Mantığınızın ve aklınızın almadığı akıl yoluyla erişemediğiniz ilahi ya da doğaüstü olaylardır mistisizm hakikatleri derin bir sezgi ile anlamadır.
Bazıları der ki; Grekçe de bu deyimin içeriği gözlerini kapatmaktır. Başka bir şey değildir. Nasıl yani dediğinizde aldığınız cevap şöyle; gözlerini kapamak anlamına gelen myein sözcüğünden üretilmiştir de ondan…
Mistiszim, felsefi kaynağını nerden alır?
Dinden alır.
Böyle diyorlar da burası çok karışık olduğu için benim bunları tek – tek açıklamam lazım. Benim de anlamam için içeriğini tam olarak bilmem gerekiyor. Bunun için açıyoruz. Ve sıralıyoruz. Tabi bir diye başlıyoruz.
1. Diyorlar ki; Mistizmde din yerine, dinin iç kısmı demek gerek yani öylesi daha iyi… (enteresan) İyi de islamda var mı böyle bir şey?
2. İslam da sufilik var tasavvuf var. Nasıl bunlarla alakasını öğrenelim.
3. Sufilik, batı da ve doğuda hint mistisizim den farklıdır.
Şimdi burada biraz durmak ve düşünmek gerek. Ben nedense son zamanlarda bunu sık söyler sık da yapar oldum. Hayırdır inşallah. Böyle konularda soluklanıyorum, duruyorum hatta bu konu ile okuyacaklarımı ya da yazacaklarımı yazmadan okumadan bir süre belleğimde bu konu ile ne tür bir birikimim var diye düşünüyorum.
Onları önce bir ayıklıyorum sonra yenileri ile ilgileniyorum. Onun içindir ki kendimi ve sizleri arada bir durup düşünmeliyim diyerek beklemeye almak istiyorum.
4. Mistisizimde insanoğlu akıl yolu ile kavrayamayacağı Tanrı’yı ancak metafizik bir sezgiyle kavrayabilir.
5. Sonsuzluğa, mükemmelliğe doğaüstü varlığa eğer sezgi yoluyla ulaşılacaksa; bunun için tecrit olmak gerekmektedir. Nasıl olunacaktır? Oda şöyledir; dış dünya ile ilişkileri en aza indirmeyle mümkündür.
6. Yani bu nedir? Bu; Vecd’dir ve trans’tır.
Burada benim bu yazıyı asıl yazmamdaki sebep benim en çok dikkatimi çeken kısmı ise; Aydınlanma ve uyanma hali!
Bu ne demektir? Mistiğin ulaşmak istediği hedef budur.
Bu yüksek şuur halidir.
Çok zordur.
Bir kere çok ama çok uzun zaman gerektirmektedir.
Mutlaka ulaşılacaktır diye bir şey yoktur.
Bu zorluk ancak aşamalarla ilerlenilebilinecektir.
Burada yine aklı çok karıştıran bir iki şey daha var ki bunları da söylemeden geçmemek lazım.
Şimdi sufizmden söz edelim; Arapça tasavvuf kelimesinin hangi kökten geldiği tam olarak bilinmemektedir.
En çok kabul gören görüşlere göre:
1. Saflaşma anlamında safa kökünden,
2. Yün elbise giyinme anlamında suf kökünden,
3. Peygamberin evinin yanında ikamet eden ve peygamber tarafından yetiştirilen ve oldukça fakir olan Ashab-ı Suffe gibi yaşama anlamında suffe kökünden türemiş olabilir.
“Suffe ehli; Medine de duracak yerleri, sığınacak kimseleri olmayan dört yüz civarında erkekten oluşuyordu.
Sufilerin tekke, zaviye ve rıbatlarda toplanmaları gibi onlar da Mescid-i Nebi nin etrafındaki hücrelerde birarada yaşıyorlardı.
Ziraat yapmaya, süt hayvanları ile uğraşmaya ve herhangi bir ticarete vakit ve imkânları yoktu.
Gündüzleri odun taşıyarak ve hurma çekirdeklerini kırıp öğüterek karınlarını doyurmaya çalışıyor; geceleri ise ibadetle ve Kur an okumakla meşgul oluyorlardı.
Tasavvuf:
· Ruhu kötü huylardan temizleyip (safa),
· Hakiki bilgiye (yani marifete) ulaşma yoludur.
· Hakiki bilgi ise Allah ı bilmektir.
Mistiszmle – İslam’ı neden aynı anda işlediğimi düşünüyorum. Birçok okuduğum yerde bu iki konu bir arada çok konu ediliyordu.
