Antik Çağ‘daki en büyük medeniyetlerdendir.
MÖ 3.050 yılları civarında kuruluşundan önce,
“Aşağı Mısır”
(Nil Deltası ve güneyi, şimdiki Kuzey Mısır) ve
“Yukarı Mısır”
(Teb kenti merkez olmak üzere günümüz Güney Mısır’ı)
Olarak ikiye ayrılmaktaydı.
Kuzeydoğu Afrika‘da Nil Nehri‘nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır.
Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır.
Piramitleri, Firavunları, Nil Nehrini merak etmeyen yoktur gibi geliyor bana.
Orası gizemlerin ülkesidir. Bilinmezlik vardır. Çok okusanız da araştırsanız da neticeyi net olarak alamazsınız. Çünkü oradakiler de size net bir cevap veremiyorlarki, siz doğruları öğrenebilesiniz! Piramitlerin sırrı çözülmemişki! Dolayısı ile merak ederiz.
Mısır’a gitmek benim en büyük isteklerimden biri. Dünyanın bir çok ülkesine hemde defalarca gittiğim halde bir türlü Mısır’a gitmek kısmet olmadı. Çeşitli defalar gitmek üzere planlar yapıldığı halde başaramadık. Her işte bir hayır vardır. Yinede ilk gezi programlarımızda; liste başında oralar var.
Kleopatra…
Benim çok eskilerden beri merak ettiğim önemli kadınlardan biridir.
Enteresan bir kadın…
O dönemde dokuz dil bilen cin gibi bir kadın.
Antik Mısır’ın son Hellenistik kraliçesiymiş. M.Ö.69 yılında İskenderiye’de doğan bir kraliçe… Onun adına o kadar çok hikâyeler yazıldı, romanlara konu oldu, filmleri ve dizileri çekildi ki… Onu bilmemek mümkün olmayan bir hal aldı. Küçüğümüz, büyüğümüz biliriz. Sadece onu bilmeyiz ki. Bilinmeyeni merak etmek, insanoğlunun ögesinde var. Mısır’da bilinmeyenler çok zaten… Hazreti Musa’yı araştırdığınızda yine Mısır’a gidersiniz. Roma İmparatorluğu, Sezar yine Mısır’la bağlantılıdır. Mumya denilince dünyanın bir çok yerinde mumyalama yapıldığı halde bizlerin aklına hemen Mısır gelir. Papürüsler aklımızı karıştırmaz mı? Karıştırır. Mesela dünyanın en eski ve en büyük kütüphanesinin İskenderiye’de olduğu ve yağmalanıp yıkıldığını okuduğumda inanın üzüntüden kahrolmuştum…
Ezoterik kültür denilen bir kültür vardır. Benim ciddi olarak ilgilendiğim, merak ettiğim araştırdığım, her geçen gün yeni bir şeyler bulduğum ve bulduklarım içinde çok mutlu olduğum!
Bu kültürün en önemli yeri Antik mısır’dır… Çünkü orada gizem vardır. Bilinmeyen çoktur.
Taşlar – 2012 – Kıyamet kitabımı yazarken, Maya takvimini incelerken, Atlantis’i ve ‘Mu’ kıtasını araştırmamak mümkün olmadı. Mu kıtası özellikle benim konumun içindeydi. O zamanlar, Antik Mısır’ın ve Piramitlerin Atlantis’li bilim rahiplerinin katkıları ile yapıldığını öğrenmiştim. Daha bir çok şeyi! Atlantis ve ‘Mu’ kıtası batmadan önce oralardan kaçan bilim rahipleri ki o zamanlar her şeyi bilenler, ileri teknolojinin başında olanlar onlarmış!
Onların dünyanın çeşitli yerlerine dağıldıklarını ve dağıldıkları yerlerde çeşitli şekillerde piramitler yaptırdıklarını öğrenmiştim.
Bunların içinde yapılan hesaplamalar, astronomi ile bağlantıları, piramitlerin gizleri beni şaşkına çevirmişti. İnanın yazdıklarımı okuduğum zamanların çoğunda tekrarlamış; birkaç kez okumuşumdur. Hayalle gerçek arası fantastik bir yazı mı okuyorum düşüncesi içinde!
İnşallah Mısır’a gitmek nasip olur. Bende merak ettiklerimi bire bir görürüm, belki de bilmediklerimi ya da olabilir ya yanlış bildiklerimin doğrularını bulurum ya da okurum. Mısır’da; anıtları, büyük taş tapınakları, dev Memnon heykelini, zengin süslenmiş mezarları, Piramitleri ve müzeleri gezerim…
Bilinmeyenlerin ülkesi Mısır’la ilgili sizlere resmi yazıyı da aktarmak istiyorum…
Uygarlık, MÖ 3.150 dolaylarında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır’ı ve Yukarı Mısır’ı politik olarak birleştirdi.
Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü.
Yukarı Mısır’ın tarihine değin bulunan en eski bilgiler MÖ 6000’li yılları göstermektedir; ancak kurucusu Tiu’nun doğum tarihi ya da yaşadığı dönem hala sırdır.
Aşağı Mısır’a gelince, bilinen kurucusu Ro en ünlü kralı da Akrep Kral filminde de ilham alınan Scorpion of Egypt (Mısır Akrebi), Zekhen’dir.
Yukarı Mısır’ı kendi yönetimi altında birleştiren Zekhen’den sonra kral olan Narmer, Delta bataklıklarına doğru yayılmayı sürdürmüştür.
