Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, 1946 yılında kurulan Demokrat Parti’nin 67. yıldönümü nedeniyle gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Uysal, “Bu iktidar, PKK ve İmralı’daki bölücü başını, tarihinde olmadığı kadar kuvvetli hale getirdi” dedi.
DP Lideri Gültekin Uysal bir soru üzerine tarihi bir itirafta da bulunarak, “DYP- ANAP birleşmesinin başarılı olduğunu düşünmüyorum. İnsanlarımızın beklentisine cevap verebilecek bir süreci maalesef yürütmedik. Türkiye’nin bugünkü halinde bir nebze sorumluluğumuz olduğunu da ifade edebilirim.” şeklinde konuştu:
DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın verdiği cevaplar şöyle:
“Türkiye’de bugün milletin öncelikli hiçbir meselesi, TBMM gündemine gelemiyor”
Gültekin Uysal: Türkiye’nin bütün bu kronikleşen meselelerinin çözüm noktası, siyasi partiler ve seçim yasalarıdır.
Çünkü, Türkiye’de bugün milletin öncelikli hiçbir meselesi, TBMM gündemine gelemiyor. Gündemine almaması gereken ne kadar mesele varsa, millet vicdanında karşılık bulmayacak pek çok şeyin Meclis gündemine geldiğini görüyoruz.
1 Kasım 2012 tarihi itibarı ile 25. kez değişen kamu ihale yasası ile iktidarın hangi tercihi ortaya koyduğu ortadadır.
“Bu iktidar, PKK ve İmralı’daki bölücü başını,
tarihinde olmadığı kadar kuvvetli hale getirdi”
Gültekin Uysal: Son 10 yılı aşan sürede, Türkiye’nin topyekün terörle mücadelede istikrarlı bir politika izleyemediği ortadadır.
PKK ve İmralı’daki bölücü başının tarihinde olmadığı kadar kuvvetli hale getirildiği bu iktidar tarafından söyleniyor. Terör hususunda tereddüt göstererek meselelerin üzerine gidebilme imkanınız yoktur.
“DYP-ANAP birleşmesinin başarılı olduğunu düşünmüyorum”
Gültekin Uysal: DYP- ANAP birleşmesinin başarılı olduğunu düşünmüyorum. İnsanlarımızın beklentisine cevap verebilecek bir süreci maalesef yürütmedik. Türkiye’nin bugünkü halinde bir nebze sorumluluğumuz olduğunu da ifade edebilirim. O dönemde de görevlerim vardı..
“Darbe ve muhtıraların hem mağduru hem muhatabı olduk.
Bu nedenle bizler de kırılmalar yaşadık.”
Gültekin Uysal: Acısıyla, tatlısıyla, doğrularıyla, yanlışlarıyla bir siyasal hareket nasıl doğmuşsa öyle devam eder. Kendi meşru zeminlerinde değerlendirmelerini yapar, biz de yapıyoruz.
2007 yılından itibaren pek çok kongre yaptık. 1960 darbesiyle başlayıp muhtıralarla, yine 12 Eylül’le ve başka süreçlerin, hem mağduru olmuş, hem muhatabı olduk ve bu süreç içerisinde bizler de kırılmalar yaşadık.
2007 yılından itibaren de büyük bir umutla bu birleşmeyi yapmak adına mücadeleye soyunuldu. 2009 yılında Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi kök hücrede birleşerek, kök isimde buluşarak bugün Demokrat Parti isminde devam ediyoruz.
“Türkiye’de gençlikle ilgili kısıtlamayı kaldırmak lazımdır.”
Gültekin Uysal: Türkiye’de tabii bir kısıtlamayı kaldırmak lazımdır. Ama siyasetin de objektif şartları vardır. Ben de çok genç yaşlar içerisinde bazı görevlere geldim. Ama ‘gençlik’ sıfatı, sadece bizim atfettiğimiz değerleri, birikimi yaşıyor mu, çağının ruhunu, tarihin temposunu hazmetmiş mi, kendisi o müktesebatı almış mı diye, biraz da ona bakmak lazım.
“Başta 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel olmak üzere bütün genel başkanlarımızla görüşüyoruz, desteklerini arıyoruz”
Gültekin Uysal: Başta 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel olmak üzere bütün genel başkanlarımızla, hem iyi hem kötü günlerde beraber olmaya gayret ediyoruz. Sıklıkla görüşlerine başvuruyoruz, desteklerini arıyoruz. Bu büyük tecrübeye sırtımızı dönmedik, dönmemeye gayret ediyoruz. Bugün, dünden kopuk değildir. Yarın da bugünden…
Eğer biz bir geleneksek, bir birikim varsa bütünlüğü dünden bugüne, bugünden yarına taşıyabilmektir bizim amacımız.
