Ataşehir’in geleceği konuşuldu
Ak parti Ataşehir İlçe teşkilatının hazırladığı “ Ataşehir’in geleceğini konuşuyoruz “ adlı program Bostancı Gren Park otelde gerçekleştirildi.
Toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, Kadıköy İlçe Başkanı Muharrem Ödemiş, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, Asiad Başkanı Ömer Faruk Başaran, İl yönetim kurulu üyeleri, İl Genel Meclis üyeleri, Ömer Abamor, AB Platformu Başkanı Gürbüz Kaya, Ak Parti Ataşehir teşkilatı ve çok sayıda partililer katıldı.
Ataşehir İlçe Başkanı Nimetullah Topu: “ Ataşehir’in Marka Değeri Düşmektedir”.
Değerli dostlar; bugün bizler sadece Ak Parti Ataşehir ailesinin düzenlemiş olduğu bir akşam yemeğinde buluşmuyoruz. Bugün bir araya gelmemiz bundan 9 ay önce kurulan “Ataşehir’in geleceğini, Ataşehir’in gelecek vizyonunu, Ataşehir’liler için gelecekte neler yapabilirizi konuşmak için bir araya geldik.
Bizi bu hedeflerin peşinde koşturan duygu, geçmişimizle ve geleceğimizle, geçmişimize ve geleceğimize olan borcumuz, insana ve insana yapılan hizmetlerin kutsallığına olan inancımızdır. Bundan 3-5 sene öncesine kadar Ataşehir yolları çamurdan geçilmeyen, okulları 60-70- kişilik sınıflardan oluşan, öğrencilerinin kitaplarının olmadığı, iş sorunu olan, yaşlıların ilaç ve sağlık için ömürlerini hastane kuyruklarında tükettiği bir Ataşehir’di.
Bugün sayın başbakanımız, sayın genel baskanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çizmiş olduğu çerçeve ve yönetim anlayışı ile, tabii olmakla birlikte- okulların internet ağı ile donatılmış, modern binalara kavuşmuş, kabul edilebilir ölçülerde sınıflarını olduğu modern okullara kavuşmuş bir Ataşehir.
Üst geçitleri ve alt geçitleriyle ulaşım sorununu kısmen çözmüş bir Ataşehir, sağlık alanında hükümetimizin yapmış olduğu yatırımların en bariz göstergesi biten kuyruklar Ataşehir’de yaşlılarımızın hastalarımızın başbakanımıza olan memnuniyeti ve duaları…
Tabiî ki bugünlere gelirken ciddi anlamda emekler harcandı, hep birlikte ciddi işler yapıldı ciddi çalışmalar yapıldı.
29 Mart 2009 yerel seçimlerini birlikte yaşadık, teşkilat olarak %40 gibi bir oy oranını almamıza rağmen tabii ki nasip diyoruz belediye başkanlığını kazanamadık. Çok değerli belediye başkan adayımız Ataşehir için önemli projelere imzalar atacaktı ve Ataşehir’in marka değerini yükseltecekti. Fakat şu anda görmekteyiz ki Ataşehir marka değeri düşmekte.
9 aylık süreçte Ataşehir’liler adına yürütülen bir çalışma olmadığını maalesef görüyoruz. Ataşehir’li vatandaşlarımızın tüm şikâyetlerini, belediyeyle ilgili hizmet alamamaktan kaynaklanan şikâyetlerini birlikte paylaşıyoruz. Biz de ana muhalefet görevini yerine getiriyoruz ve Ataşehir’e zararı olacak tüm işlerde gerekli muhalefeti uyguluyoruz. Dava açıyoruz, bu konuda önergeler veriyoruz. Yerel yönetimlerle çalışan meclis kuruluna ayrıca teşekkür ediyorum.
Bundan sonrası için 2011 hedefimiz %50 oy!
