657 sayılı Kanunun bazı maddelerinde değişiklik içeren Torba Kanun Tasarısı Meclis’e sunuldu. Tasarı, milyonlarca memurun beklentilerini boşa çıkarırcasına sendikaların ve Hükümetin üzerinde anlaştığı, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, memurlara bir derece verilmesi, disiplin affı gibi konulardan bir tanesi bile yer almadı. Bunların yerine Hükümetin teklif ettiği ve sendikaların çekince koyduğu, üst düzey yöneticilerin atanabilmeleri için gerekli olan çalışma sürelerinin azaltılması, doğrudan özel sektörden açıktan atama yöntemiyle kamuya yönetici atanabilmesi, kamuda kariyer ve liyakat ilkelerinin yok sayılması ile ilgili bir tasarı hazırlandı.
Türkiye’de görev yapan 2,5 milyon memurun sorunları dağ gibi yığılmıştır. Sendika olarak bu sorunlar yığınının çözülmesi ve memurlarımızın rahat bir nefes alabilmeleri için mücadele ettikçe Hükümet, yeni sorunlar doğuracak uygulamalara imza atmaktadır.
Kamu idaresinde yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olacak bir çalışma da geçtiğimiz gün Meclis gündemine getirilen Torba Kanun Tasarısı’dır.
Tasarı’ya genel olarak baktığımızda memurların sorunlarını çözmekten çok Hükümetin kamu yönetiminde yapmayı planladığı değişiklikleri hayata geçirme arzusunda olduğunu görüyoruz. 2012 yılında gerçekleştirdiğimiz toplu sözleşme görüşmelerinin ardından memurlarımızın yıllardır karşı karşıya kaldıkları açmazdan kurtarılması için gerekli uygulamaları içeren taleplerimiz üzerinde Kamu Görevlileri Danışma Kurulu toplantıları gerçekleştirdik. Bu toplantıların tamamında Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de hazır bulundu ve müzakereler, toplamda 161 başlık üzerinden yürütüldü. Gündeme getirdiğimiz konulardan başta sözleşmeli ve geçici personelin kadroya geçirilmesi, 2005 yılından sonra göreve başlayan personele bir derece verilmesi, 399 sayılı KHK’ye tabi sözleşmeli personelin, memurlara tanınan izin haklarından aynı şekilde yararlanması, disiplin cezalarının affı, kadın memurlara hamileliğin başlangıcından itibaren ve analık izninin bitiminden itibaren bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmemesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfına dâhil kadro unvanlarında görev yapan personele de ek gösterge verilmesi, 4046 sayılı Kanun hükümleri uyarında araştırmacı kadrosuna atanan personelin daha önce ihraz etmiş oldukları unvanlara atamalarının yapılması, devlet memurlarının özel sektörde geçen hizmet sürelerinin tamamının kazanılmış hak aylığıyla değerlendirilmesi gibi sorunların çözümü için toplamda 13 maddeyi bulan kanun tasarısı taslağı hazırlandığı, birçok sorunun çözümü için de Yönetmelik ve Genelge taslakları üzerinde çalışıldığı tarafımıza bildirilmişti.
Daha sonra gerçekleştirilen toplantıda ise;
1. 2005 yılından sonra göreve başlayan personele 1 derece verilmesi,
2. “Yardımcı hizmetler sınıfına” dâhil personele ek gösterge verilmesi,
3. Yüz kızartıcı suçlar hariç disiplin cezalarının affedilmesi,
4. Yıllık izinlerin iş günü esasına göre düzenlenmesi,
5. En az bir yıl açıktan vekil olarak görev yapanlara yıllık izin verilmesi,
6. 399 sayılı KHK’ya tabi sözleşmeli personel, 4/B sözleşmeli personel ile 4/C li geçici personelin izin sürelerinin memurlara paralel şekilde yeniden düzenlenmesi,
7. Kamuda memuriyet dışında ve özel sektörde geçen hizmet sürelerinin tamamının kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi,
8. Kadrolu, sözleşmeli ve geçici personel statüsünde ki kadın kamu görevlilerine daha az gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmesi,
9. Nöbetçi memur uygulayan kurumlardan bu uygulamanın kaldırılması,
10. Sümer Holding’de çalışan sözleşmeli personelden kesilen işsizlik sigortası priminin kesilmemesi,
11. İş kazası riskine maruz kalanlara karşılık sorumluluk taşıyanlar ile mali işlerden sorumlu olan kamu görevlilerine rücu edilen tazminatlara karşılık kurum tarafından mali sorumluluk sigortasının yaptırılması,
12. 4046 sayılı kanun hükümleri uyarınca araştırmacı kadrosuna atanan personelin öğrenim durumları itibariyle ibraz etmiş oldukları unvanlara istekleri halinde atanmalarına imkân sağlaması,
13. Adaylık süresi içinde uyarma veya kınama cezası alan aday memurların adaylıklarına son verilerek memurlukla ilişkilerinin kesilmesinin önlenmesi,
14. KİT (PTT) Başmüdürlerinin il müdürü düzeyine getirilmesi konularında düzenleme yapılacağı, gündeme getirilen diğer konularda ise çalışmaların sürdüğü açıklanmıştı.
Sonuçta geçtiğimiz gün TBMM gündemine sunulan tasarı metnine baktığımızda yukarıda sayılan ve üzerinde aylardır toplantılar yapılan hiçbir konuya yer verilmediğini görmekteyiz.