“Kavganın prim yapmadığı söyleniyor ama insanların, kavgaların, kavga edenlerin peşinden sürüklendiği bir süreci yaşıyoruz.”
Gültekin Uysal: Karşıtlık üzerinden ifade edilen negatif siyasetin, Türkiye’ye bir yararı olmadığı ortada. Kavganın prim yapmadığı söyleniyor. Ama kavgaların, kavga edenlerin peşinden insanların sürüklendiği bir süreci yaşıyoruz.
Aklı selimin temsilcisi olarak doğruya doğru diyebilme, yanlışa yanlış diyebilmekten gücünü alan bir siyaset modeline Türkiye’nin geçmesi lazım. Aksi takdirde meşru çizgiler içerisinde meseleleri tartışarak çözüm üretebilme şansı yoktur.
“AKP, genel başkanlarının siyasi hayatını uzatmak için şahsileştirilmiş takvimlemeler içerisine girdiler. “
Gültekin Uysal: Anayasa tartışması Türkiye’nin gündemini çok uzun süredir meşgul ediyor. Bu Türkiye’nin gündeminde Tanzimattan itibaren iki asırlık bir meseledir. Anayasalar değişecek ve Türkiye’nin bütün meseleleri çözülecekmiş gibi bir algı yaratılarak bugünlere kadar gelindi. 1960 darbesi sonrası aynı şeyler yapıldı.
Türkiye’de bugün anayasa tartışmaları maalesef, ülke yönetiminin daha etkin, daha verimli, hem demokratikleşme hem hukukunun tam anlamıyla yerleşmesi, kalkınma hızını artıracak bir altyapının çerçeveye alınmasından daha çok, siyasi iktidarın kendi öncelikleri ile beraber kendi varlığını tahkim etmek adına Türkiye’nin önüne bir dayatma olarak gelmektedir.
Kendi genel başkanlarının siyasi hayatını uzatmak ve sistem içerisinde konumlandırmak adına bu derece şahsileştirilmiş kanunlar, takvimlemeler içerisine girdiler.
Bundan sonra deyim yerinde ise masada iki kişi bir birinin parmağını ısırmış önce kimin canı acıyacak da bırakıp masadan kalkacak beklentisi ile bu işi yürütmekle buradan bir pazarlık çıkmaz. Çıksa da çok düşük profilli bir anayasa çıkar.
“Bugün 2002’den öncekileri yok sayan,
geçmişini tüketen bir iktidar var.”
Gültekin Uysal: Çok partili siyasi hayata geçtiğimiz günden bugüne Türkiye’nin önemli sıçramalarının altında imzası olmuş bir siyasi çizgiyiz. İnsanlar gibi kurumların da zafiyet içerisine düştüğü dönemler oluyor. Türkiye’nin değişen şartları içerisinde ivmemizi kaybettiğimiz zamanlar oldu. Türkiye’de herkesin hukukunu koruyacak yeniden Türkiye’nin gücünü potansiyelini açığa çıkartacak bir siyasetin adı olmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Köklü bir geçmişimiz var, Türkiye’nin pek çok yerinde taşlara kazınmış izlerimiz var. Bugün 2002’den öncekileri yok sayan ama 2002’den önceki bütün ganimetleri, bu ülkenin birikimlerini, yok pahasına satan bir iktisadi ve siyasi anlayış, geçmişini de tüketmektedir.
(DP Basın Merkezi – 6 Ocak 2013 )
İlgili Haberler
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
Şair-yazar Ali Asker Barut’un Uzak Patikalar Şarkısı adıyla yeni kitabı yayımlandı. Pikaresk Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı şair, “Sondan bir önceki şiirler” olarak değerlendiriyor. Yeni kitabında kederin, gamın sesini daha da yoğunlaştıran Tunceli doğumlu şair Ali Asker Barut, şiirini, çağıyla yüzleşen, çağıyla hesaplaşan bir çizgiye getirmiş durumda. Geçen yıllarda aynı yayınevinden Gam Divanında Keder Şiirleri ve […]
İstanbul’un siluetine modern bir dokunuş katan Çamlıca Kulesi, İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu’nun organizasyonuyla gazetecilere unutulmaz bir İstanbul deneyimi sundu. Ali Rıza Yıldız’ın başkanlığında gerçekleşen bu anlamlı ziyaret, İstanbul’un her köşesini kuşbakışı izleme fırsatı sunarken, kulenin Cumhuriyet Bayramı’na özel hazırladığı kampanya da basın aracılığıyla İstanbullulara duyuruldu. Ziyarette basın emekçileri, İstanbul’a 360 derecelik panoramik bir bakış […]