Başta Kadıköy’ümüz ve İstanbul’umuzun sevilen doktoru Kardiyoloji Uzmanı Dr Emre Ertürk Dünya’nın önde gelen kuruluşları tarafından yapılan son araştırmanın sonuçları açıkladı.
Yeni yapılan araştırmalara göre migren ve kardiyovasküler sağlık arasında çift yönlü bir ilişki olduğu ortaya çıktı. Migren hastalarının kalp krizi, felç ve düzensiz kalp ritmi gibi kardiyovasküler rahatsızlıklara yakalanma riski artıyor.
Öte yandan, önceden var olan kalp sorunları olan bireylerin migrenden muzdarip olma olasılığı daha yüksek. Bu önemli korelasyon, ortaya çıkması sonrası bu iki hastalığı birbirine bağlayan olası altta yatan mekanizmalar araştırıldı. Mesela kümelenmiş migren dediğimiz migren türünü yaşayan bireylerin kalp krizi veya kalp aritmi anormalliklerinden muzdarip olma olasılığı daha yüksek çıktı. Daha ilginci küme migreni yaşayan bireylerin kalp krizi veya atriyal fibrilasyon ve atriyal çarpıntı gibi kalp ritmi anormalliklerinden muzdarip olma olasılığı yaklaşık iki kat daha fazla. Çalışma, migrenler ile kalp krizi insidansı arasında, felçlerde görülen benzer bir modeli yansıtan, güçlü bir ilişki buldu.
Küme baş ağrısı olarak da adlandırılan küme migren, popülasyonun küçük bir yüzdesini etkileyen nadir bir migren şeklidir. Tipik olarak bir göz veya şakak çevresinde lokalize olan, genellikle delici veya yakıcı olarak tanımlanan şiddetli, dayanılmaz ağrı ile karakterizedir. Ağrı, haftalardan aylara kadar süren epizotlarla ve ardından remisyon dönemleriyle kümeler halinde ortaya çıkar. Bir atak sırasında yaşanan dayanılmaz ağrı, genellikle tıp biliminin bildiği en şiddetli ağrı biçimlerinden biri olarak tanımlanır. Ağrının yanı sıra, kişiler ayrıca etkilenen göz çevresinde kızarıklık veya şişlik, düşük göz kapağı, burun tıkanıklığı ve aşırı gözyaşı gibi ek semptomlar yaşayabilir.
KALP HASTALIĞI VE MİGRENDE ORTAK RİSK FAKTÖRLERİ
Paylaşılan risk faktörleri, kalp-migren bağlantısını anlamada yapbozun eksik parçası mı? Paylaşılan risk faktörleri gerçekten de kalp sağlığı ve migren arasındaki karmaşık ilişki hakkında değerli bilgiler sağlayabilir. Obezite, yüksek tansiyon sigara, fiziksel hareketsizlik ve yüksek kolesterol seviyeleri gibi çeşitli yaşam tarzı ve fizyolojik faktörler hem kalp hastalığına hem de migrene katkıda bulunur. Sağlık uzmanları, bu ortak risk faktörlerini tanımlayarak ve ele alarak yalnızca kalp sağlığını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda potansiyel olarak migren semptomlarını da hafifletebilir. Bu risk faktörleri ile bunların her iki durum üzerindeki etkileri arasındaki bağlantıyı anlamak, önleme, yönetim ve hasta bakımı için kapsamlı ve etkili stratejiler geliştirmede çok önemlidir.
KALP SAĞLIĞI VE MİGRENİ BAĞLAYAN SORUNLAR
Kan damarlarındaki düzensizlikler olarak tanımlanan vasküler disfonksiyon, migren ve kalp hastalığının yaygın bir bileşenidir. Migren hastalarında kan damarlarının iç astarının düzgün çalışmadığı bir bozukluk olan endotel disfonksiyonu bulunmuştur . Endotel disfonksiyonu, kan akışının azalmasına ve inflamasyonun artmasına neden olabilir, bu da kardiyovasküler hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir. Ayrıca, hem sistemik hem de lokalize enflamasyon, her iki bozukluğun patogeneziyle ilişkilendirilmiştir.
ORTAK YOLLAR VE GENETİK FAKTÖRLER KALP-MİGREN BAĞLANTISINI ANLAMAYA YARDIMCI OLABİLİR
Verilere göre, belirli biyokimyasal yollar ve kalıtsal değişkenler hem kalp hastalığına hem de migrene katkıda bulunabilir. Kan basıncını ve sıvı dengesini düzenleyen renin-anjiyotensin sistemi böyle bir mekanizmadır. Her iki bozukluk da bu sistemin düzensizliği ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, migren ve kardiyovasküler hastalık insidansını artıran bazı genetik varyantlar tanımlanmıştır.
KALP-MİGREN BAĞLANTISINI BİLMEK HASTA BAKIMINI KOLAYLAŞTIRIRKEN SAĞLIK DURUMUNU İYİLEŞTİREBİLİR!
Kardiyovasküler sağlık ve migren arasındaki bağlantıyı kabul etmenin hasta bakımı için önemli etkileri vardır. Migren hastaları kardiyovasküler risk faktörleri açısından test edilmelidir ve bunun tersi de geçerlidir. Hekimler her iki hastalığı aynı anda tedavi etmek için bütünsel bir strateji izlemelidir. Kardiyovasküler riski ve migren sıklığını düşürmeyi amaçlayan yaşam tarzı değişiklikleri, farmasötik tedaviler ve önleyici yöntemler hasta sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirebilir. Bundan böyle, kalp sağlığı ve migren arasındaki ilişki ilgi çekici bir çalışma konusudur. İş yerindeki mekanizmaları tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulurken, kanıtlar ortak risk faktörlerinin, vasküler disfonksiyonun, inflamasyonun ve genetik değişkenlerin hepsinin önemli rol oynadığını gösteriyor. Bu iki bozukluk arasındaki bağlantıyı tanımak ve ele almak, daha etkili önleme ve yönetim tekniklerini mümkün kılacak ve sonuçta hastaların genel sağlık ve esenliğini artıracaktır.
İlgili Haberler
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]
Sapanca’da tatil hayali kuranlar dikkat! Geceliği 5.000 ile 12.500 TL’yi aşan fiyatlarla kiralanan lüks görünümlü bungalov evlerde yaşananlar tam bir skandal! Hem gizli kameralarla mahremiyetiniz tehdit altında, hem de kaldığınız yer sağlık açısından tam bir mikrop yuvası! Üstelik ödediğiniz fahiş fiyatın karşılığında ne güvenlik var ne temizlik, ne de profesyonellik! PARANIZLA REZİL OLUYORSUNUZ! Bu […]
Kadın ve Demokrasi Vakfı’nın (KADEM), kadın hakları ve aileyi ilgilendiren meselelerde kalıcı çözümler üreterek, adalet merkezli bir söylem ve literatür oluşturmak için iki senede bir düzenlediği KADEM Kadın Araştırmaları Kongresi’nin 10.’su “Mitik Söylem ve Kadın” temasıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Dursun Ali Tökel’in başkanlığında toplanan kongrede kadınlarla ilgili görüş, düşünce ve inanışların arkasında yer aldığı düşünülen mitler tartışmaya açıldı. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi’ndeki KADEM Kadın Araştırmaları Kongresi, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, […]
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]