Ben Ataşehir ailesi olarak bu oranı yakalayacağımızı düşünüyorum. Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
Bakan Dinçer, çok önemli açıklamalarda bulundu
Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, “Hepinizin bildiği gibi aslında son 1,5– 2 yıldır çok yoğun bir şekilde küresel krizin etkisi altındayız. Bunun ortaya çıkardığı en önemli sosyal sonuçlardan bir tanesi işsizlik meselesi.
Gerçekte bizim ülkemizde işsizlik uzun yıllardan beri var olan çok müzmin bir sorunumuz. Ve de çok yapısal bir karakter taşıyor. Aşağı yukarı Türkiye’deki işsizliğe baktığımızda % 10-13 arasında gidip gelen bir bant içersinde bu kez sürekli olarak işsizlik sorunuyla karşı karşıya kaldık. Ancak küresel krizle birlikte bu işsizlik sorununun daha da arttığı ve üst limitin üstüne çıktığını söylenmek mümkün.
Daha küresel kriz, finansal ve ekonomik bir kriz olarak ortaya çıkmışken, sosyal etkileri çok görülmüyorken bile bizde zaten işsizlik vardı. Fakat daha sonra bu küresel kriz sosyal alanlara yayılmaya başlayınca bunu belirgin bir şekilde hissettik.
Mevcut istihdama ilave olarak bir kadınımıza iş verilmesi durumunda 5 yıl boyunca sigortasını devlet ödüyor
Mevcut istihdama ilave olarak herhangi bir işverenimiz hangi yaşta olursa olsun bir kadınımıza iş veriyorsa onun 5 yıllık sosyal güvenlik primini biz ödüyoruz. Bunun tekrar altını çiziyorum. Herhangi bir alanda bir işveren bir kadınımızı yada kızımızı mevcut istihdama ilave olarak işe alıyorsa onun 5 yıllık sosyal güvenlik primini azalan oranlarda biz ödüyoruz. 1.yıl %100, 2. Yıl %80, 3.yıl %60’nı gibi. Nihayet ilk 6 yıldan itibaren o primi ödeyecek.
Bir başka husus. Gençlerimizin arasındaki işsizlik oranı da çok yüksek. Bu sebeple gençlerimizin istihdamını teşvik amacıyla da benzer bir teşvik uyguluyoruz. 19-29 yaş arasındaki gençlerimiz mevcut istihdama ilave olarak istihdam edinirlerse onların da yine 5 yıllık azalan oranlarda sosyal güvenlik primlerini hükümet olarak biz ödüyoruz.
Nisan ayına kadar işini kaybetmiş işsizlerimiz eğer işe dönerlerse veya onları herhangi birisi işe alırsa onun 6 aylık süreyle bütün sosyal güvenlik primlerini biz ödüyoruz.
Şayet gençlerimiz, özellikle meslek lisesi mezunları herhangi bir yerde staja başlarlarsa onların hem ücretlerini hemde sosyal güvenlik primlerini biz ödüyoruz. Bütün bunların aslında istihdamın arttırılması konusunda nasıl etki yaptığını anlatacağım. Tabi sadece bunlardan ibaret değil.
Biz eğer küresel kriz sebebiyle etkilenmiş üretimi daralmış pazarında bir takım sorunlar yaşamaya başlamış bir işverenimiz varsa ve bunu bize ispat edebilirse kapasite kullanımı ne kadar düştüyse o kadarına karşılık gelen iş gücü maliyetlerini biz karşılıyoruz.
İşverene İşçini Çıkarma Ücretini Biz Ödeyelim, Diyoruz…
Çalışma kapasitesi düşmüşse bu maksatla işçi çıkarmak zorunda kalmışsa biz ona lütfen işçini çıkarma onun ücretini biz ödeyeceğiz diyoruz. 2009 yılından bu yana yaklaşık 180.000 işçimizin ücretini biz ödedik ve işlerinde kaldılar. Tabii mevcut istihdama ilave olarak gençlerimizin istihdamıyla alakalı ne kadar oran var bunları sizlere vermekten acizim çünkü onların rakamlarını ülke olarak genel topluyoruz.
