Slot Siteleri

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Can Aytekin’in Sergisi

Yayınlanma:
ABONE OL
Can Aytekin’in Sergisi

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un en kalabalık noktası Beyoğlu’nda Can Aytekin’in sergi açılışına son saatinde uğradım ve şehrin kalabalığında sanatın yardımıyla nasıl ücra bir köşeye kaçılır, deneyimlemiş oldum. Aytekin kapı açılır açılmaz bizi karşılayan sergi duvarıyla hem filmlere, hem de adalara seyahat etmemize yardımcı oldu. Kendisi de bir dönem Ada’da yaşamış sanatçı, Ada’dan sergi açılışına geciken bana da şöyle dedi. “Adalar hem uzak hem yakındır.” Sevmek Zamanı ilhamı ve çalışma sürecini okurumuz için konuştuk. Keyifli okumalar!

İlham noktasını Yeşilçam’dan, özellikle afişlerden, lobi fotoğraflarından ve film posterlerinden alan serginizi gezince insan izlediğiniz ilk Yeşilçam filmini merak ediyor… Hatırlıyor musunuz?

Ne yazık ki ben yeşilçamın popüler olduğu sinema dönemine yetişemedim. En eski anı olarak Büyük Çekmece’de yazlık bir açık hava sinemasını hatırlıyorum. ‘Konvoy’ adlı bir film izlemiştim. Tır şoförlerinin dayanışmasını anlatan bir macera filmiydi. Kris Kristofferson başroldeydi. Belki de bu filmin etkisiyle ben de büyüyünce uzun yol kaptanı olmak istediğimi hatırlıyorum.

Sevmek Zamanı, Ayrılsak da Beraberiz, Vesikalı Yarim filmlerinin sizin için özel bir anlamı var mı?

Bu filmler 1965-1968 yılları arasında çekilmiş. Metin Erksan’ın ve Lüfi Akad’ın çetiği bu aşk hikayeleri sonraki dönemde de çok tekrar edilmiş filmler. Hem klasik bir doğu masalı havasındalar hem de dönemin Avrupa sinemasına benzer yoğunlukta filmler. Bir hikaye anlatılacaksa bu ancak bir aşk hikayesi olabilir diye düşündüm. Selim İleri’nin senaryosuyla Ömer Kavur’un çektiği ‘Kırık bir aşk hiyesi’ni de bu filmlere ekleyebiliriz. Orhan Pamuk’un yazdığı ‘Masumiyet Müzesi’ de benzer bir hikayeye dayanıyor. Sonrasında gerçek bir müzeye dönüşüyor biliyorsunuz.

Hanif Han ve üzerinde yer aldığı sokak (Gazeteci Erol Dernek Sok.) Yeşilçam için de önemli bir buluşma noktası. Bu mekanda başka çalışmalarınız da olmuş muydu?

Hanif Han’da yer alan Versus Art Project’te, 2014 yılında ‘Her Şey Yerli Yerinde’ ve 2016 yılında ise ‘Ters Yüz’ adlı sergileri açmıştım. Çok sadeleştirerek söylersem anıtlar ve yüzlerle ilgili olan bu sergiler de sokakla ve galeri mekanıyla  ilişki kuran sergilerdi. Ama bu sefer daha farklı olarak biraz daha tarihsel arka planıyla ilişkili olan yeşilçam sokaklarından başlayan bir sergi olmasını istedim. ‘Yeşilçam sokağı’ biliyorsunuz eski Emek sinemasının bulunduğu sokak olarak biliniyor ama Tunca Arslan’ın yazdığı gibi esas yeşilçam, bugün Ayhan Işık, Sadri Alışık, Erol Dernek sokaklarının bulunduğu mahale deniyormuş.

Serginizde arşiv tutma ve kayıt alma pratiğine referans veriyorsunuz değil mi? Hemen hemen ne zamandan beri arşivcisiniz ve neden önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Düzenli bir arşivci değilim ama belki bir gün bir işe yarar diye olur olmaz şeyler biriktirdiğim doğru. İşin tuhafı bir şekilde işe yarıyorlar. Topladığımız nesneler, imajlar, eşyalar vs. bizim düşüncelerimize sızıyorlar zamanla. Hatta genellikle bir yerlerde unutulup sonra tekrar hatırlanmaları daha da iyi. Ben bunlara koleksiyon değeri olarak bakmıyorum, sonrasında bir araya gelebilecek kelimeler diye bakıyorum. Kendilerinin pek bir önemi yok benim için , değişebilme potansiyelleri olması müthiş bir şey.

Sanatınız nelerden besleniyor genellikle?

Okumaya ve resimle ilgilenmeye geç başladım sayılır. Hangi dönem olursa olsun bazı sanat yapıtları çok ilgimi çekiyor. Bunlar arasındaki ilişkileri takip etmek, mesela Mısır heykeliyle Giacometti’yi, İznik çinileriye Matisse’i birlikte düşünmek müthiş bir enerji yaratıyor. Ayrıca günlük hayattaki izleri takip etmek en şaşırtıcı ve eğlencelisi. Biraz ana caddeden çıkıp yan sokaklara dalmak ve bakış açınızı değiştirmeniz yeterli.

“Bugünkü Program” ismini bulmakta zorluk çektiniz mi? Ya da diğer sergi isimlerini bulmakta? Zaten Gelecek Program serginizle bağlantısı var öyle değil mi?

