Ülkelerin kalkınıp gelişmesi, toplumların mutlu olması öğretmenlerin elindedir. Sorunsuz, olaysız, gelir ve görev dağılımında adil olan bir devlet düzeni ancak öğretmenlerin elindedir. Ne yazık ki
bugün ülkemizde cumhurbaşkanını, başbakanı, milletvekillerini, hâkimi savcıyı, öğretmeni,doktoru, her meslekten insanı yetiştiren öğretmenlere gereken değer verilmemektedir. Kendi maaşlarına yarım saatte astronomik zamlar yapan vekiller, onları yetiştiren
öğretmenlerin maaşlarına zam yapma konusunda pek cimri davranmaktadırlar. Biz verilmeyeceğini bildiğimiz için Öğretmenler Günü hediyesi olarak bir maaş ikramiye istemiyoruz. Ancak öğretmenlerine bir çiçek, bir saat, bir kitap hediye eden öğrenciler kadar olsun öğretmenlerini hatırlamaları gerekmez miydi? Aslında öğretmenlerin sorunu parasızlık değil maneviyatsızlıktır.Öğretmenler başta ekonomik sorunlar olmak üzere bir yığın sorunla boğuşmaktadırlar. Bu sorunların olumlu ve olumsuz yönleri hakkında çeşitli kesimler ve siyasiler açıklamalar yapmaktadırlar.Öğretmenlerin maddi ve manevi sıkıntıları sıralanmaktadır. İktidar
mensupları öğretmenlerin bütün konularını bildiklerini ve çözüm için imkânlar doğrultusunda gerekeni yapacaklarını vaat ederken, muhalefet iktidara gelmeleri halinde öğretmenlerin meselelerini kökten çözeceğini iddia etmektedir.
Yıllarca 24 Kasım öğretmenler günü bu anlayışla geçiştirilmekte, ne eğitimin ne de öğretmenlerin meselelerine köklü çözümler üretilmektedir. Talim ve Terbiye bir ülkenin en önemli meselesidir. Bu meselenin en önemli unsurlarından birisi öğretmenlerdir. Eğitimin en önemli meselesi, aynı zamanda anne ve babaların endişesi ise maneviyatsız yetiştirilen nesillerin akıbetinin ne olacağıdır. Neden kimse meselenin bu tarafını düşünmek istemiyor.
Biz millet olarak İslam medeniyetinin evlatlarıyız. Bu medeniyetin temel esaslarından birisi de “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” esası olduğu halde bu gün öğretmenlere hem öğrenciler,
hem toplum, hem de yöneticiler gereken değeri vermiyor.Biz ÖĞ-DER Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak, “Ben muallim olarak gönderildim” diyen bir peygamberin varisleri olarak onun gibi
öğretmenlik sanatını icra etmeden ülkemizi düzelteceğimize, temiz toplumu oluşturacağımıza inanmıyoruz. Öğretmenlik mesleği Hz Âdem’den Peygamberimize kadar gelmiş bütün peygamberlerin temel sıfatıdır. Bu bakımdan Öğretmenler peygamberlerin varisleri konumundadırlar.Öğretmenlik bir meslek değil bir sanat ve idealdir. Günümüzde ise
öğretmenlik toplum Tarafından ve devlet eliyle bir istihdam alanı olarak değerlendirilmekte; para kazanılan ve geçim sağlayan bir iş olarak görülmektedir. Bu durum eğitimi sıradanlaştırmış, eğitimi temellerinden sarsmış ve eğitimin niteliğini bozmuştur.Öğretmenlik mesleğinin manevi değeri görmemezlikten gelinmektedir. Ayrıca öğretmenlerimizin temel sorunları gündem bile
edilmemektedir. Öğretmenlerin manevi, sosyal, teknolojik ve akademik gelişimleri ihmal edilmektedir. Günümüzde öğretmen sorunları deyince akla ilk olarak öğretmenlerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi gelmektedir. Yılda bir kez hatırlanan öğretmenlerin ek ders
ücretlerinin artırılması ve 24 Kasım öğretmenler gününde bir maaş ikramiye verilmesi gibi konular aslında gündemi değiştirmeye yönelik olarak yapılan açıklamalardır. 54. Erbakan hükümetinin öğretmenlerimize sağladığı imkânlardan başka ciddi manada iyileştirme
yapan hükümet yok gibidir. Gelinen noktada yapılan bir anketin sonuçlarına göre öğretmenlerimizin maddi durumu şudur;
Öğretmenlerin yüzde 93’ü kredi kartı kullanıyor, yüzde 79.9’unun
kredi kartına borcu var.