Ama mesela işsizliğin önlenmesindeki gördüğümüz en önemli adımlardan birisi vasıfsız olan insanlarımıza meslek kazandırmaktı.
Aslında eğitimimize gelen insanların cebine harçlık koyuyoruz .
Lütfen sokakta boş gezen gördüğünüz gençler varsa onları bizim eğitimlerimize İŞKUR’ a yönlendirin. Gelenlere ayda yaklaşık 350 lira harçlık koyuyoruz. Gelip-gitme masrafı olsun diye. Eğitim masraflarını da biz karşılıyoruz. Yeter ki meslek sahibi olsunlar. Çünkü bizim teşhislerimizden birisi şu. İşletmelerimizde bir dünya açık pozisyon varken pek çok insanımızı istihdam edemiyoruz çünkü o niteliklerde eleman bulmakta zorlanıyoruz. bu açıdan bakıldığında biz Türkiye olarak AB ülkelerinin pek çoğunun tek tek aldığı tedbirlerin hepsini birden tek seferde aldık ve eğer bugün hakikaten toplumsal bir çalkantı olmuyorsa bilin ki aldığımız tedbirlerin toplum üzerindeki etkileriyle alakalıdır. Çünkü bunlar küresel krizin sosyal krize dönüşmesine mani olacak bir etki yaratmıştır.
Eczacılar krizden dolayı elini taşın altına koyabilirdi.
Biz sosyal güvenlik ve sağlık reformunu başarmış Avrupa ülkeleri içerisindeki yegane ülkelerden birisiyiz. Türkiye Almanya’nın Fransa’nın hatta İspanya’nın başaramadığı sosyal güvenlik reformunu yaptı. Bunu yaparkende 30 yıllık bir vizyonunu kullandı.
Sağlık hizmetlerinin sigortacılık kapsamında en geniş olduğu ülke biziz. En zengin ülkelerden daha fazla vatandaşlarımıza sağlık hizmeti sunabilmek için her türlü hastalığı sigorta kapsamında görüyoruz. Tabı bunun bır maliyeti var.
Türkiyede ilaç fiyatlarında 4 Aralıktan itibaren %25-%30 arasında genel bir düşüş oldu.
Bunun bizim için bir yararı var. Kamu olarak bundan yaklasık 2,5 milyar lira tasarruf bekliyoruz. Ayrıca vatandaşlarımızın cebinden de çıkan parada azalma olacak. Bizim katkı paylarımızı bu yolla onlara iade ediyoruz. Çünkü ilaç alırken %10 bazı durumlarda %20 civarında katkı payı ödeyen vatandaşlarımız şimdi daha az bir bedel ödeyecekler. Hem halkın yararına hemde ülkenin yararına olan kararı biz verdik ama buna eczacılarımız itiraz etti. Biz eczacılarla ilgili bu güne kadar hiçbir karar vermedik arkadaslar.
Eczacılara yönelık olarak herhangi bir tedbirde almadık. Biz sadece ilaç sanayi ile pazarlık ettik. İlaçların fiyatlarını düşürdük. Ama onlar bizim karlarımız düşüyor, bunu yapamazsınız dediler. Hatta bana gelip eylem yapacaklarını söylediler, ben onlardan makul bir gerekçe istedim.
Makul bir gerekçe söylediler. Elimizde yüksek fiyatlı ilaçlar var. Şimdi satış fiyatı aldığımız fiyatların bile altında, bundan zarar edeceğiz dediler. Bende ilaç sanayıı ile anlaşma yaparken bunu da bir hüküm olarak koydurttum, eczanelerin stoklarında var olan bütün ilaçların geriye dönük vermiş olduğu zararları tedarik etme sözü verdim.
Ve bunu yazılı olarak da ellerinden aldım, ama buna rağmen eylem yaptılar. Çünkü yapılacak olan eylem bir çıkar kavgasıydı ve kendi çıkarlarını bırakmak istemiyorlardı. Krizden geçen bir ülkede herkesin biraz fedakarlık yapması gerekir. Çünkü Türkiye’de son 2 yılda ilaç sanayi %20 büyüdü, ve eczacılık sektörü ülke küçülüyorken en az %15 karlı çalıştı. Öyleyse krizden dolayı elini taşın altına koyabilirdi.