Tasarı’da yer alan uzman yardımcılığından uzmanlığa geçişte aranan 3 yıllık sürenin 2 yıla indirilmesi ve tez ve yabancı dil şartının kaldırılması ile 28 Şubat sürecinden zarar gören memurların görevlerine dönmelerini kolaylaştıran maddeler olumlu olmakla birlikte; kurum çalışanlarının kurum içinde yapılacak bir sınavla kariyer uzmanlığa geçebilmelerine ilişkin önerimizin Tasarı’ya dâhil edilmemesi on binlerce memurumuzun umutlarını suya düşürmüştür.
Özellikle Meclise sunulan Tasarı’da yer alan konulardan;
666 sayılı KHK ile kaldırılmasının Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği fazla mesai ücretlerinin Kanun Tasarısıyla yeniden kaldırılması, ekonomik olumsuzluklardan en fazla etkilenen kesim olan memurlarımızın fazla mesai ücretlerinin kesilmesi nedeniyle ücretlerinde büyük düşüler yaşanmasına yol açacak, zaten açlık ve yoksulluk sınırı arasında maaş alan memurlarımızı yokluğa ve yoksulluğa mahkûm edecektir.
657 sayılı Kanuna bir madde eklenerek Müdür, İl Müdürü, Daire Başkanı ve daha üst unvanlı kadrolara yapılacak atamalarda aranan 8-10 ve 12 yıllık hizmet süresi 5 yıla indirilmesi,
Müdür, İl Müdürü, Daire Başkanı ve daha üst unvanlı kadrolara atama yapılması için başkaca şart aranmaması sonucunda özel sektörde 5 yıl çalışmış olan ve yüksek okul mezunu herkesin üst düzey yönetici olarak açıktan atanabilmesinin sağlanması ve Müdür ve daha üst unvanlı yönetici kadrolarına atanabilmek için belirli bir meslek grubu, kariyer meslek mensubu ya da kurum meslek personeli olma, belirlenen hizmet sınıflarına ya da hâkimlik ve savcılık mesleklerine ilişkin kadrolarda bulunma gibi özel şartların kaldırılarak, herkesin üst düzey yönetici olabilmesinin yolunun açılması ise kamuda kariyer ve liyakat ilkelerini yok edecek, yıllarca kamuda görev yapmış, Devletin işleyişini bilen kalifiye memurlarımızın yükselmelerinin önünü tıkayacak bir uygulama olacaktır.
Bu şekilde hiç kamu tecrübesi olmayan üst düzey yöneticilerin özel sektörden atanabilmesini sağlayacak olan bu durum, memur alımlarında uyulması gereken kuralları yok sayan, kamu istihdam mantığını tamamen tahrip eden bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim bu şekilde özel sektörden getirilen yöneticilerin üniversite ve devlet kurumlarını felç etmesi gerçeği ortada iken bu konuda ısrar edilmesinin amacı anlaşılamamaktadır.
Kamuda işe alınma şartlarından olan ve adam kayırma, kadrolaşma gibi olumsuzlukları en aza indirgeyerek, kamu personelinin bilgi birikimine göre yerleştirilmesini amaçlayan KPSS’yi ve kariyer ve liyakat ilkelerini arkadan dolanmak anlamı taşıyan bu uygulama, tam anlamıyla bir istismar alanı haline gelecektir.
Her şeyin ötesinde milyonlarca memuru aylarca oyalayıp, yapılan toplantılar ve verilen sözlerle beklenti içerisine soktuktan sonra hayal kırıklığına uğratmanın doğru bir yaklaşım olmadığını, bu tutumun memurlara ve sendikalara karşı art niyet içinde olan kimselerin eseri olduğunu düşünmekteyiz.
Yüz binlerce sözleşmeli ve geçici kamu çalışanı ile milyonlarca memur kadro, iş güvencesi, ek ödeme, özel hizmet tazminatı, izin ve özlük hakları ile ilgili sorunlarının çözümü için bir gelişme beklerken, Hükümetin kamuda liyakat ve kariyer ilkelerini temelinden sarsacak bir uygulamaya imza atmak için yaptığı çalışma karşısında hayrete düşmüşlerdir.
Bu bakımdan yetkilileri aklıselime davet ediyor ve en azından Meclis Alt Komisyonunda ve TBMM Genel Kurulu’nda yapılan bu hatalardan dönülerek, memurlarımızın beklentilerine uygun, sözleşmeli ve geçici personelin kadroya geçirilmesi, özel hizmet tazminatı, ek gösterge ve ek ödemelerdeki aksaklıkların giderilmesi, fazla mesai ve hizmet sınıflarının sorunlarının çözülmesi, üniversite öğretim elemanlarının ve öğretmenlerin maaşlarının mesleklerine uygun bir düzeye yükseltilmesi başta olmak üzere Kamu Görevlileri Danışma Kurulu’nda gündeme taşınan ve üzerinde anlaşılan konuların Tasarı’ya eklenmesini talep ediyoruz.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen
İstanbul İl Başkanı
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
İlgili Haberler
İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. İLGİLİ HABER KÜLLER KÜLLERE İKİNCİ SEZONDA Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern […]
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
Boşuna değilmiş sermaye sahiplerinin yatırım yapmak için güvenli bölgeler, ülkeler, kıtalar araması. Son zamanlarda ülkemize ne yabancı yatırımcı geliyor ne de yatırım yapmak için teklif… Ekonomide en önemli şey güven… Güven olmayınca yatırım olmuyor. İster ekonomik ister sosyal ister siyasal süreçlerin hayat bulması için güven ortamın var olması şart. Arsa, ev, araba alacağımızda bile dünyanın […]