Öğretmenlerin yüzde 68,8’i son bir yıl içinde bankadan kredi
çekmiş, yüzde 79.7’sinin banka kredisi borcu var
Öğretmenlerin yüzde 42,1’i şans oyunu oynuyor
Öğretmenlerin yüzde 49,7’si öğretmen olduğu için pişman değilken,
yüzde 50.3’ü öğretmen olduğu için pişmandır.
Öğretmenlerin yüzde 49’u sosyal faaliyette bulunamıyor
Öğretmenlerin yüzde 92,4’ü MEB’in öğretmenlere hak ettiği değeri
verdiğini düşünmüyor.
Öğretmenlerin yüzde 90’ı mesleğiyle ilgili kitap, dergi, gazete
vs yayınları alıp okumamaktadır, dolayısıyla kendini geliştirmemektedir.
Öğretmenlerin en temel görevi; “iyiyi ve doğruyu bilen”, “hak ve adalet anlayışına sahip”, “hakkı üstün tutan”, “faydalıyı ve zararlıyı birbirinden ayırt edebilen”, “kendisiyle ve toplumla barışık”,
“bilgi, inanç ve kültür bakımından güçlü”, ahlak ve karakter sahibi” bir neslin yetişmesini sağlamaktır. Oysaki mevcut durum bunun tersidir.Öğretmenlerimiz bugün sistem içersinde önüne konulan, müfredata göre dayatılan bilgileri aktarma memurları olarak görev yapıyorlar.
Öğretme, eğitme, yönlendirme ve terbiye etme hakkından mahrum
bırakılmış durumdalar. Öğretmenliğin ekonomik şartlarının iyileştirilmesi tek başına sorunları ortadan kaldırabilecek bir çözüm değildir. Öncelikle öğretmenlerin manevi boyutunun da güçlendirilmesi gerekmektedir.Sadece çocukların değil aynı zamanda toplumun da öğretmeni olan
eğitimcilerin elinde şuur sahibi bir ordunun yetişmesi için, tüm dünyaya yön verecek ve insanlığın kurtuluşuna vesile olacak “özlenen nesil” için öğretmenlerin manevi yönden takviye edilmeleri acil bir durum arz etmektedir. Eğitim meselesi sadece öğretmenlerin üstesinden
gelebileceği bir mesele değildir. Toplumda herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekmektedir. Öğretmenlerine gerekli desteği ve yatırımı yapmayan bir toplumun geleceği tehlike altındadır.
İlgili Haberler
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
İngiliz Sömürüsü ve Zulmüne Karşı Efsanevi Bir Kahramanlık Destanı “İslam’ın Kılıcı” Türkiye’de Vizyona Giriyor: “İslam’ın Kılıcı”, 1 Kasım’da Türkiye sinemalarında izleyiciyle buluşuyor. Aksiyon ve macera dolu bu destansı film, cesur bir savaşçının İslam’ın kutsal değerlerini korumak ve İngiliz sömürüsüne son vermek için çıktığı nefes kesen mücadeleyi anlatıyor. İLGİLİ HABER KÜLLER KÜLLERE İKİNCİ SEZONDA Osmanlı’nın […]
Şair-yazar Ali Asker Barut’un Uzak Patikalar Şarkısı adıyla yeni kitabı yayımlandı. Pikaresk Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı şair, “Sondan bir önceki şiirler” olarak değerlendiriyor. Yeni kitabında kederin, gamın sesini daha da yoğunlaştıran Tunceli doğumlu şair Ali Asker Barut, şiirini, çağıyla yüzleşen, çağıyla hesaplaşan bir çizgiye getirmiş durumda. Geçen yıllarda aynı yayınevinden Gam Divanında Keder Şiirleri ve […]