Genel Basın Yayın Sekreterimiz Ali Yalçın, eğitim-öğretim ve bilim hizmet kolunda Eğitim-Bir-Sen’in yetkiyi 2011’de aldığını ve eğitim çalışanlarını temsilen ilk defa toplu sözleşme masasına oturacağını belirterek, “Yıllardır yetkiyi elinde bulunduranlar ve yetkinin hesabını veremeyenler, acziyet içinde olanlar; eğitim çalışanlarının sorunlarıyla ilgili veremedikleri hesabın faturasını, daha masaya bile oturmadan önce akıllarınca bize sormaya çalışıyorlar. İnsanda azıcık yüz olur. Bu konuda en son konuşması gerekenler en önce konuşmaya yeltenerek, seslerini yükselterek, akıllarınca beceriksizliklerini unutturmayı hedefliyorlar. Buna kesinlikle hakları yok” dedi.
Kırıkkale Şubemizin İl Divan Toplantısı Öğretmenevi’nde yapıldı. “Hedef 700 bin üye ve 11 hizmet kolunda yetki” kapsamında gerçekleştirilen Türkiye geneli Memur-Sen teşkilat toplantıları 1 Nisan itibariyle tamamlanmış oldu. Toplantıda konuşan Genel Basın Yayın Sekreterimiz Ali Yalçın, toplu sözleşme yasası, ek ödeme, kesintili eğitim düzenlemesi, İLKSAN, eğitimde sivilleşme ve sivil Anayasa konularına değindi.
Toplu sözleşme yasasının gecikmiş olmasının sıkıntılarını birkaç aydır yaşadıklarını ifade eden Yalçın, “Ama aceleye getirip eksik bir şekilde çıkmasına müsaade etseydik, bunun sıkıntısını ömür boyu yaşamaya devam ederdik. Geç olsun ama yarım olmasın. Hizmet kolu sözleşmesi, yerel yönetimlerde hizmet kolu sözleşmesi, hakem heyetinin yapısı gibi ana konularda taleplerimizi gerçekleştirmek adına yasanın alelacele çıkmasına müsaade etmedik. Gerektiği yerde sesimizi yükselttik ve sonuç aldık” şeklinde konuştu.
666 sayılı KHK sonrası oluşan tabloya dikkat çeken Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamuda maaşlarda unvanlara göre eşitlik hedeflenirken, öğretmen ve öğretim elemanları ek ödemede kapsam dışında tutularak kurum içi denge yerle bir edilmiştir. Bu çarpıklığı düzeltmek Eğitim-Bir-Sen’in görevidir ve toplu sözleşme masasında ilk gündemimiz olacaktır. Yasanın bir an önce çıkması ve masanın bir an önce kurulması için sesimizi yükseltirken, bir tuhaflığı da ibret ve hayretle müşahede ediyoruz. Biz öğretmenin maaşı 1.577 TL’de kaldı derken, Türk Eğitim-Sen’in bizden daha fazla ses çıkarmaya çalıştığına şahitlik ediyoruz. 2010’da Memur-Sen olarak diğer sendikalarımız sayesinde oturduğumuz toplu görüşme masasında imzaladığımız mutabakat metninde en düşük devlet memuru maaşına kazandırdığımız 235 TL’yi bir kenara koyarsanız 9/1 öğretmenin maaşı 1.342 TL’dir.
Peki, bunun sorumlusu kimdir? Tabi ki masada eğitimcileri temsilen yıllardır yetkili olan ama yetkiyi taşıyamayan Türk Eğitim-Sen’dir. Kimse sesini yükselterek suçunu bastırmaya çalışmasın. Sayın Koncuk, Genel Başkanımıza bir televizyon programında ‘ek ödeme ile ilgili eylemimize destek verecek misiniz’ diye soruyor. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde 28 Şubat provası için ev sahipliği yaptığın ve tepkiyi görünce üç gün sonra çark ettiğin 27 Mayıs Milli Devrimci Derneği, Lions Kulüpleri, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği, ADD gibi kuruluşların yer aldığı 41 kuruluştan oluşan Ulusal Birlik Hareketi var.
