Slot Siteleri

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Flaş

Bizim fıtratımızda mücadele var !

Yayınlanma:
ABONE OL

Pendik Belediyesi ve İBB Meclisinin CHP’li Üyesi Ayşe Ayla Taygaroğlu, Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 80. Yılı nedeni ile İBB Meclisinde gündem dışı bir konuşma gerçekleştirdi; “Atatürk Devrimlerinin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir” sözlerine yer vererek net mesaj verdi;

Cumhuriyet kadını olarak bizlere verilen hakların mücadelesi için kenetlenmeliyiz. Dün olduğu gibi bugün de haklarımız için mücadele etmeye devam etmeliyiz. Neyse ki bizim fıtratımızda mücadele vardır.
Pendik Belediyesi ve İBB Meclisinin CHP’li Üyesi Ayşe Ayla Taygaroğlu’nun Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 80. Yılı nedeni ile İBB Meclisinde gündem dışı bir konuşma metni:
5 ARALIK SEÇME VE SEÇİLME HAKKI VERİLİŞİNİN 80. YILDÖNÜMÜ
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, 1926-1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimlerinin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir. Atatürk’ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930’da belediye seçimlerinde seçme, 1933’te çıkarılan Köy Kanunu’yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934’te Anayasa’da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır.

191 milletvekilinin imzasıyla önerilen “Kadınların milletvekili seçilme” hakkı yasa tasarısı kabul edilmiş ve 8 Şubat 1935 de yapılan ilk genel seçimlerde kadınlar ilk defa oy kullanmışlardır. Avrupa’da pek çok ülkede kadınlar oy kullanamazken, seçilemezken 18 Kadın milletvekilimiz olmuştu o yıllar.
Cumhuriyetin kazanımları aynı zamanda bir kadın devrimidir. Ama bu kazanımlar pek çok çevreler tarafından bugün dahi dile getirildiği gibi kadına altın tepside sunulmadı. Bilimsel, siyasal ve kültürel alanlarda mücadele eden sayısız ve isimsiz kadınlarımız oldu. İsimsiz diyorum çünkü kadın kimlikleriyle kendilerini ifade edebilmeleri olası değildi. Bu nedenle pek çoğu erkek adı kullanmış, erkek kılığına bürünmüşlerdir ve tarih yakın döneme kadar hep erkek tarihçiler tarafından yazılmıştır.

Bizler; Nene Hatun’un torunlarıyız. Aziziye Tabyası’nın düşman eline geçmesi üzerine, üç aylık bebeğini emzirdikten sonra, “Seni bana Allah verdi, ben de O’na emanet ediyorum” diyerek, birkaç saat önce şehit düşen ağabeyinin tüfeğini alıp vatan savunmasına koşan Nene Hatun. Ve bizler Şerife Bacı’nın torunlarıyız. Cepheye taşıdığı mermi karın altında ıslanmasın diye, bebeğinin örtüsünü taşıdığı mermiye örten, soğuktan ölen bebeğinin acısına, Vatan sağ olsun diye göğüs geren, Vatanını evladından üstün gören Şerife Bacı’nın.

Ben bir cumhuriyet kadını olarak, vatanını düşmanlardan kurtarmak için savaşan, sonrasında çağdaş, laik ve demokratik bir cumhuriyet mücadelesi veren tüm kadınları ve başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere her zaman kadın haklarından yana olan insanları saygı ve minnetle anıyorum.
Atatürk’ün Kadın Hakları konusundaki görüşleri ve gerçekleştirdikleri, çağının çok ilerisine geçmişken Günümüzde bu haklar, yeni anlamlara kavuşmuş durumda. Bunlar arasında kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uygulama, kadının yaşama hakkını elinden alma, yaşamasına göz yumuluyorsa en temel hak ve özgürlüklerine müdahalede bulunma, seçim yapma şansını ortadan kaldırma sayılabilir.

Bugün 260 bin kız çocuğu 2. Kademe eğitime gönderilmedi. Çocuk gelinler, çocuk işçiler her geçen gün artmakta. Kadını insan olarak değil, aile ferdi olarak tanımlayan bir anlayışla toplumsal cinsiyete dayalı şiddet Türkiye’de giderek normalleşip olağanlaşmakta; şiddet, tecavüz, cinayet, taciz, sömürü, ücrette eşitsizlik gibi konulara tepkisizlik büyümektedir. Bu nedenle, Türkiye’de kadın cinayetleri son 10 yılda yüzde bin 400 arttı. 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2013’ün sadece ilk dokuz ayında bu rakam 842’ye ulaştı. Öldürülen kadınların 25 i koruma talep etmişken 18’i koruma alabildi.

