Yeditepeli Öğrencilerden hidrojenle çalışan araba

Geçen yıl kendi tasarladıkları ve ürettikleri hidrojen yakıtıyla çalışan Hydro7 adlı araçlarıyla İzmir’de düzenlenen Tübitak Hidromobil yarışına katılan Yeditepe Üniversitesi öğrencileri,  Almanya’da Shell Eco Marathon 2010 ve Türkiye’de Tübitak Hidromobil yarışına hazırlanıyorlar.

24 ülkenin katıldığı 220 takımla birlikte  6-7 Mayıs tarihleri arasında Almanya’da yarışacak olan Hydro7 grubu, ilk olarak geçen yıl bir arkadaşlarının TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisinden gördüğü ilandan sonra okula afişler asmış ve böylece takımdakiler hidromobil projesinden haberdar olarak bir araya gelmişler. Hydro7 adlı grubu oluşturan Can Işıl, Nurettin Bağrıyanık, Efe Arıca, Derya Arıkök, Bilge Can Okumuş, Emre Cömert, Anıl Özdemirli, Cem Tutcu, Uğur Ersen, Onurcan Türkan, Batuhan Baturalp ve Çağrı Şen uzun çalışmalar sonrasında İzmir’deki TÜBİTAK Hidromobil 2009 yarışına katılarak yarış deneyimi kazandılar. Bu yıl da internette gördükleri ilanla yola çıkan grup, katılacakları Shell Eco Marathon ve TÜBİTAK Hidromobil yarışlarına hazırlanıyorlar. Yeni araçlarının gövde tasarımı, Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencisi Uğur Ersen, mekanik tasarımı Makine Bölümü öğrencileri Cem Tutcu, Efe Arıca, Bilge Can Okumuş, Emre Cömert, Şükrü Erikli, elektronik tasarımı ise Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri Can Işıl, Nurettin Bağrıyanık ve Anıl Özdemirli tarafından yapıldı.

İLGİLİ HABER İSTANBULLULAR, KADIKÖY’DE ATALIK TOHUMLARLA BULUŞUYOR

Yeditepe Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm’nden Yard. Doç. Dr. Namık Çıblak’ın danışmanlığını üstlendiği grup, Elektrik Elektronik Mühendisliği, Kimya Mühendisliği, Sistem Mühendisliği ve Makine Mühendisliği gibi bölümlerde okuyan toplamda 12 mühendis adayından oluşuyor. Diğer üniversitelerden katılan takımların çoğunlukla daha kalabalık ekiplerden oluştuğu düşünüldüğünde iş bölümü, iş gücü ve üretim hızında Hydro7 takımındaki öğrencilerin daha iyi organize olarak daha çok iş yapmaları gerekiyor. Ekip özel hayatlarından ve boş vakitlerinden feragat ederek gece gündüz atölyede çalışarak araçlarını zamanında bitirmeyi bu şekilde başardılar.

Hydro7 ismini verdikleri araç, hidrojen yakıt pili sistemiyle çalışıyor. Bu sistem yakıt olarak hidrojen kullanıyor ve yüksek basınçlı yakıt tüpünde saklanan hidrojeni havadaki oksijen ile birleştirerek elektrik enerjisi oluşturuyor. Bu işlem sonucunda dışarı atık olarak yalnızca su buharı çıkıyor. Almanya’da katılacakları Shell Eco Marathon yarışının amacı ise en az yakıt harcayarak belirli bir mesafeyi kat etmek. Yani alışıla gelmiş yarışma biçimlerinin aksine bu yarışmada sürat önemli değil.

ARACI SPONSOR YARDIMIYLA YAPTILAR

Aracın iç-dış tasarımını, bağlantı parçalarının tasarımını, flaşları, jantları, direksiyonun ve pedalların yapımını kendi çabalarıyla karşılayan grup, motoru, aküyü ve yakıt pilini hazır almak durumunda oldukları için bir sponsora ihtiyaç duydular.

İlk başlarda sponsor bulabilme konusunda sıkıntı çektiklerini belirten grup, Yeditepe Üniversitesi yönetimi sayesinde son anlara kadar projede maddi sıkıntı yaşamadıklarını, son zamanlarda yaşadıkları sıkıntıyı da fedakârlık olarak görmek durumunda olduklarını belirtiyorlar.   

