Memur Maaşlarının Arka Planı

Memur Zamlarının Arka Planı
Memur zamlarının görüşüldüğü toplu sözleşme süreci geride kaldı. Ama tartışmalar bir türlü bitmiyor. Memur Sen,  Toplu Sözleşmenin verimli geçtiğini,  memur ve emekliler açısından son yılların en  kazançlı toplu pazarlığı olduğunu ifade ederken,  rakip sendika olan KESK ve KAMU SEN (daha doğrusu rakip sendika demek için rekabet etmeleri lazım, ancak rekabet edecek ne eylem ne de söylem geliştiremeyince çamura yatıyor, tamamen zihinleri bulandırarak kafa karışıklığından başka bir iş yaptıkları yok.) alınan zammın yetersiz olduğunu,  Memur Sen’in süreci yönetemediğini iddia etmektedirler.
Memur Sen, 54. Hükümet olan Erbakan Hükümeti döneminde verilen zam hariç, son yılların en büyük kazanımı sayılabilecek zam almışken, halen eleştiri ve tenkitlere maruz kalıyorsa; biz işin eleştiri boyutunu çoktan geçtiğini, işin tamamen art niyetli olma ve bir hazımsızlık meselesi olduğuna inanıyoruz.
Çünkü,  Memur Sen bu Toplu Sözleşmede ( ki Toplu Sözleşme hakkının kendisi dahi Memur Sen’in kazanımıdır) Öğretmen Maaşına: %14 zam, Öğretmenlerin Özel Hizmet Tazminatına: 75+75=150 TL zam, 4-C ’lilere % 50 zam, Taban Aylığa 175 TL yani %17 zam, Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneğine: 210 TL arış, Toplu Sözleşme İkramiyesine: % 33 zam, Müdür ve Müdür Başyardımcılarına zorunlu ders yükünü haftalık 2 saate düşürme, Memur Emeklisine 146 TL zam, Emekli İkramiyesine 5,250 TL zam sağlayarak Memur çalışan, emekli ve 4- C’lilere büyük kazanımlar sağlamıştır.
Sendikaların geçmişlerini irdelediğimiz zaman Eğitim Sen’in, yetkili olduğu 4 yıl içerisinde; Türk Eğitim Sen’in ise yetkili olduğu 5 yıl içerisinde çalışanlar adına hiçbir kazanımlarının olmadığını görüyoruz. Sıfır(0) kazanım. Varsa bir kazanımları hodri meydan diyoruz, buyurun söyleyin. Deyin ki şu kazanım bizim zamanımızda alındı. Yoktur böyle bir kazanımları. Zaten sendika yetkililerinin yaptıkları kurum ziyaretlerinde ‘bizim kazanımımız’ diye herhangi bir kazanımdan bahsettiklerine şahit olan olmamıştır. Ya da sendika sitelerinde dahası yapmış oldukları herhangi bir basın açıklamalarında ya da demeçlerinde rastlayamadık, rastlayamazsınız. Peki, söylemlerinde, sitelerinde, demeçlerinde ne var? Ben söyleyeyim: çamur var. Hep eleştiri var, Şikâyet var. Çünkü: ‘Çamur at izi kalsın’ anlayışındalar. Ama Eğitim Sen’in 4 yılına (2002-2005 arası), Türk Eğitim Sen’in 5 yılına ( 2006-2010 arası) mukabil Eğitim Bir Sen ( 2011-2013 yılları arası) sadece 2 yıldır yetkili sendika olmasına rağmen toplamda 18 temel kazanım elde etmiştir. En önemlisi Türk Eğitim Sen’in geçen yıl aleyhte çalışması sonucu çıkmayan ek ödemeyi, ‘ek ödeme hakkımız söke söke alırız’ dedik ve aldık.
Şimdi Türk Eğitim Genel Başkanı Koncuk, açıklama yapmış. Ne diyor: ‘Alınan zammın çok yetersiz olması önemli bir eleştiri konusu olmakla birlikte, esas problem, Memur Sen ve Ahmet Gündoğdu’nun süreci iyi yönetememesidir,… Anlaşılan odur ki, bu şartlarda toplu sözleşmeye imza atanlar, verilenleri Allah bin bereket versin diye kabul edenler’ diyor. Yine ‘memur ve emeklilerin haklarından çok, bu seçim sürecinde, Hükümete yönelik oluşacak tepkilerden endişe duymuş ve 2 günde toplu sözleşmeyi imzalamışlardır, diyor. Dayanamayıp içindeki gizli asıl niyetini ifşa ediyor ve diyor ki: ‘ bu toplu sözleşme dönemi Hükümetin kaçacak yeri olmayan bir dönemde yapılmıştır. 2014 yılında, 30 Mart’ta yerel seçimler, arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2015 yılında genel seçimler yapılacaktır’.
Ben Koncuk’un bu sözlerini okuduğumda aklıma hemen Kamu Sen’in Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki takındığı tavrı geldi.

