Kimse Yok Mu gönüllüleri bir dünya iyilik için Arnavutluk yollarındaydı… Bu sefer savaş yoktu ama Orta Arnavutluk’ta Osmanlı ile ilk tanışan yerleşim birimlerinden Petrella ağır kış şartları ve yoksullukla mücadele ediyordu. Türkiye’den ulaştırılan sevgi paketleri, bir aydan az bir süre yetecek kadar yiyecekleri kalan Petrella halkının içini ısıtmaya yetiyor.
Kimse Yok Mu’nun yardımlarının sadece yetimlere dağıtıldığı Petrella’da gençlerin önemli bir kısmı işsiz. Küçücük ilçede beş tane loto bayisi var. Arnavutluk’ta alkol çok ucuz. Dolayısıyla alkol tüketimi ve bağımlı sayısı yüksek.
Yoksul ilçe Petrella aslında Arnavutluk tarihine damgasını vuran bir yerleşim yeri. Tiran’daki ilk yerleşim yerlerinden Süleyman Paşa Kompleksi’ne adını veren Süleyman Paşa aslen Petrellalı. Bugün şehrin merkezinde Enver Hoca’nın hışmından kurtulup günümüze kadar gelebilen nadir camilerden birine adını veren Ethem Bey de Süleyman Paşa’nın torunu. Osmanlı döneminde buradaki camii ve tekke sayısı 12’ye ulaşmış. Ancak Enver Hoca döneminde birer yıkılmış.
MÜSLÜMANLAR VE HIRİSTİYANLAR BİRLİKTE ACI ÇEKTİ
45 sene Arnavutluk’un üzerine bir kâbus gibi çöken Enver Hoca, dinî hayatı yasaklamakla kalmamış, dini her türden ifade ve görünürlüğü de toplumsal hayattan silmek istemişti. 1965’te yapılan anayasa değişikliğine göre din hem yasaklanmıştı hem de ateizm resmî ve mecburi ideoloji (din) ilan edilmişti. Sovyetler’de 1937 anayasa değişikliği de “Veba, sıtma ve dinle mücadeleyi devletin asli görevleri arasında” saymıştı. Arnavutluk’ta Müslümanların ve diğer Hıristiyan grupların çektiği büyük acılar hâlâ hatırlarda.
Kimse Yok Mu faaliyetleri Arnavutlar arasında yardımlaşma geleneğini yeniden canlandırmış. Çünkü ülke Enver Hoca döneminde ikili ilişkiler bazında büyük yara almış. Enver Hoca ülkedeki tüm cami ve medreseleri yıktığı gibi ardından çocuklara bile Müslüman isimleri verilmesini yasaklamış. Bununla da yetinmemiş Müslümanları Hristiyanlar ile evlenmeye zorlamış. Birçok kişi ajan olarak çalıştırmış. Bir evde karı kocanın bile birbirine güven duymadığı ülkede Enver Hoca’dan sonra gelen yardım kuruluşları da insanların duygularını sömürmüş. Bu yüzden Arnavutlar derneklere sıcak bakmıyor. Ülkeye gelen Yunan yardım kuruluşunu adını sıkça duyan Arnavutlar, Müslümanların yardım yaptıklarına hiç rastlamamışlar. Bu yüzden Arnavutluk’un birçok bölgesinde Türkiye’den gelen Kimse Yok Mu gönüllülerini ‘Müslümanlar yardım yapar mı?’ şeklinde hayretle karşılıyorlar.
İkinci partideki yardım Kavaja şehrinde bir okulun bahçesinde dağıtılıyor. İhtiyaç sahipleri, izdiham olmaması için sıra ile içeri alınıyor. Yardım yapılacak aileler tek tek seçiliyor. Bunun haricinde kimseye yardım paketi verilmiyor. Yardım için sıraya girenlerin çoğu kadın. Kırsal kesimden gelen Luçe Sufaji Shkrel (47) yardımı aldıktan sonra duygularını “2 kızım var. Biri evli diğeri de nişanlı. Eşim vefat ettikten sonra çok sıkıntı yaşadık. Ayağımda ciddi sağlık sorunu var ve devletten aldığımız yardım geçinmemize yetmiyor. Sizin gönderdiğiniz yardımlar bizim için çok önemli. Size bu yardımlar için ne kadar teşekkür etsek az. Türk halkı dar günümüzde bizi unutmadığı için çok müteşekkiriz” sözleriyle ifade ediyor.