Mekanik tasarımın ortaya çıkmasının hemen ardından gövde üretimi için araştırmaya girişen ekip birçok firma ile istedikleri doğrultuda bir iş çıkartamayacaklarını anlayarak uzun süre araştırmalarını sürdürmüşler. Ardından Gebze’de bulunan ve ürettiği Aerodinamik otomobil aksesuarları ile otomotiv sektöründe yakından tanınan Poliset firması ile görüşmüşler. Tüm çalışanları ile beraber firmanın ortağı olan Can Nasman da gece gündüz proje üzerinde çalışıp öğrencilerin tecrübesiz ve ön göremediği sorunları aşmak için tasarıma özgün detaylar eklemiş. Böylece kendi tecrübelerine ve isimlerine yakışır biçimde projeyi tamamlayıp aracın gövdesini Hydro7 ekibine teslim etmişler.

Florya’daki atölyesinde otomobiller için profesyonel müzik sistemleri ve kişiselleştirme üzerine çalışan Emre Ateş ise çalışmalarını yapmaları için takıma atölyesini açarak hem öğrencilerle birlikte projeyi sahiplenmiş hem de onlara yardımcı olmuş. Takım, “Emre Ateş’le karşılaştığımız için çok şanslıyız. Özellikle son iki haftada bizimle birlikte gece gündüz demeden çalıştı, üretiminde sorun çıkan parçalar için fikir verdi, montajda da çok yardımcı oldu. Bizim moralimizin bozulduğu anlarda da hepimize destek olarak tekrar çalışmaya teşvik etti ve aracı sorunsuz bir şekilde tamamlamayı başardık. Bizlere karşılıksız yardımlarından ve sonsuz anlayışından ötürü kendisine çok şey borçluyuz.” diyerek Emre Ateş ile aralarında kurulan güzel dostluktan bahsediyorlar.

NE DEDİLER ?

Derya Arıkök (Yeditepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi):  Takımda tek bayan benim. Can Işıl ve Nurettin Bağrıyanık elektrik-elektronik mühendisliğinde. Kimya Mühendisliği olan bölümüm bu projede görev almaya müsait bir bölüm olmadığı için, projenin bana kimya mühendisliğine dair bir şey kattığını söyleyemem. Bunun sebebi, yarışta kullanılan yakıt pilinin hazır alınmasının mecburi olmasıdır. Kendi bölümümle ilgili bir şey katmasa da, diğer mühendislik dallarıyla ilgili bilgi edindim, aracın montajında elimden geldiğince yardım ettim, kendi emeğinle yaptığın bir şeyin ne kadar önemli, gurur verici olduğunu; en ufacık detaylar için bile çok titiz çalışmak gerektiğini gördüm. Bence bu proje, herhangi bir mühendislik bölümü öğrencisinin mühendisliğin gerçekten ne olduğunu görmesi için büyük bir fırsat. Asla ilk yapılan tasarım doğru olmuyor, hatalar çıkıyor ki bu çok normal ve biz bu hataları çözmeyi öğreniyoruz. Yine olmazsa aynı süreci baştan yaşıyoruz ta ki içimize sinen doğru bir çözüm üretene kadar. İşimiz çözüm üretmek ise, öğrenciyken bunu öğrenebileceğimiz güzel bir fırsat hidromobil projesi.

Cem Tutcu (Yeditepe Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğrencisi):

Benim için bu projeye katılırken hidrojenle çalışan araba olup olmaması önemli değildi. Sadece deneyim kazanmak için herhangi bir projeye katılmak istiyordum. Otomobil tasarımı çok geniş bir konuyu kapsadığından proje hoşuma gitmişti. Ben bu projede 2 senedir görev yapıyorum özellikle bu sene katılacağımız yarışma sebebiyle aracımızı yaparken çok fazla ayrıntıya dikkat etmemiz gerekti ve bu da çok sıkıntılı bir tasarım ve üretim sürecine yol açtı. Yeni şeyler tasarlamak zaman alır ve bir o kadar da risklidir. Bu kadar kısa zamanda çok fazla risk almanın yarattığı stres gerçekten insanı bitiriyor. Ancak projeyi tamamlayıp arabayı yürürken gördüğümüzde hepimizin aynı anda söylediği şey şuydu “her şeye değerdi.”

admin

See Full Bio