Koronadan sonra hayat çok başka olacak. Hatta bambaşka… O olacak, bu olacak… “Bir kamyon domates, bir cep telefonu ediyor; tarımı boşver” diyenler fena halde yanılacak. İnsanlar ellerini yıkarken yirmiye kadar sayacak. Yirmi olunca çeşmeyi kapatacak. İnsan beşer, kuldur şaşar… “Ulan, onbeşten yirmiye atladım galiba” deyip, yeni baştan sayanlar olacak. Bu nedenle, su sarfiyatı artacak; barajlardaki su azalacak.
Başka? Korona, sevgilisi olanla olmayanı eşitleyecek. Sağlık Bakanlığı’nın talimatlarını hatırlayın… Sarılmayacaksın, öpüşmeyeceksin! Bu resmen, “sevişme” demektir. Emir demiri keser!
Sevgilisi olanlar mağdurları oynasa da, durum değişmeyecek. Sevgilisi olmayanlar ise, haline şükredecek. Anladınız mı, koronanın adaletini? Koronanın adaleti, dijital dünyanın kapısını aralayacak. Dijital dünyada, dijital ilişkiler ve dijital sevgililer olacak. Sevgilinizi kendiniz yaratacaksınız, canınız sıkılınca bozacaksınız.
Başka? Dünyanın düzeni değişecek, düzülen aynı kalacak. Yeni dünyada bilgisayarımız hacklenmeyecek, beynimiz hacklenecek. Herkesin bir 4×4 çipi olacak. “Asla çip taktırmam” diyenleri kimse takmayacak. Gözle görülmeyecek kadar küçük olan bu çipler, istesek de istemesek de münasip bi yerimize yerleştirilecek. Bu çiplerle kontrol altında olacağız. Diyelim ki, gaz kaçırdın! Bir mesajla anında uyarılacaksın. Ayrıca, özgürlüklerimiz biraz kısıtlanacak. Şöyle ki…
Koronanın bulaşmasını önlemek amacıyla, burun karıştırma yasaklanacak. Topluma açık yerlerde, kendi burnu yerine başkasının burnunu karıştıranlar cezalandırılacak.
Sonra, insanlar istediği zaman istediği yere tüküremeyecek. Tükürenlere, “Lama mısın lan sen!” şeklinde tepki gösterilecek. Sonra, koronayla birlikte selamlaşmamız mutasyona uğrayacak. Uzaktan selamlaşmada, el mecburen vicdanımıza gidecek. Selamlaşma değişir de, gelenek ve göreneklerimiz değişmez mi? Hapşıran birine, “Çok yaşa” denilmeyecek.
Hapşıran kişi, ışık hızıyla terk edilecek. Dolayısıyla, saygı ve sevgi diye bişey kalmayacak. İnsanlar yalnızlaşacak. Bu nedenle, Özdemir Asaf’ın ‘Yalnızlık Paylaşılmaz’ şiiri ezbere okunacak.
Başka? Yeni siyasi akımlar çıkacak. Yaz gününde rahmete kapılanlar gibi, bu siyasi akımlara kapılacağız. Psikolojik sorunlarımız artacak. “Nimettir” deyip, kafayı dibine kadar sıyıranlar olacak. Sanal para çıkacak ve “Sanal parayla Saadet olmaz” şarkısını mırıldanacağız. Başka? Başka, ne bileyim ben!…
Tebrikler Ahmet Bey, iç dünyamızı güzel özetlemişsiniz. Ve başka? Neler yazılır neler de… Eee daha daha nasılsınız? Sağlıcakla…