Kimse Yok Mu Arnavutluk yardımlarını yerel bir yardım kuruluşu ile yapıyor. Derneğin adı Compassion. İngilizce ‘şefkat’ manasına gelen kelime için dernek yöneticileri Arnavutça’da şefkat kelimesinin karşılığı ‘acımak’ olduğu için İngilizcesini uygun görmüş. Compassion yöneticilerinin hepsi Arnavut ve işçi. Ancak fakirliğe duyarlı, ülkenin alt tabakasından gelen gençlerden oluşuyor. Zaten Arnavutluk’ta orta direk yok. Zengin ve fakir arasında uçurum var. Ülkede sanayi olmadığı için çok sayıda Arnavut yıllar içinde ülke dışına göç etmiş. Gurbetçiler ülkeyi ayakta tutan ana faktör.
Uluslararası kimliğe sahip Kimse Yok Mu’nun samimi faaliyetleri halkın yanı sıra devlet kademesinde de kabul görüyor. Kimse Yok Mu’nun yardımları kışın dağlık kesimde yoğun kar yağışından dolayı mahsur kalanlara askeri helikopterlerle ulaştırılmış.
Bu yardımlar, Arnavutluk’ta özellikle kırsal kesimlerde yaşayanlar için hayati öneme sahip Kimse Yok Mu’nun partner kuruluşu Compassion aracılığıyla geçtiğimiz aylarda dağlık bölgede yaşayan bir aileye yardım ulaştırdı. Evde üç çocuğun da bulunduğu aile aylardır sadece kuru ekmeği tuz ile yiyerek hayatta kalma mücadelesi veriyordu. Eğer yardım gelmeseydi bu aile yine aylarca bu şekilde yaşamaya devam edecekti.
HIRİSTİYAN KADINLARIN TEŞEKKÜRÜ
Malsimale Vali Yardımcısı Sytki Wdrecaj, Arnavutluk’un 50 yıllık sıkıntılı bir dönemden geçtiğini belirterek geçmişte de bölgenin fakir bir yerleşim birimi olduğunun altını çiziyor. Devletin bölgeye yardım ettiğini ancak sivil toplum kuruluşlarının yardım çabalarının da önemini vurguluyor. Yardım faaliyetine bizzat katılan Vali Yardımcısı Wdrecaj, “İki Hristiyan Arnavut kadını bana gelip Kimse Yok Mu gönüllülerine kendileri adına teşekkür etmemi istedi. Türkiye’den gelen yardımlar hüsn-ü kabul görüyor. Çünkü bu yardımlar sadece Müslümanlara yapılmıyor. Bu yardımlardan bütün ihtiyaç sahipleri yararlanıyor. Yaptığınız yardımlara çok teşekkür ederiz. Ancak yardımların çerçevesi bununla sınırlı kalmamalı. Türk Devleti demokrasiye geçtiğimizden itibaren hep yanımızda durdu. Bu işbirliği diğer alanlarla da artarak devam etmeli” diyor.
İki Hristiyan Arnavut kadınının iyi dileklerini kabul eden Kimse Yok Mu gönüllüleri, 50 yaşındaki Rushe Holaj isimli kadının “Evdeki yiyeceklerimiz tükenmek üzereydi. Bu yardımlar olmasa bu ayı çıkaramazdık. Türk kardeşlerimize çok dua ediyoruz. Allah onların yanında olsun” sözleriyle yeni bir iyilik rotasına doğru yola çıktılar.
İlgili Haberler
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından organize edilen Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu, bu yıl 3 Kasım Pazar günü koşulacak. 40 binin üzerinde kişinin katılması beklenen İstanbul Maratonu, sürdürülebilirlik ve bağış konusunda ilklere imza atacak. Giysi Kumbarası projesi ile sporcuların temiz ve kullanılabilir kıyafetleri yeniden hayat bulacak. 46. İstanbul Maratonu ayrıca en […]
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
İngiliz Sömürüsü ve Zulmüne Karşı Efsanevi Bir Kahramanlık Destanı “İslam’ın Kılıcı” Türkiye’de Vizyona Giriyor: “İslam’ın Kılıcı”, 1 Kasım’da Türkiye sinemalarında izleyiciyle buluşuyor. Aksiyon ve macera dolu bu destansı film, cesur bir savaşçının İslam’ın kutsal değerlerini korumak ve İngiliz sömürüsüne son vermek için çıktığı nefes kesen mücadeleyi anlatıyor. İLGİLİ HABER Küçükkaptan, Cumhuriyet Bayramı’nda herkesi Çamlıca […]