Sendika Yemeğine Yoğun İlgi!

Eğitim Bir Sen İstanbul 4. Şubeye bağlı Sultanbeyli Temsilciliğinin düzenlediği Sancaktepe Birikim Kolejindeki yemeğe büyük bir katılım yaşandı.

Eğitim Bir Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Genel Sekreter Ahmet Özer’in konuşmacı olarak katıldığı Eğitim Bir Sen Sultanbeyli İlçe Temsilciliğinin düzenlediği Sancaktepe Birikim Kolejindeki yemekte 4+4+4 yasası, Toplu Sözleşme yasası, Toplu Sözleşme Talepleri, Ek Ödemeler, Memurlara öngörülen zamlar, Yeni Anayasa çalışmaları gibi konular ele alındı.

Programa Sancaktepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Mukadder Gürsoy, Sultanbeyli İlçe Milli Eğitim Müdürü Vefa Vedat Budak, Adalar İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Murat Altınöz, Eğitim Bir Sen 4 Nolu Şube Başkan Vekili Melih Durmaz, Şube Basın Yayın Sekreteri Abdullah Yadigâr, Şube Mali Sekreteri Bilgihan Güler, 3 Nolu Şube Başkanı Erol Ermiş, Sendikanın Üsküdar ilçe Başkanı Hasan Akgül, Pendik İlçe Başkanı Metin Aktaş, Tuzla İlçe Başkanı Metin Çangır, Sancaktepe İlçe Başkanı Oktay Yıldırım ve sendikanın birçok şube ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, okul müdürleri, okul idarecileri, öğretmenler ile İlçe Milli Eğitimde ve okullarda görev yapan memur ve hizmetliler de katıldı.

Eğitim Bir Sen Sultanbeyli Temsilciliğinin hazırlamış olduğu sendikal çalışmaları içeren bir sunu akabinde Birikim Koleji tanıtım sunusu izlendi.

Birikim Koleji Müdürü Cemil Keskin’in bir selamlama konuşması yapmasından sonra programı tertip eden Eğitim Bir Sen Sultanbeyli İlçe Başkanı Murat ŞİT bir konuşma yaptı.

Şit, konuşmasında bugün size 4/B Sözleşmeli Öğretmenlerin kadroya alınmasını sağladığımızdan bahsetmeyeceğim, banka promosyonlarının çalışanlara dağıtılmasını sağladığımızdan ve bütün banka ATM lerinin Eğitim Çalışanlarının emrine vermeyi sağladığımızdan da bahsetmeyeceğim onu siz zaten bizatihi yaşayarak biliyorsunuz. 500–600 kişinin katıldığı Eğitim yöneticiliği sınavlarına hazırlık kursları düzenlediğimizden ve sınavı kazananlar arasında Eğitim Bir Sen üyelerinin oranının  % 70-80 olmasını sağladığımızdan da bahsetmeyeceğim zaten aranızda o kursları takip eden ve idareci olan arkadaşlarımız var.

Üyelerimizin kariyer yapmaları için Yüksek lisans anlaşmaları yaptığımızdan da bahsetmeyeceğim. Türk Eğitim Sen Üyesi Okul Müdürlerinden oluşan komisyonun, Sultanbeyli ilçemizi zorunlu hizmet bölgesinde çıkarılmasından okul hizmet puanlarını 14 puanla sınırlı tutmalarından ve Sultanbeyli’yi tekrar zorunlu hizmet bölgesine almayı sağlayana kadar alnımızın derisinin çatladığından da bahsetmeyeceğim. Ben bugün Eğitim Bir Sen olarak bizim  kim olduğumuzdan bahsedeceğim.

Biz, sendikamızı, sendikal birikimimizi, sendikal gücümüzü; elbette eğitim çalışanlarının ücretlerini yükseltmek, özlük ve sosyal haklarını artırmak için kullanacağız. Ancak ücret sendikacılığı gibi dar bir alanda sıkışıp kalmayacağız. İnsanımıza, ülkemize, mensup olduğumuz medeniyete, medeniyet ortaklarımıza hizmet etmek için de kullanacağız.

