Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde görev yaparak devletten maaş alan 100 akademisyen, Angela Merkel’e bir hitaben bir mektup yayınlamıştı.
Mektupta, akademisyenler Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’yi Almanya Başbakanı Angela Merkel’e şikayet etmişti.
Tarihçi yazar Halil Berktay, Merkel’e ve yabancı kamuoyuna açık mektup yazan akademisyenleri Star’a değerlendirdi.
BM’YE AK PARTİ İNCELENSİN TALEBİ
“Kamuoyunda bilinenin ötesinde bir değil, iki bildiri söz konusu. Yeni dolaşıma sokulan, “Uluslarası Akademisyenlerin Çağrısı” başlıklı ikinci bir bildiri de var. Yurtdışında şimdiden çok sayıda önemli sol aydın ve öğretim üyesi tarafından imzalanmış. İlk metinden çok daha vahim. Orada, 10 Ekim katliamının devletin ve/ya AKP’nin işi olduğuna dair “ciddi iddia”ları soruşturmak için Birleşmiş Milletler nezdinde özel komisyonlar kurulması; bütün ülkelerin Türkiye’yle ilişkilerini “gözden geçirmeleri” dahi öneriliyor.
PKK “GAYRİMEŞRU REJİM”E KARŞI DİRENİYOR ALGISI
1946’dan sonra Cumhuriyet tarihinde (askerî diktatörlükler dahil) hiç hileli seçim olmadığı halde, şimdiden 1 Kasım seçimleri hakkında şüpheler uyandırılmaya çalışılıyor ve özgür seçimlerin yapılması da uluslararası müdahale ve denetime bağlanıyor. Dahası, Türkiye’de mevcut rejim sadece “otoriter” değil, aynı zamanda “gayrimeşru” ilân ediliyor; madalyonun diğer yüzünde, PKK’nın hiçbir haklı gerekçesi yokken, durup dururken başlattığı yeni şiddet dalgası, bu “gayrimeşru rejim”e karşı “Türkiye halklarının direnişi” diye sunulup “uluslararası destek” talebinde bulunuluyor.
PKK TERÖRÜNE ULUSLARARASI DESTEK İSTENİYOR
Altını çizeyim; demokrasi, rejim, katliam vb derken, alavere dalavere, sonuç PKK terörüne uluslararası destek” istenmesi oluyor.
ELEŞTİRMEK BAŞKA BU BAŞKA
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hatâları yok mu; elbette var ve ben de çok eleştirdim, eleştiriyorum. Ama bu başka; bunları alabildiğine abartıp toptan kanunsuz ve rejimi bütün olarak gayrimeşru göstermek başka; Türkiye üzerinde bir çeşit uluslararası manda (mandate) tesis edilmesini istemek gene başka. PKK son tahlilde Türkiye’yi destabilize edip krize yuvarlamayı amaçlayan bir savaş başlattı. HDP buna kol kanat gerdi, geriyor.
BU ÇABA NEO-MANDACILIK
Son olarak da IŞİD’in Diyarbakır ve Suruç bombalamalarının üzerine, bu sefer Ankara katliamı geldi. Ve akıl almaz bir şekilde, hepsi hükümete, AKP’ye maledilip, Türkiye kaosa yuvarlanan “çökmüş devlet” gibi gösterilmeye çalışılıyor. Böyle bir seferberlik var, Türkiye’yi her yolla felâkete sürüklemeye yönelik. Evet, bu çaba ve çağrıları 21. yüzyıl başına özgü bir çeşit neo-mandacılık olarak niteliyorum.”
ÖRGÜTLÜ SOL’U BİLİR, TANIRIM!
1950’lerden beri siyasetin farkındayım; yirmi yıl kadar örgütlü solun içinde yer aldım; iki askeri darbenin mağduru oldum; birinde hapse girdim çıktım, işkence gördüm, iki küsur yıl Mamak’ta kaldım” diyen Halil Berktay, 2000 yılında, Ermeni olayları ile ilgili tarihsel süreci anlattığı için hakkında vatan hainliği kampanyaları açıldığını hatırlatarak şöyle devam etti “2005’te ise Osmanlı Ermenileri konferansı öncesi ve sırasında benzer saldırılara maruz kaldım. Çeşitli siyasal iktidarlarla çok ciddi dâvâlarım oldu. “Faşist askerî diktatörlük”leri kınadıım, lânetledim. Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin de kurucularındanım. Ama hiçbir zaman bu ülkede kendimi dış dünyanın, Batı medeniyetinin bir “implant”ı, buraya değil oraya ait bir unsur gibi hissetmedim.
DIŞARIYA KARŞI ÜLKEMİ KÖTÜLEMEDİM
Hiç bir zaman kendi kimliğinden nefret eden (self-hating) bir Türk olmadım; içeride veya dışarıda, nerede olursa olsun, kişisel saygınlığımı Türkiye’yi her fırsatta kötülemek için yalan yanlış bahane aramaya bağlamadım. Doğru veya yanlış, inandıklarım için mücadele ettim ama bu şekilde, (mecazi anlamda) bu ses tonuyla, böyle çarpıtmalar ve gerçek dışı argümanlarla, (mealen) “imdat, buraya müdahale edin, gelip bizi kurtarın” diye bağırmadım, yalvarmadım.”
İlgili Haberler
İnsan hakları, insan olmanın temelidir. Hakları gasp edilen, adaletsizlikle karşı karşıya bırakılan bireyler, insan onuruna yakışır bir yaşamdan mahrum kalır. Bu nedenle “İnsan Hakları ile İnsandır” diyoruz. Herkesin eşit, onurlu ve güvenli bir yaşam sürdürmesi ancak haklarının korunmasıyla mümkündür. Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, bireylerin doğuştan gelen haklarını güvence altına alır. […]
Kadıköy Belediyesi ortak çalışma alanlarına bir yenisini daha ekledi. İDEA Kadıköy’den sonra İDEA Acıbadem, Kadıköylülerin hizmetine açıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, “Bu alanda, sadece bireysel değil, aynı zamanda kolektif bir çalışma ruhunu da teşvik edeceğiz.” dedi. Kadıköy Belediyesi, serbest çalışan veya ofisi olmayanların ve öğrencilerin mekan arayışına çözüm bularak ortak çalışma alanı olarak hayata […]
Kadıköy Belediyesi Kentsel Arama Kurtarma Takımı “BAK-Kadıköy”, “ağır seviye arama kurtarma” akreditasyonunu alarak, olası bir afete AFAD ile birlikte müdahale etme yetkisi alan ilk ve tek kamu kurumu oldu Kadıköy Belediyesi Kentsel Arama Kurtarma Takımı (BAK Kadıköy), Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Başkanlığı’nın (AFAD) belirlediği “Afetlere İlişkin Akreditasyon Standartları […]
AKOM, İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi genelinde Orta Akdeniz üzerinden gelen alçak basınç sisteminin etkili olmasının beklendiğini duyurdu. Pazartesi sabah 10.00’dan itibaren Avrupa yakası geneli ile Anadolu yakasında boğaz çevresi ağırlıklı olarak il genelinde sağanak yağış bekleniyor. İBB Afet İşleri Dairesi Başkanlığı AKOM, İstanbul genelinde yarın sabah itibarıyla etkili olacak yer yer gök gürültülü sağanak […]