Aslında aklıma geldi lafı sözün gelişi daha doğrusu hiç aklımızda çıkmadı ki. Yani unutmadık o günleri. Hep beraber hafızalarımızı tazeleyelim. Tarih, 11 Aralık 2006.
28 Şubat sürecinde ‘silahsız Kuvvetlerin’ komutanlığını yapan ‘Beşli Sivil Çete’ ye özenen ‘Ergenekon’ başarılı olamamıştı. 28 Şubatta başarılamamış daha doğrusu yarım kalmış işi tamamlamak üzere Başkanlığına Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Şener Eruygur’u seçtikleri “Ulusal Birlik Hareketi” 11 Aralık 2006 da KAMU SEN’in Genel Merkezinde toplanarak,  basın bildirisinde bulunup konuşmalar yapmışlardır. Kamu Sen’i temsilen Genel Başkan Bircan Akyıldız toplantıya katılıp ev sahipliği yapmıştır. Ulusal birlik hareketinin basın bildirileri vakit, zaman, yeni şafak gibi ulusal gazetelerde ve kanal A, KANAL 7 gibi televizyonlarda birliğin gizli niyetleri ifşa edilince Kamu Sen, her ne kadar benim sendika genel merkezimde toplanılmış olunsa da ben birliğin içinde yoktum demek zorunda kaldı. Çünkü ulusalcı olmayan sağduyu sahibi müteddeyin üyelerinden istifalar başlamıştı. Peki Kamu Sen Genel Merkezinde ki bu toplantılarda oluşan Ulusal Birlik Hareketinde Şahıs olarak, kurumsal olarak ve partiler olarak kimler vardı görelim.
Kurumsal Anlamda Kimler Vardı:
Ulusal Birlik Konseyi Adı Altında: Kamu Sen, üniversiteler, Yargıtay, Tüsiad, Ulusal Kanal, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Eğitim Vakfı gibi isimler
Platform Başlığı Altında: ulusal Birlik Hareketi, Ankara Üniversitesi Öğrenci Konseyi, Atatürk Çizgisi, Cumhuriyetçi Gençlik, ulusal Güç Birliği Hareketi, Ulusal Güçler Birliği, Kemalist Atılım Birliği gibi isimler…
Partiler Başlığı Altında: CHP, MHP, İP, DYP, BCP ve CDP gibi isimler…
Basın Başlığı Altında: Cumhuriyet, Milliyet, Ulusal Kanal, Flash, Aydınlık, Aydınlanma 1923, Yeni Hayat, Gençlik Cephesi, Hâkimiyeti Milliye, Yeni Çaba Dergisi gibi isimler…
Ulusal Birlik Konseyi Başlığı Altında: Kemal Alemdaroğlu, Sabih Kanadoğlu, Ferit İlsever gibi isimler….kısaca Ergenekon.
Şahıs Olarak Kimler Vardı: Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, AK Parti Milletvekili Turhan Çömez, MHP’li Mehmet Gül, Sedat Peker, 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı (Jandarma Eski Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur, NATO Eski Özel Harp Dairesi Başkanlığı yapmış olan Fikri Karadağ, Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği Genel Başkanı: Taner Ünal, Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Danıştay saldırganı Alparslan Aslan, Emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk, İstanbul Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Levent Temiz, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Türk Ortodoks Patrikhanesinden Sevgi Erenerol…..gibi bir çok isim. Kısaca ERGENEKON.
Peki, Neler İstiyorlardı: Başı örtülü eşi olan birinin Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği( Abdullah Gül kastediliyor). 367 milletvekili şartı. Cüppeli Rektörlerin başını çektiği “Ordu Göreve” afişli,  pankartlı Cumhuriyet Yürüyüşleri ve Cumhuriyet Mitingleri organize etmek, ülkeyi darbeye hazırlamak. Komutanlara darbe yapın çağrıları. Tehlikenin farkında mısınız reklamları ile kamuoyunu yanıltmak. Parti kapatma davası…kısaca Ergenekon.
Şimdi Ergenekoncuların ev sahibi Bircan Akyıldızın halefi İsmail Koncuk, o günlerin özlemini çeker gibi diyor ki: “2014 yılında, 30 Mart’ta yerel seçimler, arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2015 yılında genel seçimler yapılacaktır’. İnsan soramadan edemiyor: Ne o?  Yoksa Eylülde meydanları ısıtacağız diyenlerle birlikte misiniz yine. Yoksa yine cumhuriyet mitingler, cumhuriyet yürüyüşleri hazırlıklarınız mı var?

admin

See Full Bio