Erdem, Hükümetimiz İşsizliğe Büyük Kaynak Ayırdı…
Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail erdem, “Bizlerde bir hemşeriniz olarak Sancaktepe’de görev yapıyoruz. Seçimin üzerinde 9 ay geride kaldı. Ama teşkilat olarak, Ataşehir’liler olarak geleceğe bakmak mecburiyetindeyiz. Sayın bakanımız ülkemizde yapılan hizmetlerden küçük bir demet sundu.
Ne kadar güzel hizmetler, istikbal ve egemenliğin, gelecek nesillerin, geleceğini de bağlayan özellikleri burada sergilemiş oldu. Bunlardan kısa bir örnek de ben vermek isterim. Özellikle işsizliğe karşı gençlerimizin meslek sahibi olmalarına yönelik hükümetimizin çok büyük bir kaynağı vardır.
200 milyonluk bir kaynak ayırmış.
İşkur bu kaynağı ülkemizdeki işsiz gençlerin iş bulmaları adına kullanacak. İşkur il müdürlüğü ile görüşerek Sancaktepe belediyesi olarak bu imkanlardan istifade etmek arzusu içinde olduğumuzu söyledim. Prosedürü anlattılar yapılması gerekenler ilçe milli eğitim ve belediye İşkur ortak pencere çerçevesinde bu işi kazanabileceğimizi söylediler.
Şu ana kadar 2000’in üzerinde gencimizi meslek sahibi yaptık.
Halende kurslarımız devam ediyor. Yani 48.000 gencimizin 2000’ini Sancaktepe’de kursiyer yaptık. Şu anda uygulamalı olarak meslek eğitimlerine devam ediyoruz.
Yaz dönemi başladık ilçemizdeki meslek okullarında yaptık bunu ve okullarımızdaki öğretmenlerimizden istifade ettik.
Öğretmenlerimiz ek ders ücreti adı altında aylık yaklaşık 1.500 liralık bir gelire sahip oldular. Diğer taraftan da gençlerimiz meslek sahibi oldu. Ak partinin farkı bu. Belediyecilikte de a’dan z’ye bakıldığı zaman bugünkü Ak Partili belediyelerle diğer partilere mensup belediyeler arasındaki farkı vatandaşımız yaşarken görüyor. Ak partili belediyeciliğin referansı sayın genel başkanımızın 94 -99 yılları arasında istanbul’da yapmış olduğu yeniliklerdir.
Bizler içinde büyük bir yol haritasıdır. Ak parti olarak şimdi başlasak sabahlara kadar konuşsak yine de yapılan hizmetler bitmez.
İlgili Haberler
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
Şair-yazar Ali Asker Barut’un Uzak Patikalar Şarkısı adıyla yeni kitabı yayımlandı. Pikaresk Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı şair, “Sondan bir önceki şiirler” olarak değerlendiriyor. Yeni kitabında kederin, gamın sesini daha da yoğunlaştıran Tunceli doğumlu şair Ali Asker Barut, şiirini, çağıyla yüzleşen, çağıyla hesaplaşan bir çizgiye getirmiş durumda. Geçen yıllarda aynı yayınevinden Gam Divanında Keder Şiirleri ve […]
İstanbul’un siluetine modern bir dokunuş katan Çamlıca Kulesi, İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu’nun organizasyonuyla gazetecilere unutulmaz bir İstanbul deneyimi sundu. Ali Rıza Yıldız’ın başkanlığında gerçekleşen bu anlamlı ziyaret, İstanbul’un her köşesini kuşbakışı izleme fırsatı sunarken, kulenin Cumhuriyet Bayramı’na özel hazırladığı kampanya da basın aracılığıyla İstanbullulara duyuruldu. Ziyarette basın emekçileri, İstanbul’a 360 derecelik panoramik bir bakış […]