Narmer’in kuzey Mısır’daki; Wazner’in güney Mısırdaki egemenliği sonrasında; Hor-Aha (ya da Menes olarak bilinir) birleşik Mısır İmparatorluğu’nun ilk firavunuydu.
Antik Mısır tarihinde, arada Orta Krallık olarak adlandırılan görece istikrarsız dönemlerin yaşandığı bir dizi istikrarlı krallık dönemleri yer almaktadır.
Antik Mısır, Yeni Krallık döneminde en gelişkin düzeyine ulaştı.
Ardından, ağır seyreden bir gerileme dönemine girdi.
Mısır, son dönemlerine doğru birbiri ardına gelen dış güçler karşısında yenilgilere uğradı ve MÖ 31 yılında, erken Roma İmparatorluğu tarafından istila edilerek firavunların egemenliğine son verildi.
Roma’nın bir eyaleti haline getirildi.
Eski Mısır uygarlığının başarısı, kısmen Nil Vadisi’nin koşullarına uyum sağlamakta gösterdiği beceriden gelmektedir.
Taşkınların öngörülmesi ve verimli vadinin kontrollü sulanması, toplumsal ve kültürel gelişmeyi besleyen ürün fazlasının üretilmesini sağlamıştır.
Ürün FazlasInIn kullanIlmasIyla siyasi otorite,
Nil vadisi ve onun civarIndaki çöl arazisindeki madenleri iŞletmek,
Özgün bir yazI sistemini erken evrelerde geliŞtirmek,
KarmaIŞIk inŞaaT ve tarım projelerini hayata geçirmek,
DIŞ dünya ile ticareti geliŞtİrmek,
YabancI İstİlacIlarI uzak tutmaya ve MIsIr üstünlüĞünü kabul ettirmeye yönelik bir askeri yapIlanIŞI saĞlamak için gereklİ kaynaklarI saĞlamIŞtIr.
Bu yöndeki faaliyetleri harekete geçiren ve planlayıp örgütleyen, seçkin yazmanlardan oluşan bir bürokrasi, dini liderler, bir Firavun’un denetimi altındaki yöneticiler topluluğuydu.
Bu unsurlar, aynı hedeflere yönelik olarak yönlendirildi ve bölgede yerleşik insanları, ayrıntılı düzenlenmiş bir dini inançlar sistemi çerçevesinde bir araya getirdi.
Antik Mısır’ın birçok başarısı, bu uygarlık içinde ortaya çıkan çeşitli gelişmelere, uygulamalara dayanmaktadır.
TaŞ ocaklarInIn iŞletİlmesİ,
AnItsal piramit ve tapInaklarIn,
DikilitaŞlarIn yapImIna olanak saĞlayan ölçümleme ve inŞaa teknikleri,
Pratik ve etkili bir tIp bilgisi,
Sulama ve tarIm teknikleri,
Bilinen ilk geminin yapImI],
MIsIr fayans ve cam tekniĞi,
Yeni yazIn biçimleri ve bilinen en eski barIŞ antlaŞmasI gibi.
Sonuçta Mısır, kalıcı bir miras bıraktı.
Onun sanat ve mimarisi, yaygın olarak örnek alındı ve eski yapıtları dünyanın uzak köşelerine kadar taşındı.
Anıtsal kalıntıları, yüzyıllar boyunca gezginlerin ve yazarların ilham kaynağı oldu.
Erken Modern Dönem’deki kazılar, Mısır Uygarlığı’nın yapıtlarına karşı yeni – yeni uyanan ilgiye, giderek bu yönde bilimsel araştırmalara yol açtığı gibi dünya ve Mısır için bıraktığı kültürel mirasa karşı daha büyük bir takdir oluştu.
Antik Mısır; Augustus Caesar‘in liderliğindeki Roma İmparatorluğu tarafından MÖ 30 yılında ele geçirilmiştir.
MS 7. yüzyılda Araplar burada egemen olmuŞ,
1250 yılında Memlüklü,
1517 yIlInda ise OsmanlI İmparatorluĞu sInIrlarIna katIlmIŞtIr.
1882 yIlInda da MIsIr; İngiltere‘nin kolonisi olmuŞtur. (alıntı)
O dönemlere göre ne kadar ileri bir çağdayız, hala Mısır’ın gizemini çözememişiz. İnsanoğlu neler ve neleri başardı, bunu bir türlü başaramıyor.
M.Ö. 3000 ve daha öncesine kadar giden bu uygarlık SIR olarak kalıyor.
Üstelik asırlardır bu konuda sadece Mısır değil dünyanın her tarafından gelen bilim adamları, bu işin erbabları, tarihçiler ve daha niceleri devamlı araştırma yapıyorlar ama sırları açığa çıkaramıyorlar…
Anlamak mümkün değil…
Nazan Şara Şatana
İlgili Haberler
Yayınladığı ilk günden itibaren konusu ile dikkat çeken dizi daha yayınlanmadan fragmanı ile gündem olmuş gelen tepkiler üzerine “ahi” sözcüğü “fani” olarak değiştirilmişti. Tarikatın adı kurmaca olsa da bir şekilde o gerçekliğe dokunuluyor… Faniler cemaatindeki kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmelerine, kadının toplumdaki konumuna, erkek egemen bir yapıda kadınların ve okumak isteyen kız çocuklarının mücadelesine tanık […]
İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. İLGİLİ HABER KÜLLER KÜLLERE İKİNCİ SEZONDA Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern […]
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]