Günlerdir düşünüyordum kimlerdir bu dolar isterse 100 TL, hatta 1000 TL olsun diyebilen kendini bilmez gafiller?
Kimlerdir ülkemiz ve milletimiz ekonomik olarak büyük bir saldırı ve tehdit altındayken düşman silahının bizim silahımıza karşı zafer kazanmasını isteyen, zaferi düşmanın kazanacağı öngörüsünde bulunan, en azından düşmanın zaferini içine sindirebilen hainler.
Bunlar nasıl bir düzen kurmuşlar ki vatanına, milletine ihanet edercesine şu an girdiğimiz ekonomik savaşta öncelikli düşmanımız olan dolar için isterse 100 TL, 1000 TL olsun diyebiliyorlar. Bu söylem aslında Türk Lirası batsın gitsin umurumda değil, yeter ki benim düzenim bozulmasın demek değil midir?
Bu nasıl bir aymazlıktır, bu ne gaflettir hatta bu hainlik değil midir diye uykularım kaçtı günlerce, gecelerce. Ama sonunda onları buldum.
Onların bir kısmını devletin sırtından kazandığı milyonlarla tanesi 70 TL olan lahmacuna, 28 TL ödediği bir tutam havuç söğüşü dürüm edip aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yerken, bir bardak suya 15 TL, bir kahveye 30 TL öderken ve her şehirde yaşayan benzerleri gibi kendi rantı bozulmasın diye şu an yaşanan düzeni savunurken buldum.
Bir kısmını oturdukları yerden, emek sarf etmeden devletten para, çay, şeker, pirinç, kömür, makarna, buzdolabı, çamaşır makinası gibi envaiçeşit destek alırken ve bana ne dolardan, nasıl olsa benim rahatım yerinde diyerek yaşanan düzeni savunurken buldum.
Bir kısmını da bütün bunlar kendi partileri iktidarda iken yaşandığı için gerçekleri örtmek, milleti aldatmak ve partilerini korumak amacıyla yalan söylerken ve yine yaşadıkları düzeni savunurken buldum.
Dolar isterse 100 TL olabilirdi, ülkemiz korkunç bir dar boğaza girebilirdi ama onların kendilerine ait olan bu “hep bana Rabbena” düzenleri bozulmamalıydı.
Dolar isterse 100 TL, isterse 1000 TL olsun diyen cahil menfaatperestler çok zengin olsunlar, çok fakir olsunlar, makam mevki sahibi olsunlar, eğer art niyetli değillerse, dilerim doların artışının, daha doğrusu Türk Lirasının değer kaybının Türkiye’ye ve Türk Milletine nelere mal olduğunu, nelere mal olacağını bir an önce görürler.
Bu cennet vatanın, bu kadirşinas milletin ekmeğiyle beslenen, büyüyen bu gafiller; geminin en üstünde de olsan, en altında da olsan, haksız da kazansan, helal de yesen, haram da yesen, iktidarda senin partinde olsa, başka partide olsa Allah korusun batarsak hep beraber batacağımızın, İnşallah çıkarsak hep beraber çıkacağımızın farkında değiller.
Tabi birileri filikalarını daha önceden hazır etmemişse, birileri de bu gemi batsa bile nasıl olsa bunca yıldır götürüyoruz bir de filika götürürüz diye düşünmüyorsa.
Ve de hamasetle Türk milleti aç kalır, susuz kalır lakin devletsiz kalamaz diyerek milleti gaza getirenlere de bir çift sözüm var. Türk milleti aç da kalmasın, susuz da kalmasın, devletsiz de kalmasın. Nedir bu yani Allah dünyadaki bütün sıkıntıları Türk Milleti için mi yaratmış?
İlgili Haberler
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]
Karagümrük stadı hakkında bu kaçıncı yazımı artık söylemiyorum. Fatih Belediye Başkanı Ergün TURAN , 15 Mart’ta sosyal medya hesabından Karagümrük taraftarına stat müjdesini verdi. İLGİLİ HABER İDOB Çocuk Korosu, “Çığır” Konseri İle Sahnedeydi… Bu kaçıncı müjdeden artık bunu da söylemiyorum. Bildiğim tek şey taraftarın artık boş vaatlere karnının olduğu şey. Neyse ki krizi bırakıp iyi bir yerde görmek […]
Zaman sonsuzdur. Evren, uzay, yani içinde bulunduğumuz mekân da sonsuzdur. İnsan, birey olarak da “insanlık” olarak da zamanın ve mekânın sonsuzluğunun kesiştiği herhangi bir noktada, bir hiç, bir sıfırdır. Bir insan ömrünü yüz yıl kabul etsek bile, zamanın sonsuzluğunda yüz yıl nedir ki? Bırakın yüz yılı, bin yılı, milyar yıl nedir ki, sonsuzluk karşısında? Biliyorsunuz, […]