Oysa bakın şurada ne diyor:
Mistisizm in İslam özelindeki hali olduğunu iddia edenler olduğu gibi, mistisizmin semavi olmayan Çin-Hindu dinlerinden gelmesi nedeni ile İslam ile tamamen farklı olduğunu iddia edenler de olmuştur.
Bakın sizlere sufizmin daha bir derli toplu ifadesini de yazıyım. Tabi İslam inanışına göre olanını…
· Kişiliği kötü huylardan temizleyip,
· Ruhu pak edip, olgun olma (kemale erme) yoludur.
· Sufizm insanın kendisini keşfetme yoludur.
· Kimilerine göre, sufizm ve tasavvuf aynı şey değildir.
· Sufizm mutasavvıflıktan daha yüksek bir aşamayı ifade eder.
· Mutasavvıflar Sufi olmaya çalışmışlarsa da başaramamışlar, tekkeler, ekoller kurmuşlardır.
· Oysa Sufizm’de ekol yoktur.
· Sufizm Batı Türkistan’da doğmuştur.
· İlk 350 yıldaki sufiler ilhamlı insanlardı, mala mülke değer vermezler, bazen çıkınları bile olmadan gezer ve her gittikleri yeri aydınlatırlardı..
· Batı Türkistan’daki bu ilk sufiler, tarikatçılık gütmedikleri için, tarikat şeyhleri gibi isim yapmamış, tarihe isimsiz nefer olarak geçmişlerdir.
Sufizmle ilgili çok önemli bir bilgide; iki boyutu olmasıdır.
1. Dikey boyut: İç yasamı keşfetme, insanın aslını, özünü bulması,
2. Yatay boyut: insanlara hizmet etmek ve dünyevi ilişkileri uyum, güzellik ve sevgi boyutunda ayarlamak
Kimilerine göre, Sufizm 13. yüzyıla dek sürmüş, 14. yüzyıldan itibaren, yerini tasavvufa bırakmıştır.
Kimilerine göre de, mutasavvıf yolunun hedefine ulaştığı zaman sufi olur. Sufizm ile Sufi Tarikatları arasındaki ayrım bugün çoğunlukla bilinmemektedir.
· Sufizm bir yaşam tarzıdır,
· Hayata farklı bir bakıştır.
Tarikatlar ise Sufizmden kaynaklanan, kurumlaşmış olgulardır.
İnsanların akıllarının almadığı bazı şeyleri mutlaka alanlardan anlaması, dinlemesi ya da okuması gerekiyor.
Bakın bu yazıda ne kadar değişik şeyler var.
İnsan okudukça şaşırıyor.
Benim için değişik bir konuydu. Karar verdim. Bu konuyu çok irdeleyeceğim. Eğer arzu ederseniz birlikte öğreniriz.
NAZAN ŞARA ŞATANA
İlgili Haberler
İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. İLGİLİ HABER EDEBİYAT VE TOPLUM Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern bir […]
Boşuna değilmiş sermaye sahiplerinin yatırım yapmak için güvenli bölgeler, ülkeler, kıtalar araması. Son zamanlarda ülkemize ne yabancı yatırımcı geliyor ne de yatırım yapmak için teklif… Ekonomide en önemli şey güven… Güven olmayınca yatırım olmuyor. İster ekonomik ister sosyal ister siyasal süreçlerin hayat bulması için güven ortamın var olması şart. Arsa, ev, araba alacağımızda bile dünyanın […]
Geçen yıl genç bir ekip yeni bir tiyatro kurdu: Müphem Tiyatro. Çıkış oyunları Küller Küllere de bu sene 2. sezonuna giriyor. Oyunun oyuncuları İnanç Bükülen ve Dilek Güler ‘e merak ettiklerimizi sorduk. Bu ekip nasıl kuruldu, yollar nasıl kesişti? İ. B.: Oyunumuzun yönetmeni Cem Burçin Bengisu benim reklam sektöründen tanıştığım, hatta aynı menajerde olduğumuz […]
Geçtiğimiz pazar bkz. İletişim tarafından, Arter’de mükemmel bir etkinliğe davetliydim. Endophasia isimli gösterinin üçünden sonuncusunu yakaladığım için finalde sahneye tüm ekip de çıktı ve biz hepsini tek tek alkışlayabildik. Ekibi kısaca tanımak isterseniz instagram sayfalarında hepsi mevcut ancak ben bilmeyenler için, konsepti yaratanın ve aynı zamanda yönetmenin Gökçe Uygun olduğunu, sahnedeki kişinin de bizzat kendi […]