Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu, ortaöğretim ders çizelgelerini, 2010 yılından itibaren uygulanmaya başlanacak olan yeni üniversiteye giriş sistemini bahane göstererek yeniden değiştirdi. 2009-2010 eğitim ve öğretim yılından itibaren Beden Eğitimi, Resim, Müzik dersleri dokuzuncu sınıftan itibaren ortak dersler yani zorunlu dersler arasına alındı. Eski uygulamada yalnız Beden Eğitimi dersi Lise 1. sınıfta zorunlu olarak haftada 2 saat okutuluyordu. Resim ve Müzik dersleri ise seçmeliydi. Lise 2., 3. ve 4. sınıflarda Beden Eğitimi dersi 2 saat ve seçmeli iken yeni düzenlemede 1 saate düşürüldü. Yeni düzenlemede tuhaf olan husus; “RESİM/MÜZİK/BEDEN EĞİTİMİ” derslerinin dek ders olarak ele alınması ve bu dersin “zorunlu” ders olduğunun belirtilmesidir.
Bir ders hem zorunlu ve hem de seçmeli nasıl olabiliyor? Doğrusu anlamak mümkün değil.
Doğru olan husus bu üç dersin de ayrı ayrı değerlendirilmesidir. Sonra bu uygulama Sınıf Geçme Yönetmeliğine ne kadar uygundur? Yönetmeliğin 7. Maddesinde “Ortak dersler, öğrencilerin okulu bitirinceye kadar almakla yükümlü olduğu dersler” olduğu açıkça ifade edilmektedir. Bu da ortak derslerin içinde yer alan her dersin zorunlu olduğu anlamına gelmektedir. Bu üç farklı alanın tek bir dersmiş gibi değerlendirilmesi hukuka ne kadar uygundur? Ayrıca zorunlu olan derslerin seçilmesi gibi bir durum da Sınıf Geçme Yönetmeliğine aykırı değil mi?
Yeni uygulamayla Beden Eğitimi dersi yarı yarıya azaltılmakta ve bu dersi veren binlerce öğretmen okullarında norm kadro fazlası konumuna düşürülmektedir. Bu doğru bir uygulama değildir. MEB bu uygulamadan vazgeçerek Beden Eğitimi dersini diğer derslerden ayırmalı ve bütün ortaöğretim öğrenimi boyunca bu dersi haftada en az iki saat zorunlu olarak verilmesini sağlamalıdır. Çünkü 40 dakika içinde öğrencilerin hem bu derse gerekli hazırlığı yapmaları ve hem de bu dersle ilgili uygulamaları gerçekleştirmeleri mümkün değildir.
Beden Eğitimi ders saatleri neden düşürülüyor? Bunun pedagojik gerekçesi nedir? Öğrenci hangi derste deşarj olacak ve hangi derste sosyalleşecek? Sonra getirilen bu yeni uygulama Spor Şurasının Tavsiye kararlarına ne kadar uygundur?
Bir tarafta şiddetten, kötü alışkanlıklardan ve obeziteden şikayet edeceğiz, diğer taraftan da okullarımızda Beden Eğitimi derslerini kuşa çevireceğiz. Diğer yandan da sporcu yetiştirmeden ve sporcu kaynaklarını kurutarak olimpiyatlara aday olacağız. Bu ne yaman çelişkidir…
Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
İlgili Haberler
Meltem Soğuk Stropoli, Destek Yayınları’ndan çıkan Yeşil Mavi Hayat isimli kitabıyla çiçeği burnunda bir yazar. Şu an İsviçre’de yaşayan Stropoli ile bir Türkiye ziyaretinde Büyükada’da bir araya geldik ve hem kitabını, hem de kişisel edebiyat macerasını konuştuk. Keyifli okumalar! Biraz sizden kendinizi dinleyelim mi? Bugün sizi bulunduğunuz noktaya getiren neler oldu? Şu an burada yazar […]
Yeniden Refah Partisi Genel Merkez Seçim İşleri Komisyon Üyesi Murat Marap’ın Samsun’un Canik ilçesinden belediye başkan adayı olacağı konuşuluyor. Murat Marap, Yeniden Refah Partisi Canik Belediye Başkan Adayı mı? 31 Mart seçimleri yaklaşırken Yeniden Refah Partisi’de de aday belirleme çalışmaları devam ediyor. İLGİLİ HABER Usta sanatçı Müjdat Gezen, 71. sanat yılını Kadıköy’de kutlayacak Özellikle Yeniden […]
Ülkemizde cadde ve sokaklar, çocuk parkları, hayvansever maskesi altında faaliyet gösteren bir takım dernekler vasıtasıyla bilinçli bir şekilde başıboş köpekler tarafından adeta istila altına alındı. Başıboş köpekler insanlarımıza saldırıyor, parçalıyor öldürüyor. İLGİLİ HABER EFSANEVİ BAROK ORKESTRASI ACCADEMIA BIZANTINA, İSTANBUL VE ANKARA’DA 40.YILINI KUTLAYACAK! Ama köpeğe dokunamıyorsun çünkü 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununu yürürlüğe girdikten sonra […]
Kudüs ve Doğu Türkistan vurgusu yapan Özdemir; konuşmasında İstanbul en güzel şiirlerden birisidir dünya üzerinde ama Türkiye üzerinde bir şiir olacaksa bir şehir orası da Ferhat’ın Şirin şehri, Mihri Hatun şehri Amasya olmalıdır; dedi. Özdemir; Amasya’da kültür sanat ve edebiyat adına çalışmalar yok denecek kadar az. Yirmi küsur yıldır edebi ve şiir açısından bakarsak maalesef […]