Bilindiği gibi Ülkemiz 1. Derece deprem bölgesi içerisinde yer alıyor. Cumhuriyet tarihimiz boyunca  ülkemizin çeşitli Bölgelerinde, Can ve mal kaybına neden olan 40 tan fazla Yıkıcı  depremin meydana geldiği ve 100.000 kişi civarında can kaybının,100.000 lerce kişininde yaralandığı, Milyar Dolarlarla ifade edilen maddi kayıpların olduğu, istatiksel belgelerde yer almaktadır.

Ülke topraklarımızın %96 sı, nüfusumuzun %98 i, Maalesef deprem riski Altında bulunmaktadır.

Beklenen MARMARA depremi ile ilgili olarak, Deniz Jeolojisi uzmanları, Marmara denizinin diplerinde GAZ ve SU sızıntılarının tespit edildiğini, bununda  riski arttırdığını, acil önlemlere ihtiyaç duyulduğunu açıklıyorlar.

Ve acı bir tablodan bahsediyorlar. Olası 7 şiddetindeki bir depremin, çok Sayıda can ve mal kaybına neden olacağını, Büyük bir yıkımın yaşanacağını, tedbir alınmasında dahada gecikilmemesini belirtiyorlar.

Hal böyle vahim olunca T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum yönetimi Deprem Dairesi Başkanlığı, Ülke genelindeki çalışmalarına Hız vererek devam ediyor.

Olası deprem Öncesinde, Toplanma Alanları, Buluşma sahaları,  Acil hareket yolları tespit edilerek işaretleniyor, uyarı levhaları konuluyor.

Çeşitli Resmi kurum ve kuruluşların yanı sıra, STK’larında içinde bulunduğu topluluklarda ACIL KURTARMA EKIPLERI kuruluyor, Bu ekipler gerekli Eğitimden geçirilerek uzmanlaştırılıyor.

Basın yayın yoluyla, halkımız bilinçlendirilmeye çalışılıyor.

Bu yazdıklarımızın tamamı,Bizleri yönetenlerin ve bu konuda sorumlu olanların söylemleri ve Açıklamaları,,ALINAN  kararların uygulanması için kağıt Üzerindeki Görüntünün yansıtılmasıdır.

Peki gerçekten herşey yazıldığı ve Söylendiği gibimi, Tüm önlemler eksiksiz olarak alındımı, Herkes ve herşey güvendemi?

Şöyle Çevremize bir bakalım Soralım,  soruşturalım ve TARAFSIZ bir inceleme yapalım.

Toplanma sahası olarak ayrılmış olan yerler,  Konut sahasına çevrilmiş, bırakın bu alanlarda toplanmayı,bu sahayı bulabilmek bile imkansız.

Buluşma Alanları,  AVM ler Tarafından betonlaştırılmış,   Acil durum buluşma yerleri,  sevgililere randevu adresi oluşturmuş.

Acil ulaşım yolları, Adeta otopark haline getirilmiş, Geçmek mümkün olmadığı gibi, Asılan levhalar ve işaretlerde yerlerinden sökülmüş veya görünmüyor.

Acil kurtarma ekiplerine, Devamlı olarak hizmet içi eğitimi verilemiyor veya verilen eğitim yetersiz kalıyor.

İnsanlarımız, deprem konusunda yeterince bilgilendirilmiyor, Gerekli ve yeterli eğitim verilmiyor.

Daha da acısı acil kurtarma ekiplerini oluşturan,  Olası deprem sonrası çok çabuk kendi görev alanı olarak belirlenen deprem Bölgesi’ne gidecek Kurtarma ekip görevlisi, Sanki öyle korunaklı bir sitede veya Depreme dayanıklı bir bölgede oturuyor ve öyle teknik vasıflı araçlarla donatılmış gibi düşünülerek anında görev mahalline ulaşması hesaplanmış.

Hesaplanmış Ama…

   O Görevliler,Ya şehrin Gettolarından birinde,veya bir gecekondu semtinde,hatta görev sahasına uzak,Dayanıksız bir konutta oturuyor ve orada depreme yakalanmış,Kendisini kurtarmaya gelecek,kendisi gibi imkansızlıkları yenebilen birileri varsa onları bekleyecek.Kısacası bizleri kurtarmak için gelmesi beklenenler. Kendilerini kimlerin kurtaracağı düşüncesinde olacaklar.Kurtarılmayı bekleyecekler…

Yol yakınken,zaman geçirmeden Bu konuda sorumlu ve yetkili olanların,alınmış olan tüm önlemleri tekraren gözden geçirmeleri ve varsa,eksiklik ve yanlışlarını düzeltme yoluna gitmeleri oldukça Önem arzetmektedir.

Gerçekleri görmek, Söylemek, Yazmak,Takip etmek hepimizin görevi olmalıdır.

Bu görev bizlerin ve sevdiklerimiz için Hayat kurtarabilir.

Deprem,olması kaçınılmaz doğal bir afettir ve önlenemez,önceden tesbitide mümkün değildir. Ancak Alınacak ve alacağımız önlemlerle,her türlü kayıbı en aza indirebiliriz.

Uzmanlar,Deprem öldürmez,yeterki önlemlerimiz eksiksiz alınmış olsun,konutlar kurallarına göre inşaa edilsin diyorlar.

Depremsiz, kayıpsız, huzurlu ve mutlu yarınlar. Diyor.

Tüm dostların Kurban Bayramı’nı kutluyorum.

YILMAZ UĞURLUAKAN