Sergi isimleri genelde başka bir yerden alıntı oluyor. Nerdeyse anonimleşiyor. Sinema serisi olunca bu isimler kendiliğinden geldi. Sanırım yıllar önce Yapı Kredi Kazım Taşkent galerisinde de bu isimle bir sergi olmuştu. Bir önceki Boş Ev sergisinde de Kim Ki-duk’un aynı isimde bir filmi olduğunu biliyordum sonra Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi romanında bir bölümün ismi olduğunu gördüm. Romanı okumuştum öncesinde ama unutmuşum. Tekrar bulmak daha çok hoşuma gitti.

Brikolaj üretim ve figüratif hikâye anlatıcılığından beslenen Bugünkü Program, izleyiciyi de bu tecrübeye katılmaya davet ediyor. Filmi izleyicinin oluşturmasına imkân verirken, perde önü ve arkası birbirine karışıyor. Sahi filmleri nasıl seçtiniz?

Dediğim gibi her şey Metin Erksan’ın Sevmek Zamanı filmine yıllar sonra bir gala yapma fikriyle başladı. Bu film salon sahipleri tarafından beğenilmediği için hiç gösterime girememiş. Afişler, fenerler, çizimler… filan derken Boyacı Halil karakteri diğer filmdeki Afişçi Mehmet karakteriyle birbirine karıştı. Sonunda sergiye dönüştü.

Bu üç filmi veya genel anlamda film okumanın farklı bir sanat algısı oluşturduğunu düşünüyor musunuz?

Sinema için yedinci sanat tanımlaması yapılır. Filmler çok zengin anlam katmanları oluşturabiliyorlar. Gerçekten resimle, müzikle, mimarlıkla neredeyse tüm sanatlarla az ya da çok ilgilidir sinema. Bazen filmlerin hızı beni çok yoruyor. Her izleyicinin farklı şekilde görmesini bir imkan ve zenginlik olarak görmek gerekir.

Peki tepkiler nasıldı?

Genelde olumlu karşılandı. Pandemi sonrasında  karanlık ve kapalı mekanda bir sinema yerine sokaklarda geçen ve dağınık bir görmeyle izleyicinin kurgusunu yaptığı renkli bir sergileme olduğu yorumları geldi.

Sırada neler var? Gelecek projelerinizden bize biraz bahseder misiniz?

Mayıs ayında Karaköy’deki SSM Kasa Galeri’de Derya Yücel’in davetiyle yakın arkadaşım Levent Aygül’le bir sergi yapacağız. Daha önce Barın Han’da ‘İkili Tekrar’ adlı bir sergi yapmıştık. Bu sergi ise Karaköy, Hırdavatçılar çarşısı ve binayla ilgi kurmaya çalışan bir sergi olacak sanırım.

Hem size, hem de buluşmamıza ön ayak olan Burcu Dimili’ye çok teşekkürler…

author avatar
Günsu ÖZKARAR
Günsu Özkarar 1987 doğumlu Günsu Özkarar, 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan “Onur Derecesi” ile mezun olup, İsviçre’ye taşındı. Bir taraftan Hocshule der Künste Bern’de yüksek lisans yaparken, bir taraftan da Orchester der HKB, Schweizer Jugend Sinfonie Orchestra, The Women Orchestra of Switzerland’da çalarak, Avrupa’nın farklı şehirlerinde konserler verdi. Yurda döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Sanatta Yeterlilik çalışmalarını tamamlayıp, bitirme tezi “Tarihsel Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri”ni kitap olarak yayınladı. Yazı ile yolu Artemis Yayınları‘nda staj yapması ile kesişti ve Mario Levi ile Yaratıcı Yazarlık çalıştı. “Küflü Virgül’ isimli bir öykü kitabı olan Özkarar, üç yıl da Milliyet Sanat’ta çalışarak, yayıncılığı yakından öğrenme fırsatı yakaladı. Hayat mottosu; “herkes tutkusunun peşinden gitmeli.”

İlgili Haberler

Dünyadan
29 Nisan 2024
29 – 05 Mayıs 2024 Astroloji haftalık yorum: 05 Mayıs Ayın ve Haftanın olumsuz günlerinden!

05 Mayıs ayın ve haftanın en düşük katsayılı günlerindendir. 01, 03 ve 05 Mayısda zayıf fay hatlarında şiddetli depremler, şiddet ve terör olayları, yangın ve patlamalar, olumsuz hava koşulları ve kazaları olabilir. 23 Nisanda -2 seviyelerine kadar düşen Akrep burcunun yöneticisi Plüton 05 Mayısda +4 katsayısında kadar çıkacaktır. Ancak Plütonun katsayı yükseltmesi Boğa, Aslan, Akrep […]

YAŞAM VE ÖLÜM
Yazarlar
24 Nisan 2024
YAŞAM VE ÖLÜM

Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgi var derlerdi de işin doğrusu bu söz bana hep hikâye gelirdi. Hiç de hikâye değilmiş. Bayram öncesi, şehirlerarası yolculuk esnasında geçirdiğim trafik kazası bu sözün hiç de hikâye olmadığını bana öğretmiş oldu. Yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide gittim, geldim. Her şey anlar içinde oldu, bitti. Neyse ki […]

Yazarlar
23 Nisan 2024
22 – 28 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 23 Nisan Ayın En Tehlikeli Günü! Dikkat!

23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]

EĞİTİMDE ÇÖZÜM!
Yazarlar
16 Nisan 2024
EĞİTİMDE ÇÖZÜM!

Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]