İşçi Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Levent Kırca bugün Silivri nöbet çadırındaydı. Çadırın bir diğer önemli misafiri ise eski Genelkurmay Başkanı İlker Bağbuğ idi. Öğle saatlerinde Silivri’ye gelen Başbuğ, Zirve Yayınevi Davası’ndan tutuklu emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Balyoz Davası’ndan tutuklu Orgeneral Bilgin Balanlı ve Devrimci Karargah Davası’ndan tutuklu eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’yı ziyaret etti. Uzun görüşmelerin ardından nöbet çadırında kendisini bekleyen yurttaşlara ve basın mensuplarına hitaben yaptığı konuşmada “Bizim kalbimiz sevgiyle dolu, nefret intikam yok. Sadece adalet istiyoruz.” ifadelerine yer verdi.
İlker Başbuğ’u İP İBB Adayı Levent Kırca, nöbet çadırı sorumluları Hıdır Hokka ve Zeynep Işık, Ergenekon Davası’ndan tahliye olan İşçi Partisi yöneticisi Erkan Önsel ve çadıra gelen yurttaşlar karşıladı. İlk sözü alan Hıdır Hokka, Başbuğ’a çadır ziyareti için teşekkürlerini iletirken “Sözde Balyoz ve Ergenekon gibi uydurma davalardan dolayı bir kişi dahi içerde kalsa bu çadırın kazıkları yerinden çıkmayacaktır. Söz verdiğimiz gibi her zaman yurtseverlerin yanındayız.” dedi. İlker Başbuğ’un ilk sözler ise “7 Mart günü tahliye edildiğimde de söylediğim gibi benim tahliye edilmemin bir önemi yok. Bu sadece bir başlangıçtı ve gördüğünüz gibi sözde Ergenekon Davası’ndan tutuklu hiç kimse kalmadı. Haksız yere Sincan’da, Hasdal’da, Silivri’de tutulan arkadaşlarımız serbest kalana dek biz rahat etmeyeceğiz.” şeklinde oldu. Ziyaret ettiği arkadaşlarının moral ve fiziki açıdan durumlarının iyi olduğunu belirten Başbuğ “Hurşit Tolon Paşa sadece ve sadece gizli tanıkların iftiraları yüzünden içerde. Gizli tanıklar Türk adaletinin kanayan yarasıdır.” açıklamasında bulundu. “Balyoz’un ne olduğu sağır sultan bile duydu. Gerçek olmadığına inandı. Ümit ediyoruz ki yakın süreçte 237 arkadaşımın ve ailelerinin çektiği acılara son verilir. Bu davalar tamamen dijital verilerle hiçbir imza yer almadan oluşturulmuştur.” ifadelerini de konuşmasına ekleyen Başbuğ, Silivri’den sonra Çapa’da yatmakta olan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin’i ziyaret etmeye gideceği söyledi.
İlker Başbuğ Silivri nöbet çadırı defterine de “Kar, kış, yağmur demeden burada hizmet veren başta Hıdır Hokka olmak üzere herkese sonsuz teşekkür ediyorum.” notunu yazdı. Başbuğ çadırdan ayrılırken Hıdır Hokka ‘Açık Tanık Silivri-Nöbet Çadırı’ kitabını, ay yıldızlı duvar saati ve nöbet çadırı takvimini İlker Başbuğ’a hediye etti. Yurttaşlar da ‘Suçlamalara Karşı Gerçekler’ kitabını Başbuğ’a imzalatmak istedi. Levent Kırca Başbuğ’a kitapları imzalaması için dolma kalemini verdiği sırada aralarında geçen diyalog gülüşmelere sahne oldu. Babasıyla nöbet çadırına gelen bir çocuk ise tarlalardan topladığı çiçekleri Başbuğ’a verdi.
Bir cevap yazın