Kadın ve erkeğin farklı yaradılışlara sahip olduğu üzerinden, eşitlik söylemini yok etmeye çalışmak, böyle mesajlar vermek, tüm toplumu olumsuz etkiler ve etkiliyor. Kadın ve erkek arasındaki fiziksel farklılıklar, onların çağdaş hukuk önünde hak ve özgürlükler açısından eşit olmalarını engellemez; engellememelidir. Kadını, fiziksel farklılıklar nedeniyle aşağılayan, eve kapatan ve ona “yalnızca anne olacaksın” diyen ve kutsal analık duygusunu bile kafasındaki eşitsizlik anlayışına gerekçe yaratmak için sömüren anlayış, çağdaş hukukun eşitlik ilkesini tasfiye etmeye çalışmaktadır. Dünya Ekonomik formu Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği raporuna göre Türkiye 142 ülke arasında 125. Sırada yer alıyor. Biz Kadınlar olarak bu ayıptan kurtulmak için kenetlenmeliyiz. Dün olduğu gibi bugün de haklarımız için mücadele etmeliyiz, ediyoruz. Neyse ki bizim fıtratımızda mücadele vardır. Bu düşünceler ışığında Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 80. yılını kutlarken, uğradıkları her türlü haksızlığın son bularak, toplum içinde eşit bireyler olarak yer almalarını diliyorum. Saygılarımla, İBB Meclis Üyesi Ayşe Ayla Taygaroğlu

İlgili Haberler

Dünyadan
20 Nisan 2024
Türk Kızılay öncülüğünde 9. İyilik Gemisi Mısır’a ulaştı, yardımlar Gazze yolunda

Gazze halkına insani yardım ulaştırmak üzere Türk Kızılay öncülüğünde hazırlanan 3774 tonluk malzemeyle yola çıkan 9’uncu İyilik Gemisi, 55 saat süren deniz yolculuğunu tamamlayarak Mısır’ın El-Ariş Limanı’na ulaştı. Yardım malzemelerinin hızla Gazze’ye sevkiyatını sağlamak için işlemler başlatıldı. Türkiye’nin 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki çatışma mağdurlarına gönderdiği dokuzuncu gemi olan İyilik Gemisi, başta gıda, barınma, hijyen […]

Genel
20 Nisan 2024
KİRA ANLAŞMAZLIKLARININ YÜZDE 80’İ DAVAYA DÖNÜŞÜYOR

Ev sahipleri ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması için hayata geçirilen arabuluculuk sistemiyle Anadolu illerindeki anlaşmazlıkların yaklaşık yüzde 60’ı çözüme kavuşturulurken, büyük şehirlerde bu oranın yüzde 20’lerde kaldığı görülüyor.   Büyük şehirlerdeki kira anlaşmazlıklarının yüzde 80’i davaya dönüşmeye devam ediyor. İLGİLİ HABER Çevreci ve Sanat Sever Öğrencilerin Yaratıcı Çalışmaları 3. Kez Müze Gazhane’de! Türkiye’de özellikle […]

Eğitim
20 Nisan 2024
Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde Bağımlılık Üzerine Söyleşi

Ülkemiz Bağımlılıkla Mücadele Seferberliği kapsamında, İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde uyuşturucu kullanımı, bağımlılığı ve tedavi yöntemleri konularında Prof. Dr. Nevzat TARHAN ile birlikte Kurum Psikologu Nurdan EYÜPREİSOĞLU’nun moderatörlüğünde bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide Prof. Dr. Nevzat TARHAN,  bağımlılık nedir, kişiyi madde kullanmaya iten nedenler nelerdir, bağımlı bir bireyin tedavisi nasıl olmalıdır, bağımlı bir birey ile nasıl […]

Belediye
20 Nisan 2024
Dünyanın Çocukları “Uluslararası 23 Nisan Çocuk Festivali” için İBB’de buluştu

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 15 farklı ülkeden ‘Uluslararası 23 Nisan Çocuk Festivali’ için İstanbul’a gelen çocukları, Saraçhane’deki tarihi Meclis Salonu’nda ağırladı. İmamoğlu, aralarında Filistin ve Ukrayna’dan gelen çocukların da bulunduğu katılımcılara, “Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan savaşların, acıların son bulması, Atatürk’ün dediği gibi, yurtta ve dünyada barışın egemen olması için, çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var. Dilerim, […]