Elbette ki; Eğitim-Bir-Sen olarak, eğitim çalışanlarının haklarını gözetmek, hukuklarını korumak, ufuklarını genişletmek, imkânlarını artırmak, onları mutlu kılmak, bu yıl ilkini gerçekleştireceğimiz toplu sözleşmeyle onlar adına pazarlık yapmak bizim öncelikli görevimiz. Ancak biz sadece bu değiliz. Peki, biz kimiz?

Biz,

Üye sayısı 335 bine varan,

İlk toplu sözleşmeye en az 500 bin üyeyle oturmayı hedefleyen,

Eğitim çalışanlarını hakkıyla temsil eden

Eğitim-Bir-Sen’iz.

‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ nidalarıyla

Ortak Aklı harekete geçirerek;

Vesayetçilerin hayallerine,

Darbe ihtimallerine son veren

Darbesavar-Sen’iz, Memur-Sen’iz.

Başörtüsü zulmüne direnen,

Katsayı uygulamasına karşı çıkan,

Eğitimde fırsat eşitliği isteyen

Adalet-Sen’iz.

Sıhhiye’yi, Çağlayan’ı,

‘Her Yer Filistin, Hepimiz Filistinliyiz’ diyerek inleten,

Filistin’e ve Gazze’ye,

Endonezya ve Pakistan’a,

Haiti ve Irak’a yardım eli uzatan

Merhamet-Sen’iz.

Değerlerimizi savunurken,

Geçmişimizle övünürken,

“İnsanı yaşat” derken

Medeniyet-Sen’iz

İslam’a dil uzatan,

Yüce Peygamberimize hakaret etmeye tevessül eden,

Papa’ya ve avanesine haddini bildiren

Cesaret-Sen’iz.

Vesayete kapı aralayan,

Darbe ürünü militarist Anayasa’yı değiştirmek için,

“Toplu Sözleşmeye de Toplumsal Sözleşmeye de Evet”

Çağrısıyla milletimizden destek isteyen

Demokrat-Sen’iz.

Filistin’i ve Gazze’yi kana bulayan,

Mavi Marmara’ya kurşun yağdıran,

Katil ve korsan devlet İsrail’i lanetleyen

Husumet-Sen’iz

Her türlü ötekileştirmeyi reddederek,

Bir ve kardeş olduğumuzu,

Birlikten kuvvet doğduğunu haykıran

Uhuvvet-Sen’iz,

Biz,

İnsanı seven,

Merkezinde insan olan,

İnsanlığa hizmet eden

Hakikat-Sen’iz, Nezaket-Sen’iz, Hizmet-Sen’iz.

Biz, Eğitim-Bir-Sen’iz,

Biz, Memur-Sen’iz,

Biz, Milletiz,

Biz, Türkiye’yiz. Dedi.

Sancaktepe ilçe Milli Eğitim Müdürü Mukadder Gürsoy’un bir selamlama konuşmasından kürsüye gelen Ahmet Özer,  “2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şurası’nda sendikamız 1+4+4+4 şeklinde teklif vermiş ve Şura Genel Kurulu’nda oyçokluğuyla kabul edilmişti. Şurada Eğitim-Bir-Sen’in başka bir talebi daha vardı. O, din eğitimi derslerinin okullarda seçmeli ders olarak okutulması yönündeki bir talepti. Bu talep de yine Meclis tarafından yerine getirildi.

Bu noktada Meclis, deyim yerindeyse, camiamızın, sendikamızın haklı taleplerini gerçekleştirme adına güzel bir adım atmış oldu. Bu milletin milli ve manevi değerlere ihtiyacı var. İnşallah çocuklarımız önümüzdeki yıllarda sadece imam hatip liselerinde değil, diğer okullarda da dini eğitimi görmüş olurlar. Bu, belki cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir” şeklinde konuştu.

Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: “4+4+4 eğitim sistemi modeli, vesayetçi zihniyetin eğitim sistemindeki son kalıntısı konumundaki sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulamasını sona erdirmeyi amaçlayan önergemiz çerçevesinde alınan şura kararına dayanmaktadır. Başka bir deyişle, eğitim sistemimizin en kapsamlı istişari organı olan Milli Eğitim Şurası kararının siyasi irade tarafından uygulanmasının eseridir.

