’leri geçen mikro cerrahi ile hastaya konfor sağlamaktadır. Bel fıtığı tedavisinde genel prensip, hastaya ve dokularına en az zarar veren ve iyileşme süreci hızlı olan yöntemin tercih edilmesidir. Ameliyat, sadece 2 cm’lik bir cerrahi kesi ile yumuşak dokuların arasından girilerek, kemik doku alınmadan yapılmaktadır. Ameliyat sonrası dönemde hastalar 4-6 saat içinde ayağa kalkabilmekte ve 18-24 saat sonra taburcu edilmektedir. Hasta taburcu edildikten sonra 10 günlük yatak ve 10 günlük ev istirahatinin ardından günlük iş ve sosyal yaşantılarına hızla geri dönebilmektedir. Bazı hastalara ameliyatın üçüncü haftasından sonra, fizik tedavi ve rehabilitasyon programı önerilmektedir.
Omurganızı korumak için bunlara dikkat edin;
İlgili Haberler
Venüs Sanat Galerisi, doğanın uyanışını, renklerin yeniden can buluşunu ve baharın umut dolu ruhunu sanatla kutlamak üzere kapılarını “Vakit Baharsa” adlı karma resim sergisi ile açıyor. 20 Nisan – 30 Nisan 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak sergi, farklı disiplinlerden sanatçıların bahar temalı eserlerini bir araya getiriyor. Sergide yer alan eserler, baharın tazeliğini, değişimi ve yeniden […]
Kadın ve Demokrasi Vakfı’nın (KADEM), kadın hakları ve aileyi ilgilendiren meselelerde kalıcı çözümler üreterek, adalet merkezli bir söylem ve literatür oluşturmak için iki senede bir düzenlediği KADEM Kadın Araştırmaları Kongresi’nin 10.’su “Mitik Söylem ve Kadın” temasıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Dursun Ali Tökel’in başkanlığında toplanan kongrede kadınlarla ilgili görüş, düşünce ve inanışların arkasında yer aldığı düşünülen mitler tartışmaya açıldı. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi’ndeki KADEM Kadın Araştırmaları Kongresi, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, […]
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]
İstanbul’un gözbeği Kadıköy bir gün çöplüğe dönecek deseler inanır mıydınız? Tüm şehirlerimiz artık böyle oldu. Sokaklar kaldırımlar kedi köpek pisliği, çöp ve hastalık yuvası. Başıboş köpekleri şehir hayatının bir parçası haline getirdiler. Üstelik ayrıcalık tanıdılar, bir insan sokakta böyle kendine ev falan yapamaz. Şu çirkinliğe bakarmısınız güya hayvanlar rahat etsin diye yuva yapmışlar. İLGİLİ HABER […]