enin Memur-Sen’den destek istemeye ihtiyacın yok. Çağırırsın mahşeri cümbüşçüleri efelenirsin. Bağcıyı dövmek adına kalmayan kredine de yeni bonuslar eklersin. Bizim toplum nazarında da, siyaset nazarında da, kredimizde de, bonusumuzda da asla sorun yok. İrademiz kendi elimizde, gücümüz ise yerindedir. Sözleşmelileri kadroya nasıl geçirdiysek, toplu sözleşme hakkını nasıl aldıysak, ek ödemeyi de öyle alırız. ‘Toplu sözleşme hakkı yoksa, masada da yokuz’ diye resti nasıl çektiysek, ek ödemede samimiyetsiz tavır gördüğümüzde resti aynı şekilde çekeriz.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biz kimsenin stepnesi ya da siperi değiliz. Biz eğitim çalışanlarının sorunlarını çözmek için varız. Üzüm yemek için varız, bağcıları dövmek gibi bir sorunumuz, bize havale edilmiş gizli görevimiz asla yok. Anlaşılan yıllardır yetkiyi elinde bulunduranlar ve yetkinin hesabını veremeyenler, acziyet içinde olanlar; eğitim çalışanlarının sorunları ile ilgili veremedikleri hesabın faturasını, daha masaya bile oturmadan önce akıllarınca bize sormaya yelteniyorlar. İnsanda azıcık yüz olur. Bu konuda en son konuşması gerekenler en önce konuşmayı seçerek beceriksizliklerini unutturmayı hedefliyorlar. Buna kesinlikle hakları yok. Eğitim çalışanları sorunların çözümünün nereden geçtiğini biliyor. Ayrıca çözümün adresinin neresi olduğunu da iyi biliyor.”
Eğitimin 4+4+4 şeklinde kesintili hale getirilmesi ve eğitimdeki 28 Şubat vesayetinin ortadan kaldırılmasıyla ilgili konuya da değinen Ali Yalçın, “Paşaların dayatması, Eğitim-Bir-Sen’in diretmesi ile son bulmuştur. Şura’da eğitim kesintili olsun, din eğitimiyle ilgili seçmeli dersler konulsun tekliflerimiz yerine gelmiştir.
Katsayı, üniversitelerde yaşanan başörtüsü probleminin çözülmesi, Kur’an öğrenme yaş sınırının kaldırılması, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, yargısız infaza tabii tutulanların haklarının sicil affı ile iadesi gibi birçok konuda çözümün adresi olduk. YÖK reformu, karma eğitim dayatmasının sona erdirilmesi ve demokratik eğitim taleplerinin karşılanması, okullarda üniforma ve kamusal alan yalanı gibi dayatmaların son bulması için mücadelemiz sürecektir” diye konuştu.
“Sivil anayasa yapılmadan demokratikleşme ile ilgili atılan adımların yeterli görülmemesi gerekir” diyen Yalçın, “Eğer Genelkurmay Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmamışsa, darbeye davetiye çıkaran TSK İç Hizmet Kanunu’ndaki 35. madde kaldırılmamışsa, din ve vicdan hürriyeti teminat altına alınmamışsa,
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, MGK, YÖK, RTÜK, YAŞ gibi darbe anayasasının ihdas ettiği kurulların anayasal ayrıcalıkları bitirilememişse, adaletin omuzlardaki yıldızlarla ölçülmesine son verilememişse, kamu çalışanları için de grev ve siyaset hakkı alınamamışsa, son 10 yıldır yapılan iyileştirmeler geçici bir seraptan öteye geçmeyecektir. Özgürlük eksenli kazanımlara bir darbe ortamı, mali kazanımlara ise bir ‘5 Nisan Kararları’ yetecektir. Esas önemli olan sivil anayasayı gerçekleştirebilmektir” dedi.
İLKSAN konusuna da değinen Ali Yalçın, 28 Nisan’da İLKSAN üyelerinin mutlaka sandığa gitmelerini isteyerek, “Eğitim-Bir-Sen’i desteklemezsem, bu kez oy kullanmazsam bu iş olmayacak demelidir. Eğitim-Bir-Sen olarak çalışanları İLKSAN kamburundan kurtarmaya, sorumlularından ise hesap sormaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.
İlgili Haberler
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından organize edilen Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu, bu yıl 3 Kasım Pazar günü koşulacak. 40 binin üzerinde kişinin katılması beklenen İstanbul Maratonu, sürdürülebilirlik ve bağış konusunda ilklere imza atacak. Giysi Kumbarası projesi ile sporcuların temiz ve kullanılabilir kıyafetleri yeniden hayat bulacak. 46. İstanbul Maratonu ayrıca en […]
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
İngiliz Sömürüsü ve Zulmüne Karşı Efsanevi Bir Kahramanlık Destanı “İslam’ın Kılıcı” Türkiye’de Vizyona Giriyor: “İslam’ın Kılıcı”, 1 Kasım’da Türkiye sinemalarında izleyiciyle buluşuyor. Aksiyon ve macera dolu bu destansı film, cesur bir savaşçının İslam’ın kutsal değerlerini korumak ve İngiliz sömürüsüne son vermek için çıktığı nefes kesen mücadeleyi anlatıyor. İLGİLİ HABER Küçükkaptan, Cumhuriyet Bayramı’nda herkesi Çamlıca […]