Dünyanın en önemli kanser ilacı üreticilerinden Bayer firmasının CEO’su Marijn Dekkers, Hindistan hükümetinin, firmanın geliştirdiği kanser ilacının patentsiz üretimine onay vermesine karşılık 67 bin dolarlık kanser ilacı için “Biz bu ilacı fakirler için değil zenginler için ürettik” dedi.

KANSER HASTALARININ PSİKOLOJİSİNİ ETKİLER”

İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayıklan yapılan açıklamanın kanser hastalarının psikolojisini etkileyebileceğine dikkat çekti. Dekkers’ın itirafının sosyal devlet ilkesiyle de bağdaşmadığını ifade eden Sayıklan, “Maalesef çok talihsiz bir açıklama. Tabii ki bir taraftan bir kuruluşun ticari kaygıları olabilir. Ancak özellikle kanser gibi vakalarda ‘sadece zenginler için üretiliyor, zenginlerin yaşam kalitesini yükseltip ömür uzatacak bir ilaç bulduk. Diğer insanlar bizim için önemli değil’ gibi bir söylem kesinlikle doğru değil. Kaldı ki bizim yıllardan beri söylediğimiz sosyal devlet ilkesinde, devletin vatandaşlık görevini yerine getiren herkese sağlık hizmetini ücretsiz verme görevi var. Yani bir ilacın tüm dünyada ihtiyaç duyan insanlara eşit ve ucuz ulaştırılması gerekiyor. Hatta parasız tedavilerin sağlanması gerekiyor. Her ne kadar bir şirketin üst yöneticisi de olsa, kar amaçlı birtakım kaygıları da olsa kanser hastalarının psikolojisini düşünerek çok daha yüzeyli, aklı başında demeçler vermesi gerekirdi” dedi.

“PARAN KADAR SAĞLIK ALABİLİRSİN DEMEKTİR BU”

Sağlığın para konularının dışında değerlendirilmesi gereken bir sistem olduğunu söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Suat Kaptaner ise, “İlaç, kanser vs. bütün bunlarda en son konuşulacak olan para konusudur. Çünkü bir insanın sağlıklı yaşama hakkı ekonomik durumunun dışında bir haktır. Ama Bayer firması, ‘benim firmam milyonlarca lira para harcıyor, bir ilacı geliştiriyor, ben de bu masrafı çıkarmak hatta kar etmek için şu fiyattan satmak durumundayım’ diye kendi gerçeğini açıklıyor. Yani paran kadar sağlık alabilirsin demektir bu” şeklinde konuştu.

“BEKLEYELİM ÖLSÜNLER O ZAMAN ÇOCUKLAR, İLAÇLARI DA VERMESİNLER”

Kanser hastası çocuğu için yıllardır uğraşan Firdevs Yalçıntaş, çocukların maddi kaygılarla ölüme sürüklendiğini belirterek şunları söyledi: “Çocuğumun çoğu ilacını yurtdışından getirtiyoruz. Bu hastalıktan çok ölen oluyor. Bunları bir gelip hastanede görmeleri gerekir, bu ilaçları temin etmeleri gerekir. Zaten ben 7.5 senedir evladımın hastalığıyla uğraşıyorum. Yani o kadar ölenler oldu ki çocuklara niye bu kadar duyarsız kalıyorlar. Her yönden zaten bitiyoruz; maddi, manevi, psikolojik olarak bitiyoruz. Ne diyeyim ki başka ben. Bizim durumumuz iyi değil. Benim çocuğum bir şey istiyor alamıyorum. Bir şey canı istiyor yapmak zorundayız ama yapamıyoruz, alamıyoruz. Bekleyelim ölsünler o zaman çocuklar, ilaçları da vermesinler. Daha niye o zaman çocukları dünyaya getiriyoruz.”

“İLAÇLARI BULAMIYORDUK, EVLADIMI KAYBETTİM”

Kanser hastası oğlu için 5 yıl mücadele veren ancak oğlunu kaybeden acılı anne Sultan Ayaz ise asgari ücretle çok zor geçindiklerini ve üstüne hastane masraflarını karşılamaya çalıştıklarını belirterek, “Biz 5 sene bu hastalıkla mücadele ettik. İlaçları bulamıyorduk, yüzdeliğini veremiyordum. Bazen uzman doktorlar acıyorlardı ve ödüyorlardı o paraları. Ödeyemiyorduk, yol parasını bile bulamıyorduk. Çocuğun her istediğini yapamıyorduk. Kredi kartına çekerek nereye kadar. Bilmiyorum çok çektik biz, herkes de öyle bütün hastalar öyle ama. Çocuğumu 8 ay önce kaybettim. Nakil olacaktı Almanya’dan ilik bulunmuştu ama yetişemedi çocuğum. Nakil için bile para isteniyor. Her şeye para isteniyor” diye konuştu.İstanbul(İHA)