İnsan, meydana getirdiği kültür sonucunda bugünkü sosyal yaşantısına kavuşmuştur. Hiçbir toplumla karşılaştırılamayacak kadar köklü, güçlü ve zengin bir geçmişi bulunan Türk milleti, binlerce yıldan beri güçlendirerek ve üzerine yenilerini ekleyerek yükselttiği kültürünü, bugünlere kadar taşımıştır. Bu kültür, bazı günlere önem atfederek toplumun ortak hareket etme bilincini geliştirmiş, birlik ve beraberliği pekiştirici bir unsur olmuştur. Türk kültürünün vazgeçilmez değerlerinden birisi de kuşkusuz “Nevruz” yani “Yeni Gün”dür.
Doğa ile iç içe yaşayan ve toprağı “ana” olarak kabul eden Türk milleti, soğuk ve çetin geçen kış günlerinin ardından gelen ve ölümden sonra dirilişi, zorluklardan sonra gelen zaferi, kıtlıktan sonra bolluğu ve Allah’ın rahmet ve bereketini simgeleyen baharı büyük coşku içinde karşılamış, Nevruz Bayramı olarak kutlamıştır.
Nevruz, Türk insanını birbirine kenetleyen, Ergenekon’da demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarını yaşatan ve güzel günleri müjdeleyen bir ateştir. Büyük bir kültürün ürünü olan bu ateş, binlerce yıldır bütün ihtişamıyla yanmaktadır; bundan sonra da yanacak ve yine güzellikleri müjdeleyecektir.
Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Gagauzya, Başkurdistan gibi tüm Türk coğrafyasında “milli bayram” olarak kutlanan Nevruz Bayramımız, ne yazık ki bugün bazı kesimlerin, milli birliğimizin temellerine dinamit koymak amacıyla kullandıkları bir ayrıştırma aracı haline getirilmek istenmektedir. Çoğu zaman “Ergenekon Destanı” ile olan bağlantısından dolayı “Ergenekon Bayramı” diye de kutlanan ve Türklerin bilinen en eski ve en büyük bayramı olan bu özel gün, şimdi bazı kesimlerce Türklerin elinden alınmakta ve siyasi ve etnik bir çatışmanın argümanı olarak kullanılmakta, üzerinde siyaset yapılan bir malzeme haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Oysa Nevruz, bizleri birbirimizden ayıran bir gelenek değil, Anadolu ve Avrasya coğrafyasında yaşayanların ortak kültürü, binlerce yıllık kardeşliğimizin en büyük göstergesidir. Nevruz, bu coğrafya insanının, kendisini hangi etnik kökene dâhil hissederse hissetsin, etle tırnak gibi birbirinden ayrılamayacağının ifadesidir. Nevruz, bizi biz yapan, bu milletin binlerce yıldır bu topraklara nakşettiği; genç kızlarımızın halılara işlediği motif, analarımızın ellerine yaktığı kına, düğünlerimizin halayı, zeybeği, barı, horonu, Yüce Yaradan’a yönelen gönüllerimizin ortak duasıdır.
Neresinden bakılırsa bakılsın binlerce yıldır aynı coğrafya üzerinde iç içe yaşayan ve ortak bir yaşam tarzı geliştirmiş olan toplumun ürettiği kültürel bir değerin, bir ayrışma unsuruymuş gibi gösterilmesi bilimsel temeli dahi olmayan, son derece yanlış ve art niyetli bir yaklaşımdır. Bu bakımdan bayramı bir, acısı bir, sevinci bir olan, aralarında kan ve akrabalık bağı kurarak bir aile ocağı içinde kaynaşmış milletimizin duası da birdir. Bu millet, bir arada yaşama iradesini Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda kanıyla yazmış, canıyla ortaya koymuştur. Son zamanlarda siyasi rant kaygısı taşıyan bazı kesimlerin bebek katili, vatan haini bir teröristi, milletimizin asil ferdi olan Kürt kardeşlerimizin temsilcisi haline getirme ve milletimizi Türk-Kürt gibi etnik ve Nevruz-Ergenekon gibi kültürel açıdan ayrıştırarak, devlet yapılanmamızı değiştirme gayretleri, toplum nezdinde asla karşılık bulmayacaktır. İnanıyoruz ki Nevruz Bayramı, 76 milyon vatandaşımızın bir ağızdan aynı duayı tekrarlayarak, bizi biz yapan değerlerin yeniden hatırlandığı, ayrıştırma projelerinin parçalanıp atıldığı, birlik ve beraberliğimizin dost düşman herkese bir kez daha ifade edildiği bir gün olacaktır.
Dört bir yanımızda isyan ateşinin yanmaya başladığı; şiddet ve vahşetin hüküm sürdüğü; kan ve gözyaşının çağladığı bugünlerde, tüm Avrasya coğrafyasının, Nevruz ateşinin çevresinde dostluk, kardeşlik ve barış içinde el ele, gönül gönüle yer alması dileğiyle, binlerce yıldır Edirne’den Kars’a kadar hepimizin her Nevruz günü hep bir ağızdan söylediği, gönülden dilediği “Ey gece ve gündüzün tedbircisi, ey gözleri ve gönülleri başka hale çeviren, ey kudret ve halleri değiştiren! Halimizi en güzele çevir!” dualarına, can-ı gönülden eşlik ederek, milletimizin Nevruz Bayramını kutuluyoruz.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen
İstanbul İl Başkanı
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
İlgili Haberler
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]
Karagümrük stadı hakkında bu kaçıncı yazımı artık söylemiyorum. Fatih Belediye Başkanı Ergün TURAN , 15 Mart’ta sosyal medya hesabından Karagümrük taraftarına stat müjdesini verdi. İLGİLİ HABER MUSIKI İLE TERAPİ PROGRAMLARI HÜKÜMLÜLERİN RUH DÜNYASINA DOKUNUYOR Bu kaçıncı müjdeden artık bunu da söylemiyorum. Bildiğim tek şey taraftarın artık boş vaatlere karnının olduğu şey. Neyse ki krizi bırakıp iyi bir yerde […]
Zaman sonsuzdur. Evren, uzay, yani içinde bulunduğumuz mekân da sonsuzdur. İnsan, birey olarak da “insanlık” olarak da zamanın ve mekânın sonsuzluğunun kesiştiği herhangi bir noktada, bir hiç, bir sıfırdır. Bir insan ömrünü yüz yıl kabul etsek bile, zamanın sonsuzluğunda yüz yıl nedir ki? Bırakın yüz yılı, bin yılı, milyar yıl nedir ki, sonsuzluk karşısında? Biliyorsunuz, […]
Galatasaray son haftalarda formsuz, şampiyonluklar yaşayan Okan Hoca da kayıplarda. Büyük takımlar bazen böyle durumlarla karşı karşıya kalabilir. İLGİLİ HABER SINIR KAPILARI KAPALI, GAZZE YENİDEN AKUT AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA Tam her şey bitti derken ortaya bir “kahraman” çıkar hem takımı hem hocayı tabiri caizse ipten alır. Doğru tahmin ediyorsunuz, Osimhen’den bahsediyorum. Piyasa değeri […]