Gelinen noktada, 18. Milli Eğitim Şurası’nda sunduğumuz önergeyle, eğitim sisteminden vesayetçi dayatmaların temizlenmesine aracılık edecek yasal düzenlemeye dönüşmesine, bu suretle milletin talebi doğrultusunda demokratik, özgürlükçü ve sivil aklın ürünü bir eğitim sistemi modelinin hayata geçirilmesine hem öncülük hem de aracılık ettik. Sonuç itibariyle 4+4+4 eğitim sistemi modeli, doğrudan millete ait bir öneri olarak ortaya çıkmış ve kanunlaşmıştır.” Şuranın bu talebi Meclis tarafından gerçekleştirilmiş oldu.

Referandumla elde ettikleri toplu sözleşme hakkına ilişkin “Meclis’ten bir gecede ‘şike yasasını’, ‘MİT yasasını’, milletvekillerinin emekliliklerini ve Meclis çalışanlarını ilgilendiren yasayı çıkaran hükümet, toplu sözleşme yasası söz konusu olduğunda, adeta ipe un sermiştir. 2,5 milyon memur, milyonlarca emekli yasayı ve masayı beklemekteydi. Şu da iyi bilinmelidir ki, ‘Toplu Görüşme Görünümlü Toplu Sözleşme Yasası’na asla razı olmayız” diye konuştu.

Hükümetin toplu sözleşme yasasını istediği gibi çıkarmak istediği süreçte biz dur dedik. Yasa tasarısı Komisyona geldiğinde mutabık kaldığımız taleplerimizin tırpanlandığını gördük. Sesimizi yükseltmemiz gereken zamandı ve kar-yağmur demeden Ankara’da Güvenpark’a ve meclis önüne yürüdük Biz gaz almak için 30-40 kişilik eylemler yapmayız. Bağcıyla bir sorunumuz yok, sonuç almak için eylem yaparız ve sonuç da alırız” dedi.

Hükümet yetkilileri toplu sözleşme masasına hazırlığını yapmalı, öğretmen ve öğretim elemanlarının mağduriyetini çözecek şekilde gelmelidir” dedi.

Özer, “Masa kurulacak ve ek ödeme, vergi matrahlarının yükseltilmesi, ek ödemelerin emekli aylıklarına yansıtılması, 4/C dâhil bütün personelin sorunları gibi birçok sorun o masada olacak” şeklinde konuştu. İLKSAN seçimlerine de değinen Ahmet Özer, üyelerin sandığa gitmesini ve Eğitim-Bir-Sen adaylarını desteklemesini sağlamak için ellerinden geleni yapmalarını istedi.

Konuşmasında, eşit işe eşit ücret düzenlemesine de değinen Özer, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile farklı kurumlarda aynı unvanla çalışanlar için ‘eşit işe eşit ücret’ dengelemesi yapıldığını, başka kurumlarda muadili olmadığı gerekçesiyle öğretmen ve öğretim elemanlarının düzenlemenin kapsamı dışında tutulduğunu söyledi. Eşit işe eşit ücret düzenlemesi, eğitimcilerin emeğinin karşılığını alamadığını apaçık ortaya çıkarmıştır.

Ortaya çıkan tablo, aynı zamanda kurum içi ücret dengesinin bozulduğunun da göstergesidir. Hâlihazırda 9/1’de eşi çalışmayan bir öğretmenin eline geçen maaş bin 577 TL’dir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, konunun toplu sözleşme masasında görüşüleceğini ifade etmektedir.

1982 Anayasası’nın mutlaka değişmesi gerektiğine dikkat çeken Ahmet Özer, şunları kaydetti: “Mevcut anayasa bir darbe anayasası, bir korku anayasasıdır. Yasakçı bir zihniyeti barındıran, insanların özgürlüklerini kısıtlayan bir anayasadır. Milletin değerlerinin içinde yer aldığı yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır. Bunun milletin önüne bir an önce getirilmesi gerekiyor.” Dedi. Solunu hıncahınç dolduran kalabalık konuşmaları pür dikkat dinledi

Eğitim bir sen Sultanbeyli ilçe Başkanı Murat Şit’in Genel Sekreter Ahmet Özer’e çiçek takdimi ve hatıra fotoğrafları çekilmesinden sonra program sona erdi.

admin

See Full Bio